Türkiye’den 7 şirket daha ABD’nin yaptırım listesine girdi
Rusya'da parlamento doğum oranının düşmesini tersine çevirmek için çocuksuz yaşam tarzını savunmayı yasakladı. Peki bu önlemin başarılı olması mümkün mü?
Dünyanın birçok yerinde doğum oranları düşüyor. Bu düşüş gelecek için iyiye işaret değil. Çünkü nüfus yaşlandığında yerine geçebilecek genç nüfus olması gerekiyor ki ekonomi çökmesin. Özellikle Asya yıllardır bu tehlikeyle mücadele ediyor, pek başarılı olduğu da söylenemez. Türkiye ve Rusya gibi ülkeler ise ilk kez böyle bir tehlikeyle karşı karşıya. Rusya bu tehlikeyle mücadele etmek için yeni bir adım attı: Parlamentonun alt kanadı olan Duma “çocuk sahibi olmamayı” teşvik eden her türlü “propaganda”yı yasaklayan tasarıyı onayladı.
Yasağa internette, medya kuruluşlarında, filmlerde ve reklamlarda çocuksuz yaşamı cazip gösteren içerikler dahil. Yasağı ihlal edenler dört bin dolar, tüzel kişilerse 50 bin dolar para cezasına çarptırılabilecek. Kremlin’in büyük ölçüde desteklediği tasarının parlamentonun üst kanadı Federasyon Konseyi’nden onay alması ve ardından Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından imzalanarak yasalaştırılması gerekiyor.
Söz konusu yasa tasarısı hakkında eylül ayında konuşan Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov nüfus sorununun Rusya için “esas zorluklardan biri” olduğunu söylemişti. Peskov “Doğum oranını artırmak için elimizden geleni yapmalıyız. Bunu engelleyen her şeyin hayatımızdan çıkması şart” demişti.
Alınan yeni kararlardan biri de cinsiyet değiştirmenin yasal olduğu ülkelerin vatandaşlarının Rus çocukları evlat edinmesini yasaklamak oldu. Rus yetkililer nüfusla ilgili sorunları daha çok Batı ile yaşanan ideolojik çatışmalarla ilişkilendiriyor. Bunun örneği olarak da Rusya’yı “ahlaksız Batılı devletlere karşı geleneksel Hıristiyan değerlerinin siperi” olarak göstermeye çalışıyorlar. Duma Başkanı Vyaçeslav Volodin “Batı’nın çocuk politikalarının yıkıcı” olduğunu söyledi. Volodin mesaj uygulaması Telegram’da “Vatandaşlarımızın çocuklarını geleneksel aile değerlerine uygun yetiştirmesi için her şeyi yapmalıyız” diye yazdı.
Eylülde açıklanan resmi verilere göre Rusya’da doğum oranları son 25 yılın en düşük seviyesini gördü. Savaş da ölüm oranlarını artırırken Kremlin bu verileri “ülkenin geleceği için felaket” olarak yorumladı. Bu yılın ilk yarısında Rusya’da 599 bin 600 çocuk doğdu. Bu sayı geçen yılın ilk yarısına kıyasla 16 bin az. 1999 yılından bu yana da en düşük seviye. Ölüm sayısı ise 49 bin arttı.
10 yıl önce ilhak edilen Kırım’ı saymazsak Rusya’nın nüfusu 145 milyon. Sovyetler Birliği’nin dağıldığı sıralarda görülen yoksulluk doğum oranının düşmesinde tetikleyici oldu. 2016’dan bu yana ölümler doğumları geçmiş durumda. Yine de çoğu Orta Asya’dan olmak üzere çalışmak için Rusya’ya gelen göçmenler sayesinde Rusya’nın nüfusu sabit tutulabildi.
Ne var ki son dönemde göçmen işçilere bakış iyice sertleşti. Ayrıca göçmen işçilerin Rusya’da dolar bazında diğer ülkelere kıyasla daha düşük maaşlar alması nedeniyle göç yavaşladı. Ukrayna savaş ve Covid-19 salgınıysa düşüşü iyice şiddetlendirdi.
Bağımsız bir nüfus uzmanı olan Aleksey Raksha Rusya’nın genel nüfusunun bu yıl 500 bin azalacağını tahmin ediyor. Raksha’nın tahminine göre ülkedeki ortalama yaşam süresi de düşebilir. Çocuksuz yaşam tarzını teşvik edici içeriklerin yasaklanmasının doğum oranı üstünde herhangi bir etkisi olmayacağını düşünen Raksha bunun demografiden ziyade siyasi bir karar olduğunu söylemişti.
Moskova’nın kuzeydoğusundaki Yaroslavl’da yaşayan 33 yaşındaki Alina Rjanova İngiliz haber ajansı Reuters’e bir zamanlar çocuk sahibi olmamaya kararlı olduğunu ama şimdi sekiz aylık bebeği olduğunu anlattı. “İnsanlar çocuk istiyor ama para yok” diyen Rjanova “Bu yüzden insanlar çocuk sahibi olamıyor. Bir yerlerde birileri propaganda yaptığı için değil” diye konuştu.