Başdanışman Uçum’dan tuhaf 29 Ekim mesajı: Atatürk’ün ülke liderliği Erdoğan’la ihya oldu
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mısır ziyaretinden bir hafta sonra Müslüman Kardeşler'in üst düzey yöneticilerinden Mahmud Hüseyin'in Türk vatandaşlığı elinden alındı. Arap basını bunun sebebi olarak "gayrimenkul manipülasyonu"nu gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 12 yıl sonra geçen hafta Mısır’a gerçekleştirdiği ziyaretin ardından Türkiye Müslüman Kardeşler’in (İhvan-ı Müslimin) İstanbul’daki lideri Mahmud Hüseyin’i vatandaşlıktan çıkardı.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’nin demokratik yollarla iktidara gelen Müslüman Kardeşler lideri Muhammed Mursi’yi 2013’te devirmesinin ardından başta Türkiye olmak üzere pek çok ülke darbeye tepki göstermişti. Erdoğan darbeye şiddetle karşı çıkmış, Sisi’ye “katil, diktatör” gibi yakıştırmalar yapmıştı. Bunun sonucunda iki ülke arasındaki ilişkiler maslahatgüzarlık seviyesine indirgenmişti, ama 2022’den beri Erdoğan sert tutumunu yumuşatarak ilişkilerin normalleşmesi için adım atar oldu.
2022 sonundaki Katar Dünya Kupası’nda Erdoğan ve Sisi’nin el sıkışması ilişkilerin normalleşeceğinin göstergesiydi. Aylar sonra karşılıklı büyükelçilikler açıldı, bu normalleşmeye son noktayı koyan da Erdoğan’ın geçen haftaki Mısır ziyareti oldu.
İlişkilerin kötü olduğu dönemde Müslüman Kardeşler’e mensup kişiler Türkiye’den Sisi karşıtı yayınlar yapmaya başlamıştı. Ama ilişkiler normalleşme yoluna girdiğinden beri Türkiye Müslüman Kardeşler mensuplarına karşı tutuklama kampanyası başlattı. Örgütün İstanbul’daki yayın merkezlerine baskınlar düzenlendi, örgüt üyelerinin vatandaşlık talepleri pek çok kez reddedildi. Bu da Müslüman Kardeşler’in artık Türkiye’de faaliyet göstermesinin istenmediğini gösteriyor.
Son örnek Mahmud Hüseyin oldu. Birleşik Arap Emirlikleri merkezli Al Arabiya’ya konuşan kaynaklara göre Hüseyin’in vatandaşlığının alınması ve şahsi pasaportuna elkonmasının sebebi açıklanmadı.
Ancak kaynakların Al Arabiya’ya daha sonradan aktardığı bilgilere göre Mahmud Hüseyin’in vatandaşlıktan çıkarılmasının sebebi olarak Hüseyin’in de dahil olduğu 46 kişinin gayrimenkul manipülasyonuyla ilişkilendirilen bir mafya grubunun parçası olması gösterildi. Kaynaklar Türk yetkililerin aralarında Mısırlı, Suriyeli ve Rusların da olduğu bu mafya grubunu tespit ederek kontrol altına almaya çalıştığını söylüyor.
“Altın pasaport” da denen yöntemi kullanarak Türkiye’de vatandaşlık almak parası olan yabancılar için çok kolay hale geldi. Bu yöntemle belli miktarda yatırım yaparak, ki bu genelde gayrimenkul oluyor, Türk vatandaşlığına başvuru yapılabiliyor. Ancak bu yöntemin belli başlı kuralları var. Bunlardan biri gayrimenkulü bir süre elinde tutmak ve ileride yalnızca Türk vatandaşlarına satmak. Mahmud Hüseyin de bu yöntemi kullanarak vatandaşlık almış ama sonra gayrimenkulünü yabancı bir vatandaşa satarak onun Türk vatandaşlığı almasını sağlamış.
Bu arada Avrupa’da da özellikle uyuşturucu kartellerine mensup kişilerin bu yöntemi kullanarak, Türk vatandaşlığı alarak yargıdan kaçması yönünde şikayetler var. Bu konuyla ilgili olarak geçen yıl şu haberi yapmıştık.
Hüseyin şu anda örgüt üyeleriyle Türkiye’de kalıp sorunu çözmeye mi çalışsa yoksa oturum izni almak için başka bir ülke aramaya mı başlasa, onu tartışıyor. Ancak yine gazetenin aktarımına göre aralarında “basın çalışanları ve üniversitelerde akademisyenlik yapanların da olduğu” bir grup İhvan mensubu Türkiye’yi terk etmeye başladı bile. Yetkililer Hüseyin’in eşinin de vatandaşlığını elinden almış. Grubun liderlerinden Medat El Hattat’ın şu anda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın danışmanlarından biriyle sorunu çözmeye çalıştığı aktarıldı.
İhvan içindeki bölünmeler son üç yılda iyice arttı. İhvan liderlerinden İbrahim Münir’in 4 Kasım 2022’de ölmesinin ardından İstanbul cephesinin Mahmud Hüseyin, Londra cephesinin ise Salih Abdülhak tarafından yönetilmesinin de bunda etkisi var.
77 yaşındaki Hüseyin 1947 yılında Filistin’in Yafa şehrinde Mısırlı bir baba ile Filistinli bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluğunu Refah’ta geçiren Hüseyin lise eğitimini de yine Filistin’de aldı. Al Arabiya’nın bildirdiğine göre Mahmud Hüseyin’in babası Müslüman Kardeşler’in Gazze Şeridi’ndeki kurucularından Şeyh Hüseyin el Mısri.
İhvan’ın Gazze Şeridi’ndeki ilk Şura Konseyi’nin üyesi olan Hüseyin konseyde Refah’ı temsil eden üyelerdendi. İhvan’ın internet sitesine göre Hüseyin Gazze’deki İslam Üniversitesi’nin de kurucu idari üyelerinden.
1971 yılında mühendislik alanında lisans derecesi alan Hüseyin Mısır’daki Assiut Üniversitesi’nde mühendislik fakültesinde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1978’in başında ABD’ye gitti. Döndükten sonra profesörlüğe kadar yükseldi. 2010 yılında Mahmud İzzet’in yerine Müslüman Kardeşler genel sekreteri olarak çalıştı. Darbeden önce Müslüman Kardeşler’in işlerini yurtdışından yürütmekle görevlendirildi.
Hüsnü Mübarek döneminde 1995 yılında yasaklı bir örgütü canlandırmak suçuyla üç yıl hapse mahkum edilen Hüseyin Ağustos 2007’de tutuklandı ancak hapishanede kalp krizi geçirdikten sonra hastaneye sevk edilerek ameliyat oldu. Sağlık durumunun kötüleşmesi nedeniyle serbest bırakıldı.