Türkiye-İsrail hattı geriliyor: İsrailli bakandan Erdoğan’a Saddam benzetmesi, Dışişleri’nden Hitler çıkışı
Lübnan Başbakanı Mikati, İsrail’in Lübnan’a saldırılarında ateşkes çağrılarını reddetmesini kınadı ve uluslararası topluma acil müdahale çağrısı yaptı. Mikati ülkenin güneyinde sivil yaşamın ve tarihi mirasın tehlikede olduğunu söyledi.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati ardı arkası kesilmeyen İsrail saldırılarına karşı uluslararası toplumda bir kez daha sesini yükseltti. Başbakan Mikati, İsrail’in Lübnan’a yönelik süren saldırılarında ateşkes çağrılarını kararlılıkla reddettiğini söyledi, bu saldırgan tutuma karşı uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı. Lübnan’ın kalbinde artan çatışma ortamı ve sivil yaşam üzerindeki tehdide dikkat çeken Mikati bunu yalnızca askeri bir sorun değil kültürel bir yıkım olarak da gördüğünü dile getirdi.
Mikati’nin ofisinden yapılan açıklamada İsrail’in Lübnan’ın güneyindeki köyleri ve şehirleri hedef aldığı, arkeolojik alanlar dâhil olmak üzere birçok bölgenin tahrip edildiği kaydedildi. Mikati özellikle Lübnan’ın güneyindeki Sur ve Baalbek bölgelerindeki kültürel miras alanlarının ciddi tehlike altında olduğunu belirterek, bu hazinelerin korunması için küresel bir müdahale çağrısında bulundu.
“Bu topraklar yalnızca Lübnan’ın değil, aynı zamanda tüm insanlığın ortak mirasıdır” diyen Mikati Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) seslenerek tarihi yapıların korunması için derhal ve kararlı bir şekilde harekete geçilmesi gerektiğini vurguladı.
Başbakan Mikati’nin açıklamasında dikkat çeken bir diğer nokta ise Lübnan ordusunu güçlendirme kararıydı. İsrail’in sınır hattındaki saldırılarını artırdığı bir dönemde Lübnan hükümeti orduya 1500 yeni asker takviyesi yapma kararı aldı. Gelecek günlerde yapılacak kabine toplantılarında, ülkenin savunma kapasitesini artırmak için atılacak ek adımlar da tartışılacak.
Mikati “Ulusal güvenliğimizi sağlamak ve halkımızı korumak için gereken her adımı atacağız” diyerek Lübnan’ın bu zorlu günlerde kendi ayakları üzerinde durma kararlılığını ortaya koydu.
Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı rapor saldırıların sağlık sektörü üzerinde yarattığı büyük tahribatı gözler önüne serdi. İsrail’in hava saldırılarının en çok çocuklar, kadınlar ve yaşlılar üzerinde etkili olduğu belirtilen raporda hastane binalarının, ambulansların ve sağlık merkezlerinin hasar gördüğü; ilaç, tıbbi malzeme ve personel eksikliğinin sağlık sistemini çöküşün eşiğine getirdiği aktarıldı.
Bu kapsamlı rapor Dışişleri Bakanı Abdullah Buhabib’in de katıldığı bir toplantıda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ile Avrupa Birliği ülkelerinin büyükelçilerine sunuldu. Lübnan yönetimi bu raporla uluslararası toplumu sağlık altyapısının korunması için destek sağlamaya davet etti.
Lübnan Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, 8 Ekim 2023’ten bu yana devam eden çatışmalarda 104’ü çocuk ve 194’ü kadın olmak üzere toplam 2 bin 986 Lübnanlı hayatını kaybetti, 13 bin 402 kişi ise yaralandı. Bu sayıların her geçen gün artması, Lübnan halkı üzerindeki baskıyı ve endişeyi derinleştiriyor.
İsrail’in Bekaa Vadisi ve Baalbek gibi stratejik öneme sahip bölgelerde düzenlediği yüzlerce hava saldırısının ardından binlerce Lübnanlı evlerini terk etmek zorunda kaldı. Hükümetin verdiği bilgilere göre, göç edenlerin büyük bir kısmı başkent Beyrut ve kuzey bölgelere sığınırken, 539 binden fazla kişi ise can güvenliklerini sağlamak amacıyla Lübnan’dan ayrılarak komşu ülke Suriye’ye göç etti.
Bu çatışmaların ardında Hizbullah’ın İsrail’e yönelik sert misillemeleri de dikkat çekiyor. Lübnan sınırında konuşlanan Hizbullah güçleri İsrail ordusuna roket ve füze saldırıları düzenlemeye devam ediyor. Ancak İsrail tarafında büyük bir hasar kaydedilmezken, bu saldırılar Lübnan’da giderek artan bir yıkıma neden oluyor.
İsrail’in kontrolsüz bir şekilde Lübnan topraklarını bombalaması ülkede binlerce kişinin hayatını altüst etti. Lübnan’ın kuzeyine doğru sürülen göç dalgası ülkedeki barınma ve temel ihtiyaçlara erişim konusunda ciddi sorunlar yaratmış durumda.
Lübnan’ın güneyinden yükselen bu savaş çığlığına karşı Mikati uluslararası topluma şöyle seslendi:
“Ülkemizin kültürel mirasını, çocuklarımızın geleceğini ve vatandaşlarımızın yaşam haklarını korumak için birleşmek zorundayız. Bu bir ulusal mücadeleden öte, bir insanlık meselesidir. İsrail’in durdurulması ve Lübnan halkının güvenliğinin sağlanması için hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız.”