İsrail, Kanye’nin geç gelen özrünü kabul etmedi
Tel Aviv'in Gazze'yi işgaliyle İsrail ve Türkiye arasındaki ipler zaten gerilmişti; Mossad'ın Türkiye'yi içine alan suikast planlarının da açığa çıkmasıyla tansiyon iyice yükseldi.
İsrail ile Filistinli örgütler arasındaki savaş Tel Aviv’in bitirdiği ateşkesin ardından topyekûn devam ediyor. Savaşın son zamanlarda en öne çıkan başlıklarından biri, tartışmasız, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Mossad’a verdiği suikast emri. Bir hafta süren ve ihlal iddiasıyla sona eren ateşkes henüz başlamadan kameralar karşısına geçen Netanyahu, İsrail Dış İstihbarat Servisi Mossad Bakanı David Barnea’nın esir takasını öngören ateşkes uzlaşısına ilişkin temaslarda bulunmak üzere Katar’a gittiği sırada “Mossad’a her nerede olursa olsunlar Hamas’ın liderlerini hedef almaları talimatı verdim” demişti.
Bir gazetecinin Netanyahu’ya ateşkesin Hamas liderlerinin hedef alınmasına yönelik bağlayıcılığı olup olmadığını sorması üzerine İsrail Başbakanı “Böyle bir zorunluluk yok” diye cevap vermişti.
Aynı gün İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant da Hamas liderleri için şunları demişti: “Ödünç alınmış bir zamanda yaşıyorlar. Mücadelemiz dünya çapında. Sahadaki silahlı adamlardan lüks jetlerin tadını çıkaranlara, kadın ve çocuklara karşı hareket edenlere kadar hepsi ölmeye mahkumdur.”
İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar İsrail devlet televizyonu KAN’da yayımlanan bir kayıtta “Katar, Türkiye ve Lübnan dahil dünyanın her yerinde Hamas liderlerini, yıllar sürse bile öldürmeye kararlı olduklarını” belirtmişti.
Bu açıklamaların ardından ateşkes başlayınca tartışmalar biraz geride kalmıştı, ta ki ABD merkezli Wall Street Journal Mossad’ın olası suikast adreslerini yazana kadar.
Bu adresler arasında Türkiye, Lübnan ve Katar vardı.
Türkiye’nin bu iddiada adının geçmesi istihbaratı da harekete geçirdi. Türk istihbarat kaynakları iddia üzerine Anadolu Ajansı’na konuştu. Kaynaklar İsrail’in Türkiye dahil Filistin dışında yaşayan Hamas üyelerini hedef alacağına dair uluslararası basında yer alan haberlere ve İsrailli yetkililerin bu yöndeki açıklamalarına istinaden muhataplara gerekli uyarıların yapıldığı, aksi yöndeki bir tutumun ciddi sonuçları olacağı uyarısı yaptı. Yetkililer muhtelif istihbarat servislerinin daha önce de Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yasa dışı faaliyete girişmeye çalıştığını anımsatıp hiçbir servisin bu tür operasyonlarına müsaade edilmeyeceğini vurguladı.
Bu açıklama üzerine Mossad’ın istihbarat yetkililerince hatırlatılan yasa dışı faaliyetlerini de anımsamakta fayda var.
Dünya çapında suikast planı yürütme konusunda belki başka hiçbir ülke İsrail kadar deneyimli değildir. İsrailli gazeteci Ronen Bergman’ın “Rise and Kill First” adlı kitabına göre İsrail İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana 2 bin 700’den fazla suikast operasyonu yaptı.
Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail’in kuruluşundan önce Birleşik Krallık yönetimindeki Filistin Mandası (o dönemde Haganah üyeleri tarafından işlenen suikastler / Bugünkü İsrail Savunma Güçleri’nin temelini oluşturan örgüt), Almanya, Nazi Almanyası, Ürdün ve Mısır… Ssay say bitmez. Mossad’ın suikast planlarını hayata geçirdiği ülkeler arasında Türkiye’yi saymak pek mümkün değil, çünkü en azından bilinen bir suikastı yok ama bu konudaki girişimleri hatırlayabiliriz.
10Haber 15 Ağustos 2023’te MİT’in mayıs ayında İstanbul’da operasyonla yakaladığı Mossad’a çalışan özel dedektif Selçuk Küçükkaya ve şebekesiyle ilgili soruşturmanın detaylarını yayınlamıştı. Masum Gök’ün ulaştığı iddianamede altısı tutuklu 17 şüpheli hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca “siyasal ve askeri casusluk” suçundan 15 yıla kadar hapis istendiği belirtilmiş, ajanlarla yazışmalardaki ilginç detaylar gündeme getirilmişti.
Mossad’ın hedefindeki kişileri ekibine takip ettirmek için ‘Üçüncü Göz Uzman Kadrosu’ isimli Whatsapp grubu kurduğu saptanan Küçükkaya’nın, Mossad yöneticileriyle Avrupa’da dört yılda 10 farklı şehirde 11 kez görüştüğü ve 2.7 milyon lira ödeme aldığı saptanmıştı. İddianamede dikkat çeken ilginç ayrıntı Mossad’ın Selçuk Küçükkaya’dan takip etmesini istediği isimlerden birinin Uğur Mumcu suikastından yargılanan ve 5 yıl 6 ay hapis yatan Abdülhamit Çelik olmasıydı. Selçuk Küçükkaya ve ekibi takip sonucunda Abdülhamit Çelik’in adres bilgilerini elde edip Raul isimli Mossad ajanına göndermişti. Selçuk Küçükkaya’nın ifadesine göre Mossad ajanı Raul kendisinden Abdülhamit Çelik’e bir notla birlikte ölü kedi bırakmasını istemişti (Haberin tamamını buradan okuyabilirsiniz).
Türkiye ve İsrail’in istihbarat örgütleri arasında normalleşme sürecinde dahi birçok çekişme yaşandı. Hatta normalleşme sürecinin hız kazandığı dönemlerde “Mossad Türkiye’de suikastın engellenmesine yardım etti” gibi haberleri çokça görsek de, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) Türkiye’deki Mossad yuvalanmalarına karşı yaptığı operasyonlar da sık sık gündeme geliyordu. Hatta Ocak 2023’te (ki normalleşme süreci devam ediyordu) Katar merkezli Al Jazeera televizyonu bir İsrail operasyonuna dair belgesel hazırlamıştı. Belgeselde Mossad’ın 2021-2022’de Türkiye’deki başarısız olan son operasyonunun ses kayıtları, tanıklıklar ve belgeler yer almıştı.
Belgeselde Mossad’ın Türkiye’de yaşayan Filistinlilerle Facebook ve WhatsApp gibi sosyal medya ile iletişim kurduğu, kendilerini NATO subayları ve Türkiye hakkında araştırma yapan düşünce kuruluşu mensubu gibi tanıttığı anlatılıyordu. Hedefteki Filistinlilerin direkt Türk istihbaratıyla irtibata geçtiği, Türk istihbaratının da hedeflerle yapılan her konuşmayı kaydetmeye başladığına değiniliyordu.
Takip edilen görüşmeler ve kurulan bağlantılardan sonra Türk istihbaratının daha geniş ağı keşfetmek için ilk olarak Avrupa’daki konumlara göre Western Union ödemelerini izlemeye başladığı anlatılan belgeselde Hamas’a yakın olduğu varsayılan sahte kişiler yaratılıp Mossad’a yanlış bilgi verildiğine de değinilmişti. Mossad sahte Filistinlilerle ilgili bilgilerin çapraz kontrolü için başka muhbirler kullanmış, bu da Türkiye’deki muhbir ağının ortaya çıkmasını sağlamıştı.
İsrail 2014 yılında da Kudüs’te saldırılar düzenlemeyi planlayan bir Hamas şebekesi çökerttiğini açıklamıştı. Gözaltına alınan 30’dan fazla Hamas üyesinin Türkiye ve Ürdün’de eğitildiği iddia edilmişti. İsrail’in Jerusalem Post gazetesi o yıl operasyonlara katılacak kişilerin Müslüman Kardeşler ve Hamas’ı destekleyen öğrencilerden seçildiğini yazmış, onların askeri eğitimini denetleyenlerin ve onlara talimat verenlerin de Hamas’ın Türkiye’deki üst düzey üyeleri olduğunu öne sürmüştü.
2014 yılındaki bu gelişme aralık ayında yaşanmıştı; Hamas’ın Siyasi Büro Şefi Halid Meşal ise bundan bir ay önce, kasım ayında Konya’da düzenlenen AK Parti Konya 5. Olağan Kongresi’ne katılmıştı. Hatta orada şu konuşmayı yapmıştı:
Ey Konya halkı şunu mutlaka iyi bilin, güçlü bir Konya, güçlü bir Türkiye güçlü bir Kudüs, güçlü bir Filistin demektir. İnşallah zafer yolunda Allah hem sizinle hem bizimle beraberdir. Türkiye, demokratik Türkiye, istikrarlı Türkiye ve kalkınmış Türkiye tüm Müslümanlar için güç kaynağıdır. Türkiye’nin Adalet ve Kalkınma Partisi’nin beni toplantılarında, kongrelerinde misafir etmesi, Konya’da, İstanbul’da ağırlaması, bizim için büyük şereftir. İnşallah gelecekte sizleri Filistin’deki kongrelerimizde Kudüs’te görmeyi arzu ediyoruz.
Katar ateşkes arabuluculuğunun yanı sıra Hamas liderlerini barındıran ülke olmasıyla da dikkat çekiyor. Lübnan ise hem Hamas’la, hem de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’yle sıkı ilişkileri olan, savaşın başından bu yana da Hizbullah ile İsrail’in sınır çatışmaları yaşadığı ülkelerden biri.
Hamas yetkilisi Muhammed Hamdan’a suikast girişimi (2018): Lübnan’ın güneyindeki Sayda kentinde 14 Ocak 2018’de Hamas mensubu Muhammed Hamdan’a bombalı araçla suikast girişiminde bulunulmuştu. Lübnan ordusu 2019’da bu girişime katıldığı ve Mossad ile işbirliği yaptığı suçlamasıyla bir Lübnanlının gözaltına alındığını duyurmuştu.
Filistinli edebiyatçı Gassan Kenfani suikasti (1972): Filistinli edebiyatçı ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) liderlerinden Gassan Kanafani 8 Haziran 1972’de Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta arabasına yerleştirilen patlayıcı maddenin infilak ettirilmesi sonucu hayatını kaybetmişti.
Katar: Fransız gazetesi Le Figaro’dan Georges Malbrunot, kaynaklarına dayanarak, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun İsrail’in Katar’da yaşayan Hamas liderlerine karşı eyleme geçmeyeceği konusunda Katar’a söz verdiğini duyurmuştu.
İsrail ile Filistinli örgütler arasında devam eden savaş tüm saldırganlığıyla devam ederken ABD’nin önde gelen gazetelerinden The Wall Street Journal geçenlerde bir iddiayı gündeme getirmişti. WSJ’nin iddiasına göre İsrail istihbarat servisi Mossad dünyanın neresinde olursa olsun Hamas liderlerini öldürmeye hazırlanıyordu ve açık adresler şöyle sıralanmıştı: Türkiye, Katar ve Lübnan.
Gazete bu suikast planlarının İsrail’in on yıllardır sürdürdüğü ve daha önce de Hollywood filmlerine konu olmuş gizli operasyonlarının uzantısı olacağını; Katar, Lübnan, İran, Rusya ve Türkiye gibi ülkelerin ABD’nin terör örgütü olarak tanımladığı Hamas’a yıllarca koruma sağladığını ifade etmişti. Gazete İsrail’in de diplomatik kriz yaratmamak için bu ülkelerde bulunan Filistinlileri hedef almaktan çoğu kez kaçındığını öne sürmüştü.