Türkiye ve Macaristan için bunu yazdılar: NATO’nun ‘yaramaz çocukları’
Avrupa Adalet Divanı'nın üç ay önce Macaristan'a verdiği bir benzeri görülmemiş para cezasına Orban'ın verdiği cevap sert oldu: Göçmenleri Brüksel'e otobüslerle bedavaya taşımak. Açıklamada "Çok istiyorlarsa göçmenler onların olsun" dendi.
Avrupa’da göçmen krizinde hiç kimse elini taşın altına koymak istemiyor. Oysa Avrupa Birliği’nin (AB) belirlediği yeni kurallar açık: Her ülke belirlenen kota kadar göçmeni ülkesine kabul etmek zorunda. Kurala uymayan ülke reddettiği her göçmen için belli bir para cezası ödemek zorunda. Bu bağlamda Avrupa’nın illallah ettiği ülkelerin başında gelenlerden Macaristan’a 200 milyon Euro ceza kesilmişti. Ülkenin lideri Viktor Orban Avrupa Adalet Divanı’nın verdiği bu cezayı ödemeyi reddettiği gibi misilleme sözü verdi: Göçmenler otobüsle Brüksel’e bedava götürme.
Avrupa Adalet Divanı Macaristan’a sığınma hakkına getirdiği katı kısıtlamalar nedeniyle haziran ayında daha önce AB genelinde görülmemiş bir ceza vermeyi kararlaştırmıştı. Kuralları ihlal ettiği için 200 milyon Euro ceza ödemesine karar verilen Macaristan kurallara uymadığı her gün için de bir milyon Euro para cezasına çarptırılacaktı. Orban bu kararı “çirkin” ve “kabul edilemez” olarak niteleyerek tepki göstermiş ve o zamanki bir konuşmasında “Görünen o ki Brüksel’deki bürokratlar için yasadışı göçmenler, Avrupalı kendi vatandaşlarından daha önemli” demişti.
Bu olayın üstünden iki ay gibi bir süre geçtikten sonra Orban’ın yardımcıları yeni bir tehditle Brüksel’i karşısına aldı: Düzensiz göçmenleri hiç para almadan bedava otobüsle Belçika’nın başkentine bırakacağını söyleyerek. Hükümette yer alan Bence Rétvári cuma günkü basın toplantısında bu projede kullanılacağı tahmin edilen, üstünde de “Röszke-Brüksel” yazılı otobüsleri tanıttı. Macaristan’ın güneydeki sınırı olan Röszke Sırbistan’dan Macaristan’a geçişlerde mültecilerin sıkça kullandığı bir kapı. Rétvári sınırda topladıkları mültecileri “gönüllü” ve “ücretsiz” Brüksel’e taşıyacaklarını söyledi. Macar yetkili “Brüksel yasadışı göçmenleri istiyorsa kendisine alabilir” dedi.
Budapeşte ayrıca birlikten 2015’ten beri kendi iç sınırlarını korumak için harcadığını iddia ettiği iki milyar euroyu geri istedi. Ancak Avrupa Komisyonu bunu ödemeyi reddediyor. Macaristan’ın uygulaması daha önce Türkiye’de de Avrupa’yı tehdit etmek için kullanılan bir yöntem.
Suriye iç savaşı çıktıktan sonraki dönemde akın akın Avrupa’ya başlayan göçün önünde kapı görevi görmesi için Türkiye’ye belli bir miktar para verilmişti. Ancak 2020 yılında İdlib’teki çatışmaların artması, Türkiye’yi yeni bir göç dalgasıyla bırakmış, İdlib’te yaşayan dört milyon sivilden iki milyonu Türkiye sınırına dayanmıştı. Bunun üstüne dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu AB’nin göçmen yükünü paylaşmadığını ve vaat ettiği mali yardımları tam anlamıyla yerine getirmediğini söyleyerek Edirne’deki Pazarkule ve İpsala sınır kapılarının açıldığını duyurdu.
Binlerce mülteciye Avrupa’ya geçişine yeşil ışık yakıldığı mesajı verildi. Oysa aynı zamanlarda Yunanistan sınırlarını kapalı tutarak mültecileri püskürtmeye çalıştı. O dönem Yunan güvenlik güçleriyle Türkiye sınırında bekleyen mülteciler arasındaki şiddetli çatışmaların görüntüleri sosyal medyaya da yansımıştı. Tüm bu sürecin başında olan Soylu yoğun göçmen akışını kontrol etmek için Edirne’ye takviye güvenlik güçleri göndermişti. O dönem Soylu Edirne üstünden ülkeden ayrılan göçmenlerin bilançosunu çıkarıyordu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da “Dört milyona yakın mülteci bizim ülkemizde, dokuz yıldır bunlar bizimle. Şimdi de 1,5 milyon mülteciyi sınırlarımıza sürmek suretiyle bize bir yük daha getirmek istediler. Aylar önce ben bir açıklama yaptım, ‘Eğer bir yük paylaşımına Batı girmezse kapıları açarız’ dedim ama bunlar bu işi hafife aldı. Dediler ki ‘herhalde blöf yapıyor’. Şimdi kapıları açınca telefon telefon üstüne gelmeye başladı, ‘Kapıları kapatın’. ‘Bitti o iş, artık kapılar açılmıştır. Şu an sizler bu yükten nasibinizi alacaksınız’ dedik” demişti.
Sonuç olarak AB ile yapılan müzakereler sonucunda sınır kapıları yeniden kapatıldı ve mülteciler geri çekildi.
ABD’nin de en büyük iç sorunlarından biri Meksika’dan Teksas’a akın akın gelen göçmenler. Teksas yönetimi bu nedenle bir ara özerkliğini ilan etmeye bile kalktı. İki yıl önce göçmen aileleri taşıyan üç otobüs Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in evinin önüne bırakılmıştı.
Otobüsleri kimin gönderdiği öğrenilememişti ama Beyaz Saray olaydan Teksas Valisi Gregg Abbott’u sorumlu tutmuştu.
Macaristan henüz mültecileri Brüksel’e taşımadı. Gerçekten yapacaksa ne zaman yapacağı da belli değil. Ancak Avrupa Komisyonu’ndan bir sözcü “Macar yetkililerin düzensiz göçmenleri Sırbistan sınırından Brüksel’e nakledeceklerine dair açıklamaları kabul edilemez. Böyle bir uygulama sadece AB yasalarını çiğnemekle kalmaz, Avrupa içindeki içten ve dürüst işbirliği ilkesiyle karşılıklı güveni ihlal etmiş olur. Ayrıca Schengen bölgesi güvenliğine de zarar vermiş olurlar” dedi.
Sözcü komisyonun Budapeşte ile “temas halinde “olduğunu ve hükümetin açıklanan plan doğrultusunda hareket etmekten kaçınmasını sağlamaya çalıştıklarını söyledi.
Komisyon Schengen Sınırları Yasası’na göre bir ülkeden diğerine pasaportsuz girişi yasaklama gibi geçici kısıtlamalar getirilmesi için Avrupa Konseyi’ne teklif sunma hakkına sahip. Üye devletler de Almanya’nın Solingen’deki bıçaklı saldırıdan sonra yaptığı gibi, böyle bir kararı tek taraflı alabilir. Hem Budapeşte’nin hamlesi hem de Berlin’in aldığı karar, birliğin belki de en avantajlı taraflarından biri olan Schengen uygulamasının yakında işlevini yitirme endişesini tetiklemesi.
Belçika’nın iltica ve göçten sorumlu devlet bakanı Nicole de Moor Budapeşte’nin dediğini yapması halinde Belçika’nın buna izin vermeyeceği uyarısını yaptı.