Edirne’de YSP standına saldırı, yaralılar var
Venezuela'nın efsanevi lideri Chavez'in halefi Maduro'nun en büyük sınavı geliyor. Kötü ekonomik koşullar ve güçlenen muhalefet Maduro iktidarının sonunu getirebilir mi? Venezuela'daki seçimler hakkında bilmeniz gereken her şey haberimizde.
Pazar günü Güney Amerika ülkesi Venezuela‘da seçmenler, ülkenin modern tarihindeki en önemli seçimlerden biri olabilecek bir seçimler için sandık başına gidiyor. İktidarda geçirdiği 11 yılın ardından Devlet Başkanı Nicolas Maduro, muhalefetin adayı Edmundo Gonzalez Urrutia’ya karşı üçüncü dönem için yarışırken büyük zorluklarla karşı karşıya.
Anketler Maduro‘nun Gonzalez’in yaklaşık 40 puan gerisinde olduğunu gösterirken, muhalif seçmenler Venezuela’nın ekonomik krizinden ve siyasi baskılardan bıktıklarını ifade ediyor. Ancak eleştirmenler Maduro’nun sandıkta gerçekten yenilmesi halinde yenilgiyi kabul edip etmeyeceğini sorguluyor.
Maduro devlet başkanlığı seçimini kazandığı takdirde göreve üçüncü kez seçilmeye hak kazanacak. Venezuela’da 10 yıl sonra ilk kez tüm muhalefet partileri seçimi boykot etmeme kararı aldı. Venezuela lideri 26 Temmuz’da Bolivar Bulvarında düzenlediği seçim kampanyasının kapanışında son yılların en kalabalık mitinginde halka hitap etti.
Gonzalez ise seçim kampanyasının son gününde başkent Karakas’taki Las Mercedes semtinde az sayıda toplanan destekçileriyle bir araya geldi. Şehrin en sembolik cadde ve meydanları Maduro’nun dev afişleriyle donatılırken, muhalefetin seçim kampanyası ise bu konuda beklenen etkiyi gösteremedi.
Adaylar kimler, şu ana kadar hangi gelişmeleri gördük ve oylama hangi koşullar altında gerçekleşecek? Bu soruları ve daha fazlasının yanıtları Al Jazeera‘den Brian Osgood’un da yorumlarıyla birlikte haberimizde:
Seçim, Maduro’nun akıl hocası olan merhum Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez’in doğum günü olan 28 Temmuz’da gerçekleşecek.
Maduro, rakibi Gonzalez’in görünüşte aşılamaz bir farkla gerisinde kalmış görünüyor.
ORC Consultores adlı kamuoyu araştırma şirketi Maduro’yu yüzde 12.5 oranında desteklerken Gonzalez’i yüzde 59.6 oranında destekliyor.
Veri analiz şirketi Delphos ve Andres Bello Katolik Üniversitesi tarafından yapılan bir başka anket Maduro’nun onay oranını biraz daha yüksek, yaklaşık yüzde 25 olarak gösterdi. Ancak bu ankette de Maduro, yüzde 59’un üzerinde destek alan Gonzalez’in çok gerisinde kaldı.
Ülkenin en büyük medyası Telesur’un haberine göre ise Uluslararası Danışmanlık Hizmetleri tarafından yayımlanan anketlerde Maduro, ortalama yüzde 71 ile önde görünürken en yakın rakibi Gonzalez ise yüzde 23.9 ile ikinci sırada yer alıyor.
Seçimin favorilerinden Maduro, kazandığı takdirde 6 yıllık görev süresinde ihracata yönelik ekonomik dönüşüm, komşu ülke Guyana ile yaşanan ihtilaflı Esequibo bölgesindeki Venezuela’nın haklarının korunması, sosyal programların devam ettirilmesi, konut yardımı ve istihdamın arttırılması için yeni paketlerin açıklanacağını söyledi.
61 yaşındaki Maduro seçim kampanyası sırasında yaptığı konuşmalarda, ülke ekonomisinin güçlendirilmesi, enflasyonla mücadele, Amazon Ormanlarının ve diğer doğal rezervlerinin de korunması için adımlar atacaklarını bildirdi.
Muhalefet koalisyonu adayı, eski Arjantin ve Cezayir Büyükelçisi emekli diplomat Gonzalez ise seçimleri kazandıktan sonra ülkedeki kurumların güçlendirileceğini, ekonominin yeniden canlandırılması için teşvik paketleri açıklayacaklarını duyurdu.
Siyasi yasaklı olduğu için devlet başkanı adayı olamayan eski milletvekili Maria Corina Machado da mitinglerde 74 yaşındaki Gonzalez’e “büyük” destek verdi ve halktan oy istedi.
Maduro uzun zamandır selefi Chavez’in popülaritesini yakalamakta zorlanıyor. Venezuela ekonomisi 2010’lu yılların ortalarından bu yana ana ihraç ürünü olan petrolün fiyatının düşmesi nedeniyle büyük bir sıkıntı içindeydi.
Ekonomik kriz hiperenflasyonu ve ciddi ekonomik sıkıntıları tetikledi. İnsanların bir kısmı başka yerlerde fırsat aramak için ülkeyi terk etmeye başladı. Bazı eleştirmenler Maduro ve müttefiklerini yolsuzluk ve ekonomiyi kötü yönetmekle de suçladı.
Uzmanlara göre insan hakları ihlalleri ve demokratik gerileme iddialarına yanıt olarak ABD tarafından uygulanan yaptırımlar ekonomik krizi daha da derinleştirdi.
Merkezi ABD’de bulunan bir araştırma ve hak savunuculuğu grubu olan Washington Office on Latin America’nın (WOLA) Venezuela program direktörü Laura Dib Al Jazeera’ye yaptığı açıklamada, ülkedeki insanların ezici ekonomik koşulların iyileştirilmesi için çaresiz olduğunu söyledi: “Venezuela’da asgari ücret aylık 130 dolar civarında olabilir, ancak bir ailenin temel ihtiyaçlarını karşılamak için ihtiyaç duyduğu miktar 500 dolar civarındadır.”
Ekonomik durumun ne kadar vahim bir hal aldığının belki de en iyi göstergesi ülkeyi terk eden insan sayısıdır. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (UNHCR) göre 2014 yılından bu yana 7.7 milyondan fazla kişi ülkeyi terk ederek modern tarihin en büyük kitlesel yerinden edilme vakalarından birine imza attı. Her gün yaklaşık iki bin kişi ülkeyi terk etmeye devam ediyor.
Bazı uzmanlar Maduro’nun üst üste üçüncü seçimde de zafer kazanması halinde bu sayının artmasından endişe ediyor.
Ülkenin efsanevi Devlet Başkanı Chavez’in 61 yaşındaki halefi Maduro, Birleşik Sosyalist Parti’nin (PSUV) adayı olarak üçüncü bir altı yıllık dönem için şansını deniyor. Chavez’in yoksullara sosyal programlar sunma ve ABD’ye karşı düşmanca bir duruş sergileme mirasını sürdürmeyi amaçlıyor. Maduro’nun karşısında kendilerini Üniter Platform koalisyonu olarak adlandıran bir grup muhalefet partisi var.
Koalisyon farklı siyasi görüşleri bir araya getirse de Maduro’nun iktidarını sona erdirmek ve Batı ile ilişkileri geliştirmek en önemli hedefleri. Üniter Platform yetkilileri, yaptırımların hafifletilmesi ve yatırımların artırılması yoluyla Venezuela’daki koşulları iyileştirmeyi ve diaspora üyelerinin evlerine dönmelerini sağlamayı umuyor. Muhalefet oy pusulasında 74 yaşındaki eski bir diplomat olan Gonzalez tarafından temsil ediliyor.
Maduro ise muhalefeti, pek çok yoksul vatandaşın ekonomik destek için bel bağladığı sosyal programları özelleştirmek isteyen “yabancı güçlerin yardakçıları” olarak resmediyor.
Muhalefet, taraflı bir seçim sistemi olduğunu söylediği 2018 seçimlerini büyük ölçüde boykot etti. Maduro sonuçta oyların yüzde 67’sinden fazlasını alarak seçimi kazandı.
Ancak Amerikan Devletleri Örgütü gibi gruplar seçimin “özgür, adil, şeffaf ve demokratik bir süreç” standartlarını karşılamadığı uyarısında bulundu ve gözlemciler seçime katılımın rekor düzeyde düşük olduğunu kaydetti.
Kısa bir cevap verecek olursak bu “hayır” olurdu. Muhalefet Gonzalez’i aday listesinin başına koymuş olsa da Gonzalez koalisyonun ilk tercihi değildi.
Aslında ikinci tercih bile değildi. Gonzalez, hükümetin popüler muhalif figür Maria Corina Machado’nun ve onun yerine aday gösterilen Corina Yoris’in seçimde yarışmasını yasaklamasının ardından seçildi.
Oylama öncesinde diğer muhalif isimler de eleştirmenlerin düzmece olarak nitelendirdiği suçlamalarla gözaltına alındı. Ocak ayında Venezuela Yüksek Mahkemesi Machado’nun 15 yıl süreyle kamu görevlerinden men edilmesi kararını onadı.
Hükümet kararını, Machado gibi muhalif isimlerin Maduro’yu devirme çabalarına karıştığını ve ABD’nin Venezuela’ya yönelik yaptırımlarını teşvik ettiğini iddia ederek savundu.
Machado her ne kadar popülerliğini korusa da, bu suçlamalar Caracas’taki hükümetin altını oyma ve Washington’a daha yakın yeni bir hükümet kurma çabalarına ABD’nin verdiği destekten duyulan endişeye dayanıyor. Maduro ve müttefikleri Machado’yu yolsuzluk yapmakla da suçluyor.