Altı yaşındaki Filistinli kız yardım çığlıklarından 12 gün sonra ölü bulundu
Gazze'de dağıtılamayan yardım için İsrail üzerindeki baskı her gün artarken İsrail savaştan sonraki dönemin planını yapıyor. Bu plana göre yardımları Hamas'la bağlantısı olmayan kişiler dağıtacak ve savaştan sonra yönetimi onlar üstlenecek.
İsrail beş aydır devam eden savaşta esas amacının Hamas’ı tamamen ortadan kaldırmak olduğunu her defasında dile getiriyor. Ancak bu yok etme planını yürütürken 2.3 milyon insanı asker-sivil ayrımı yapmaksızın bombalıyor, yardımların iç kesimlere girmesini önleyerek özellikle Gazze’nin kuzeyindeki her üç insandan birinin yetersiz beslenmeyle karşı karşıya kalmasına neden oluyor. Gazze’de insani koşulların sağlanmayışı uluslararası toplumun tepkisini çekerken İsrail bir taşla iki taş vurmaya çalışıyor gibi. Wall Street Journal’ın haberine göre İsrail’in hem yardımlarla, hem de Hamas sonrası Gazze ile ilgili birtakım planları var.
İsrailli yetkililer yardımların organize şekilde dağıtılmasının şu an için imkansız olduğunu savunuyor ve Hamas’ın yönetimde oluşacak boşlukta yeniden güçlenebileceğini iddia ediyor. Buna karşılık Gazze’de yardımları dağıtacak ayrı bir güçten faydalanılabileceği, bunun da Batı Şeria’nın kontrolünü elinde tutan Filistin Yönetimi ve yönetimdeki iktidar partisi El Fetih olabileceği belirtiliyor.
İsrailli ve Arap yetkililerin açıklamalarına göre İsrail’de savunmadan sorumlu üst düzey görevlilerden biri Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün ile Hamas bağlantısı olmayan Filistinli lider ve iş insanlarını yardım dağıtımına dahil etme çabasına destek vermek üzere görüşmeler gerçekleştirmiş.
Haberde yardımın İsrail’in denetiminden geçtikten sonra kara ve deniz yoluyla Gazze’ye gireceği, Gazze’nin merkezindeki depolara konacağını ve dağıtımları Filistinlilerin bu depolardan gerçekleştireceği yazıyor. Savaş sona erdiğinde ise yardımdan sorumlu kişiler, zengin Arap ülkelerinin fonladığı güvenlik güçlerinin de desteğini alarak Gazze Şeridi’ndeki yönetimi üstlenecek.
İşgal altındaki bölgelerde sivil işlerinden sorumlu İsrail güvenlik biriminin başındaki Tümgeneral Ghassan Alian, Hamas’ın son kalesi olarak görülen Refah kentini boşaltma planını yürürlüğe sokmak için yardım çalışmalarını önemli görüyor. Yetkililerin tahminine göre yardım dağıtım ağı Refah’taki mülteci kamplarında hayatta kalma mücadelesi veren 750 bin ila bir milyon kişinin ihtiyaçlarını karşılayabilir. Alian’ın vizyonu esasında Hamas’a karşı olan Filistinlilerden “yerel idari yönetim” oluşturarak yardımları da onlar aracılığıyla dağıtmak. Böylelikle Hamas sürecin dışına itilmiş olacak.
Ne var ki taraflar arası bir anlaşmaya henüz varılmış sayılmaz. Özellikle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bu planı onaylamadı. Çünkü yardım faaliyetlerine katılacakların bir kısmı Hamas’ın rakibi El Fetih’e bağlı kişiler ki Netanyahu El Fetih’i Hamas’tan çok farklı görmüyor. İsrail tarafının istediği profili Netanyahu’nun ofisinden bir yetkili açık bir şekilde belirtiyor: İsraillileri öldürmek istemeyenler. Diğer yetkililer ise Hamas’ın da plana şiddetle karşı çıkmasının bunu uygulanamaz hale getirebileceğine dikkat çekiyor.
Ancak böyle bir çabanın ortaya çıkması Hamas tarafından tepkiyle karşılandı. Öyle ki grup İsraillilerle işbirliği yapan herkesin “hain” olarak nitelendirileceğini beyan etti. Bunun üzerine teklife sıcak bakan bazı aileler geri adım attı. Hamas yetkililerinden biri 10 Mart’ta yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi’ndeki aile ve aşiret reislerinin işgal güçleriyle irtibat kurmayı kabul etmesi vatana ihanet olarak kabul edilir, buna izin vermeyeceğiz” dedi.
Öte yandan ABD ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerin Gazze’ye yardım ulaştırmak için deniz koridorunu desteklemesi nedeniyle kendilerini kenara itilmiş gibi hissettiklerini belirten Hamas yetkilileri, insani yardım koridorunun doğrudan Gazze Merkez’deki belediye ile görüşüldüğünü, kendilerine danışılmadığını söylüyor. Grubun endişelerinden biri de zamanında Filistin Yönetimi’nin Gazze’deki güvenlik şefi olan ancak sonra Birleşik Arap Emirlikleri’ne sürgüne giden Muhammed Dahlan’ın sürece dahil olması. Dahlan 2006’da Hamas’a karşı mücadele eden Filistinli güvenlik güçlerini denetliyordu.
İsrail’in bu iş için yanaştığı isimler arasında Dahlan, Filistin Yönetimi’nin üst düzey istihbarat yetkililerinden Majid Faraj ve Batı Şerialı iş insanı Başar Masri de var. Ancak Netanyahu Dahlan ve Faraj’a bu işin emanet edilmesine karşı. Dahlan’ın da zaten Gazze yönetiminde yer almayacağı belirtiliyor. Dahlan geçen yıl WSJ’ye “Ben Hamas’ın dostu falan değilim. Ama sizce Hamas olmadan barış işleri nasıl yürüyecek” diyerek gelecekteki Gazze yönetiminde Hamas’ın rol oynaması gerektiğini söylemiş, örgütün ortadan kaldırılamayacağının İsrail tarafından bilinmesini istemişti.
Hamas’ın siyasi büro mensuplarından Hüsam Badran kısa süre önce verdiği mülakatta Hamas’ın güvenliğin apolitik ama grubun onayıyla faaliyet gösterecek güçler tarafından sağlanmasını istediğini söylüyor. Badran, İsrail Refah ve Gazze’nin kuzeyini hedef alması üzerine son haftalarda güvenliğin grubun onayını almış gönüllü bağımsız milisler tarafından sağlandığını söylüyor. Ancak Hamas’ın talebi savaş bittikten sonra güvenlik düzenlemesinin yabancı ülke ve kuruluşlar tarafından değil, tüm grupların içinde olduğu Filistin birlik kabinesi tarafından yapılması gerektiğini söylüyor.
Körfez ülkeleri de İsrail Filistin devletinin kurulmasına yanaşmadıkça, ki bu fikir Netanyahu tarafından reddediliyor, Gazze’yi yeniden inşa etmeyi ya da güvenlik güçlerini fonlamayı kabul etmiyor. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken savaş sonrası planın nasıl olacağını görüşmek üzere çarşamba günü Suudi Arabistan’ın Cidde kentine gitti. Suudi Arabistan’ın Gazze’nin yeniden inşasında önemli bir rol üstlenmesi bekleniyor.