1993’teki İkiz Kuleler saldırısından Beyrut Kasabına… Tarihte bu hafta yaşanan 10 olay
Bir süredir tartışılan rehine anlaşmasında Hamas lideri Haniye ve Katar uzlaşının "çok yakın" olduğunu söyledi. Kabinesini toplayan İsrail lideri Netanyahu ise bakanlarından anlaşmayı desteklemesini istedi. Ben Gvir hariç bakanlar kararı onayladı.
Son günlerde savaşın en hararetli tartışması, 50 İsrailli rehineye karşılık beş günlük ateşkes ilan edilip edilmeyeceği. Ateşkes beş günlük olmasa da 50 İsrailliye karşılık 150 Filistinlinin serbest bırakılacağı dört günlük ateşkeste anlaşmaya varıldı.
Hamas, 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği saldırıda 240 kişiyi rehin almıştı. İlk olarak Reuters’da yer alan bu iddia, daha sonra Washington Post tarafından “anlaşmaya varılmaya çok yakın” olunduğu şeklinde lanse edilmiş ancak İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu bu habere şiddetle karşı çıkmıştı.
Ancak dün Hamas lideri İsmail Haniye’nin, “Ateşkese yakınız” sözleri ortalığı epey alevlendirdi. Daha önce Reuters Hamas’ın rehine anlaşmasına sıcak baktığını zaten yazmıştı ancak ilk defa Haniye, kamuya açık bir şekilde bunu dile getirdi. İlerleyen saatlerde Katar Dışişleri Bakanlığı da ateşkes anlaşmasını her iki tarafın da onaylaması konusunda “çok iyimser” olduklarını dile getirdi.
Gözler bunun üzerine anlaşmanın esas aktörlerinden biri olan İsrail’e çevrildi. Netanyahu, Türkiye saatiyle sekizde başlayan kabine toplantılarına çevrildi. Netanyahu önce güvenlik kabinesiyle bir araya geldi. Bu toplantı bittikten sonra da tam kabine toplantısı başladı. Yedek askerlere hitap eden Netanyahu, “İlerleme kaydediyoruz. Şu anda bile daha fazlasını söylemeye gerek olduğunu düşünmüyorum ama umuyorum yakında iyi haberler alacağız” dedi. Netanyahu, ilerleyen saatlerde savaş ve güvenlik kabineleriyle yaptığı ayrı ayrı görüşmelerin ardından hükümetine seslenerek, anlaşmayı desteklemelerini istedi. Ancak koalisyon hükümetinin aşırı sağcı ve muhafazakâr partileri anlaşmaya karşı çıktı. Uzun saatler süren tartışmanın sonunda bakanlar rehine anlaşmasını onayladı.
Buna göre 50 İsrailli rehineye karşılık 150 kadın ve çocuk Filistinlinin İsrail hapishanesinden serbest bırakılacağı dört günlük anlaşmaya varıldı. İlk rehinelerin ne zaman serbest bırakılacağı hakkında herhangi bir açıklama yapılmasa da Netanyahu kabinesine konuştuğunda bunun 48 saat içinde gerçekleşeceğini belirtmişti. Ayrıca gece ilk rehinelerin perşembe günü serbest bırakılacağı hakkında birtakım iddialar paylaşılmıştı.
Bu ateşkes, savaşın başından bu yana İsrail’in çatışmalara verdiği ilk uzun süreli ara ve gerilimi azaltıcı da büyük bir adım olacak. Her ne kadar Netanyahu uzun zamandır böyle bir şeye karşı çıksa da rehinelerin aileler ve onları destekleyen halk, neredeyse her gün protesto yapıyor. Netanyahu’nun rehine meselesini görüşmek için bakanlarıyla görüşme yaptığı sırada da Haaretz’e göre yaklaşık 200 protestocu, rehinelerin aileleriyle birlikte Tel Aviv’deki Kirya askeri üssünün çevresinde toplandı. Tel Aviv’deki Savunma Bakanlığı önünde toplananlar ise, “Derhal anlaşın!” ve “Zaman daralıyor, onları bir an önce geri getirin!” gibi sloganlar attı.
Ayrıca ABD de rehinelerin serbest bırakılması için bir anlaşmaya varılmasını destekliyor gibi görünüyor. Zira Beyaz Saray’da gazetecilere konuşan ABD Başkanı Joe Biden, “Artık çok ama çok yakınız. Rehinelerden bazılarını çok yakında evlerine döndürebiliriz, ama detay vermek istemiyorum. Hiçbir şey yapılana kadar yapılmış sayılmaz, söyleyecek daha çok şeyimiz olduğunda söyleyeceğiz ama şimdilik durum iyi görünüyor” dedi. Serbest bırakılacak rehinelerin çeşitli milletlerden olduğu belirtiliyor. ABD, bu rehinelerden birinin, ailesi Hamas tarafından öldürülen ve en küçük ABD’li rehine olan Abigail Edan olmasını umuyor. Bu arada Hamas, bırakacakları rehinelerin hepsinin hayatta olduğunu söylemiş.
İsrail hükümetinden bir kaynağın CNN’e yaptığı açıklamaya göre hükümet, dört gün boyunca her gün 11-12 rehine olacak şekilde en az 50 rehinenin serbest bırakılmasını amaçlıyor. Ayrıca Hamas daha fazla rehineyi serbest bırakmayı kabul ederse anlaşmanın uzatılmasına da hazırlar. Serbest bırakılacak rehineler kadın ve çocuklardan oluşacak, yani Hamas’ın alıkoyduğu askerler serbest bırakılmayacak. Anlaşmanın bir diğer maddesi ise serbest bırakılan her rehine karşılığında İsrail’in hapis tuttuğu üç Filistinli mahkumun serbest bırakılması.
Batı Şeria’daki Filistin Yönetimi’nin Mahkum İşleri Komisyonu Başkanı Kadura Fares ise anlaşmaya dahil Filistinli mahkumların bir listesini görmediklerini söyledi. İsrail’in hapsettiği 7800’den fazla Filistinli arasında 85 kadın ve 350 çocuk bulunuyor. İsrail Hapishane Birimi’nden bir sözcü ise kendilerine Filistinli mahkumları serbest bırakmayla ilgili bir anlaşma hakkında bilgi gelmediğini söylemişti.
Hamas, ateşkes sırasında İsrail’in gözetim uçaklarını geri çekmesini talep etmiş. Müzakere masasında taraflar, gözetleme uçaklarının ateşkes sırasında günün bir bölümünde Gazze’deki hava sahasından ayrılması konusunda uzlaşmış. Bu sürenin altı saat olduğu söyleniyor. Hamas bu altı saatte rehineleri oldukları yerden çıkararak serbest bırakacak. Ayrıca Hamas bu dört günlük süreçte, rehin tuttuğu tüm kadın ve çocukları bir araya getirecek. Hamas müzakerelerin başından beri ateşkes sağlanana kadar bunu yapamayacağını ısrarla vurguluyordu. Dolayısıyla geçici ateşkes, daha fazla rehinenin serbest bırakılması için uzatılabilir.
Örgüt ayrıca müzakerelerin bir parçası olarak başta yakıt olmak üzere yüzlerce kamyonluk yardım talep etmiş. Müzakereler hakkında bilgi sahibi bir kaynak, rehine anlaşması sayesinde Gazze’ye daha fazla yardımın girmesine izin verileceğinin umulduğunu ve tarafların günde 400 kamyonluk geçiş konusunda anlaşmaya çalıştıklarını söyledi.
Netanyahu hükümet toplantısına başlarken, “Sanki rehinelerin iadesi için yapılacak ateşkesten sonra savaşmayı durduracakmışız gibi bir safsata dönüyor. Şunu açıkça ifade etmek isterim ki savaştayız ve tüm hedeflerimize ulaşana kadar savaşı sürdüreceğiz. Bu hedefler Hamas’ı ortadan kaldırmak, tüm rehineleri ve kayıpları iade etmek ve Gazze’de İsrail’e yönelik hiçbir tehdit olmayacağını garanti etmek” dedi.
Ordu sözcüsü Daniel Hagari de, “Ordu, savaşın ikinci aşamasına hazırlanırken Gazze’deki askeri kazanımlarını muhafaza edecek” diyerek, İsrail’in savaşın devam etmesindeki kararlılığını gösterdi. Savaşın başından bu yana çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık 14 bin Filistinli sivil hayatını kaybederken, 1200 de İsrailli sivil öldü.
Güvenlik kabinesinin rehine anlaşmasını desteklediğini dile getiren Netanyahu, “Bu gece önümüzde alınacak zor ama doğru bir karar var. Güvenlik güçleri anlaşmayı destekliyor. Savaş girişimlerimizin zarar görmeyeceğini, aksine bunun İsrail ordusunu savaşın devam etmesine hazırlayacağını anladılar” sözlerini dile getirdi. Netanyahu ayrıca bakanlarının desteğini almak için bu anlaşma aracılığıyla Kızılhaç’ın serbest bırakılmayan rehineleri ziyaret edip, onlara ilaç verebileceğini söyledi.
Savaş kabinesinde yer alan Benny Gantz da toplantının açılışında, anlaşma taslağının “insani açıdan zor ve acı verici” olduğunu ancak “doğru bir anlaşma” olduğunu söyleyerek Netanyahu’yu destekledi. Ancak bu anlaşmanın onaylanabilmesi için sadece güvenlik kabinesi ve Netanyahu’nun onayı yetmiyor. Bakanların da rehine anlaşmasına arka çıkması gerekiyor.
Ne var ki Ekonomi Bakanı Bezalel Smotrich’in liderliğini yaptığı Dindar Siyonist Partisi, Gazze’de tutulan rehinelerin bir kısmının serbest bırakılması için önerilen anlaşmayı parti olarak kabul edemeyeceklerini söyledi. Times of Israel’in haberine göre parti, bu anlaşmanın İsrail’in güvenliği, rehineler ve İsrail askerleri için kötü olduğunu iddia etti.
Söz konusu anlaşmanın rehinelerin bir kısmını bilinmeyen bir süreliğine “terk etmek” anlamına geleceğini söyleyen parti, Hamas’ın elinde kalan rehineler için “bedelin artırılacağını” ve Hamas’a yeniden örgütlenme fırsatının verileceğini söyledi. Partiye göre tüm rehineleri İsrail’e getirmenin tek yolu ise “Hamas üzerindeki askeri baskıyı tam zafere kadar sürdürmek”.
Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir de anlaşmayı eleştirerek bunun “felaketle” sonuçlanacağını söyledi. Kanal 14’e konuşan aşırı sağcı Otzma Yehudit partisinin lideri, “Çok üzgünüm çünkü şimdi böyle bir anlaşmadan bahsediyorlar. Rahatsızım çünkü bir kez daha bölünüyoruz ve bir kez daha bize gerçekler söylenmiyor. Bir kez daha kenara itiliyoruz” dedi.
Muhalefetteki İşçi Partisi lideri Merav Michaeli ise partisinin rehine anlaşmasını desteklediğini söyledi. Michaeli anlaşmaya karşı çıkan partilerin ise “dinci Yahudi devleti kurmaya yönelik uzun zamandır devam eden aldatmacalarını ortaya çıkardığını” söyledi.
İsrail medyası, gece boyunca meseleyi görüşen İsrailli bakanlar arasında tartışmaların şiddetli seyrettiğini yazdı. Örneğin Benny Gantz, Smotrich’e Hamas’ın ateşkesi uzatmaya çalışacağı yönündeki kaygılarını belirttiği için öfkeli yanıt vermiş ve, “Bize değil de onlara mı güveniyorsun?” diye sordu.
Netanyahu’nun partisi Likud’dan Miki Zohar ve Gila Gamliel ise Ben Gvir’e kabine toplantısı öncesi kendi partisi içinde toplantıya gittiği için tepki gösterdi. Ben Gvir bu hareketini, “Ama biz birlik içinde değiliz ki. Bu kararın etkisi kuşaklar boyu sürecek ve bize çok zarar verecek” dedi. Ultra-Ortodoks Shas partisinden bakanlar ise anlaşmayı desteklediklerini belirten bir not bıraktıktan sonra toplantıyı terk ettiler.
Saatlerce süren görüşmelerin sonucunda bakanlar, yaklaşık 50 rehinenin serbest bırakılmasını sağlayacak anlaşmayı onayladı. Oylama sonucu açıklansa da bakanların ne yönde oylar kullandığı açıklanmadı. Bununla birlikte Smotrich’in partisi Dindar Siyonizm’in itirazlarına rağmen sonuç olarak anlaşmaya onay verdiği, Itamar Ben Gvir’in partisi Otzma Yehuda’nın ise olumsuz oy kullandığı öğrenildi.