Tasfiye kararı çıktı Çinli Evergrande tarihe mi karışıyor?
Geçmişi sömüren ve sömürülen olarak birbirine bağlanan Japonya ve Güney Kore, tarihin acılı sayfalarını geride bırakarak Çin ve Kuzey Kore tehdidine karşı birleşmeyi amaçlıyor. Bu kapsamda Güney Kore lideri Yoon Suk Yeol, 12 yıl sonra ilk kez Japonya'da.
Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol, normalleşme hamlesi olarak 12 yıl sonra ilk kez Japonya’yı ziyaret etti. İki ülke arasındaki gerginliği sonlandırmak için bu ilk adımın atılmasına Kuzey Kore’nin geçen seneden beri belli aralıklarla füze fırlatma denemeleri ve Çin’in bölgedeki askeri nüfuzunu artırmasının yarattığı endişe vesile oldu.
Liderlerin görüşmesine saatler kala Kuzey Kore’nin Kore yarımadasının doğu kıyısına uzun menzilli balistik füze fırlatması da sözkonusu iki ülkenin endişelerini doğrular nitelikte. Japonya’nın Kabine Genel Sekreteri Hirokazu Matsuno, Kuzey Kore’nin bu hamlesini “pervasız” bularak, “bölgenin ve uluslararası toplumun barış ve güvenliğini tehdit ettiği” gerekçesiyle kınadı.
İstihbarat paylaşma anlaşması yeniden geçerli olacak
Japonya Başbakanı Kişida Fumio, Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol ile görüştükten sonra Tokyo’da yaptığı açıklamada, “Bundan böyle Japonya ve Güney Kore ilişkilerinde her iki tarafın da formalitelere bağlı kalmadan sık sık ziyaret gerçekleştireceği yeni bir sayfa açılmasını istiyorum” dedi.
İki liderden yapılan ortak açıklamada ise Kuzey Kore’nin nükleer ve füze tehditleri karşısında ikili güvenlik görüşmelerini yeniden başlatma konusunda anlaştıkları, “özgür ve açık Hint-Pasifik” ve uluslararası kurallara dayalı düzeni korumak için birlikte çalışmanın önemini yineledikleri ifade edildi. Yoon, Japonya ile askeri istihbarat paylaşımını içeren anlaşmaya geri döneceklerini belirtti.
‘Rahatlatıcı kadınlar’ çıkmazı
Yoon ve Japonya Başbakanı Kişida Fumio’nun ikili zirvesi, Japonya’nın bir yüzyıl önce Kore yarımadasını sömürgeleştirme faaliyetlerinden doğan anlaşmazlıklar ve güvensizlikler silsilesiyle bir türlü düzelememişti. Peki Japonya ve Kore arasında bu yüzyıllık süreçte ne yaşandı da iki ülke bir türlü yan yana gelemedi?
Aslında iki ülke arasındaki ilişkiler 1965’te düzelir gibi oldu. Ancak sarılmayan geçmiş yaralar tekrar kanamaya başlayınca iki ülke arasındaki ilişkiler de doğal olarak iltihaplandı. Bu yaralardan biri kayıtlı 780 bin Korelinin Japonların çıkarına olacak şekilde zorla çalıştırılmasıydı. Diğeri ise II. Dünya Savaşı sırasında Japon hükümetinin askerlerin cinsel ihtiyaçlarını karşılamak için kurduğu genelevlerde Koreli kadınların “rahatlatıcı kadınlar” yaftasıyla sistematik olarak tecavüze uğramasıydı.
2018 yılında Güney Kore’de Yüksek Mahkeme, sömürge döneminde zorla çalıştırılan 15 kişinin iki Japon şirketine açtığı davada, sözkonusu şirketlerin tazminat cezası ödemesine hükmetti. Ne var ki Japonya, Güney Kore mahkemesinin kararını kabul etmedi ve herhangi bir ödeme yapmadı. Japonya’nın, sömürge döneminde cinsel istismara uğradığını anlatan kadınların söylediklerini de kabul etmeyerek özür dilememesi sonucu iki ülke arasındaki tansiyon iyice yükseldi. Japonya hafıza çiplerinde kullanılan malzemelerin ihracatına kısıtlama getirirken, Güney Kore de Tokyo ile askeri istihbarat paylaşma anlaşmasına bir son verdi. Tüm bu mahkeme krizi Yoon’un selefi Moon Jae In döneminde yaşandı.
Çin ve Kuzey Kore tehdidi iki ülkeyi normalleşmeye itti
Yoon yönetimi ise tazminat planı gibi tartışmalı ve duygusal konularda halkın itirazlarını dinlememek anlamına gelse bile ilişkileri düzeltmek için çabalıyor. Bunun bir örneği de geçtiğimiz hafta Güney Kore’nin 1910’dan 1945’e kadarki sömürge dönemi mağdurlarının acılarını özel Kore şirketlerinin fonladığı kamu ödenekleriyle tazmin edeceklerini açıklamasıydı. Bu kapsamda Japon şirketlerine herhangi bir yaptırım uygulanmaması da doğal olarak Japonya tarafından memnuniyetle karşılandı.
Aslında tarihi anlaşmazlığın çözümüne yönelik bu önemli adımdan önce de Seul ve Tokyo geçmişi geride bırakma ve daha yakın ilişkiler kurma isteğinin sinyallerini vermeye başlamıştı. Güney Kore’nin Japonya’ya başlattığı başkaldırı hareketinin 104. yılı şerefine 1 Mart’ta konuşma yapan Yoon, Japonya’nın “geçmişin militarist canavarından günümüzün işbirlikçisine” dönüştüğünü ve “aynı evrensel değerlere sahip olduğunu” dile getirmişti.
Çin’i endişelendiren birlik: QUAD
İki ülkenin Çin ve Kuzey Kore’ye karşı birlik oluşturmasının en büyük destekçisi ise ABD. Bu kapsamda Yoon ve Kişida, 2019’dan bu yana ilk zirvesini eylül ayında New York’ta yaparak ilişkileri düzeltme konusunda mutabık kaldı. İki lider kasım ayında da Kamboçya’daki ASEAN bölgesel zirvesinde ABD Başkanı Joe Biden ile görüştü.
Japonya ve Güney Kore arasındaki yakınlaşma Kuzey Kore için olduğu kadar Çin için de endişe verici bir durum. Beijing’i asıl endişelendiren konu Güney Kore’nin ABD, Japonya, Avustralya ve Hindistan’ın oluşturduğu “QUAD” olarak bilinen Dörtlü Güvenlik Diyaloğu’na katılma ihtimali. Zira Çin, bu birliği ABD’nin kendisine yönelik stratejik ve askeri hamlesinin bir parçası olarak görüyor. Ancak Japonya’daki ABD Büyükelçisi Rahm Emanuel, Çin’i bu pozisyona itenin aslında kendi eylemleri olduğunu söylüyor. Emanuel’e göre Çin, Hindistan ile sınır konusunda iki kez, Filipinler ile sahil güvenlik konusunda iki kez karşı karşıya gelmese ve Japonya’nın münhasır ekonomik bölgesine füze fırlatmasa böyle bir şey yaşanmayacağını söylüyor.