Hindistan’daki tren kazasında tablo kötüleşiyor: En az 288 ölü, 900’den fazla yaralı
Hindistan ve Kanada arasında geçen yıla damgasını vuran Sih ayrılıkçı suikastı, Kanada hükümetinin altı diplomatı sınırdışı etmesiyle sonuçlandı. Hindistan da karşılık olarak Kanadalı altı diplomatı sınırdışı etti.
Kanada aralarında Hindistan’ın Kanada’daki yüksek komiserinin de olduğu Hintli altı diplomatı pazartesi günü sınırdışı etti. Sebebi bu diplomatların Kanada vatandaşı Sihleri korkutup taciz eden suç şebekesinin parçası olarak görülmesi. Hindistan da Kanada’ya tepkisini aynı şekilde gösterdi: Kanadalı altı diplomatı sınırdışı ederek. Tüm bu çatışmaların başı bir Kanada vatandaşının Britanya Kolumbiyası’nda öldürülmesiydi. Kanada Başbakanı Justin Trudeau cinayetten Hindistan’ı sorumlu tutarak diplomatik çatışmanın fitilini ateşlemişti.
Öldürülen, Britanya Kolumbiyası’ndaki bir Sih tapınağının başında duran Hardeep Singh Nijjar’dı. Geçen yıl 18 Haziran’da maskeli üç kişi tarafından pusuya düşürülen Nijjar Kuzey Hindistan’da apayrı bir Sih devletinin kurulmasını savunan aktivistlerdendi. En azından Kanada için “aktivist” olarak görülen Nijjar Hindistan içinse “terörist”ti. Dolayısıyla Trudeau geçen yıl eylül ayında meclisteki konuşmasında “Hindistan hükümetine bağlı ajanların” Nijjar’ın ölümüyle bağlantısı olduğunu söylemişti.
Saldırıyı düzenleyen o üç Hintli bu mayıs tutuklanarak cinayetle suçlandı. Hindistan hükümetiyse Nijjar’ın ölümünde parmağı olmadığını savunarak Trudeau’nun Kanada’da büyük bir topluluk oluşturmuş Sihlerden siyasi çıkar sağladığını iddia etmişti.
Nijjar 2016 yılında Kanada hükümetine yazdığı açık mektubunda “Sihlerin kendi kaderlerini tayin etme ve gelecekte yapılacak referandumla Hindistan’ın işgali altındaki Pencap’ın bağımsızlığını kazanacağına inanan ve destekleyen bir Sih milliyetçisi” olduğunu vurgulamıştı. Pencap’ın bir kısmını da içerecek Khalistan’ın kurulması için Kanada’da yapılan referandumda Britanya Kolumbiyası’nda oy toplayan etkili figür yine Nijjar’dı.
Hindistan hükümeti Nijjar’ı 2020 yılında terörist listesine aldı. Sebep olarak da Hindistan’da terör saldırısı planladığı ve Khalistan Tiger Force adındaki terörist gruba liderlik ettiği iddia edildi. Oysa Pencap’taki siyasetçiler ve gazeteciler ne Nijjar’ın ne de örgütünün adını duymuştu.
23 milyon kadarı Pencap’ta yaşayan 26 milyon insan Sihizm denen bir dine inanıyor. Sihler bağımsızlık istedikleri Hindistan’da 1,4 milyar nüfusun sadece yüzde ikisini oluşturuyor. Sihlerin bağımsızlık isteği 1970-80’ler gibi yükselmeye başladı. Bağımsızlık hareketi 10 yıldan fazla sürecek silahlı isyanları tetikledi. Hindistan hareketi bastırmak için işkence, yasadışı gözaltılar ve yargısız infazlar yaptı.
Dönemin Başbakanı Indira Gandhi Sihizm’in en kutsal mabetlerinden sayılan Amritsar’daki Altın Tapınak’ta saklanan isyancıları tutuklamak için 1984 yılında askerlere baskın emri verdi. Bu baskın sonucunda yüzlerce kişi öldürüldü. Aynı yılın ilerleyen günlerinde Gandhi, Sih korumalarının düzenlediği suikastla öldürüldü. Suikastın ardından Hindistan’ın kuzeyinde büyük Sih karşıtı eylemler başladı. Binlerce Sih pogromlarda katledildi.
Hindistan hükümetine göre Kanada politik olarak aktif Sihlere çok müsamaha gösteriyor. Ancak analistler, siyasetçiler ve bölge sakinleri Sihlere yönelik o katliamlardan sonra Pencap’takilerin duyulmaz hale gelen bağımsız türküsünü sürdürmeye pek niyeti olmadığını düşünüyor. Bununla birlikte Kanada, Avustralya ve İngiltere’de yaşayan yaklaşık üç milyon nüfuslu Sih diasporası bağımsızlık istemeyi sürdürüyor.
Sihlerin çoğu zamanında Kanada’ya göç etti. Kanada’nın 2021 nüfus sayımına göre Sihler nüfusun yüzde 2,1’ini oluşturuyor. Bu da Hindistan dışındaki en büyük Sih topluluğunun Kanada’da olduğu anlamına geliyor. Hint hükümeti, Nijjar gibi Sih ayrılıkçıların Pencap’ta terör saldırıları planladığı konusunda Trudeau yönetimini defalarca uyardıklarını söylüyor. Hindistan’a göre Kanada’nın Sihlere karşı yumuşak tavrının altında, bu topluluğun büyük kısmının Trudeau’nun Liberal Partisi’ni desteklemesi yatıyor.
İngiltere, ABD ve Avustralya’daki yetkilileri de Sihlere karşı yeterince harekete geçmemekle suçlayan Hindistan, bu ayrılıkçıların diplomatik misyonlara zarar verdiğini ve Hintli diplomatları tehdit ettiğini savunuyor. Tartışmaları yeniden alevlendirense geçen yıl kasım ayında Nikhil Gupta adında başka bir Hintlinin kiralık katil olarak tutulduğu ve cinayet işlemeye hazırlandığı suçlamasıyla tutuklanması oldu. ABD’li yetkililer bu seferki hedefin Sihler İçin Adalet grubunun Genel Danışmanı Gurpatwant Singh Pannun olduğunu düşünüyordu.
Kanadalı yetkililer dünkü basın toplantısında sınırdışı edilen altı diplomatın, Kanadalı Sihleri hedef alan cinayet, sindirme, taciz ve gasp eylemleriyle bağlantılı suç şebekesinin bir parçası olduğuna inandığını söyledi. Zaten Nijjar’ın katilleri tutuklandığında kamu yayın kuruluşu CBC bunların Hintli bir suç çetesine mensup olduğunu söylemişti. Suç şebekesinin operasyonlarının özellikle Sihlerin yaşadığı yerlerde yoğun olarak görüldüğü söyleniyordu.
Hintli ajanlardan oluşan bu şebekenin Sihleri tehdit etmek ve baskılamak için para verdikleri muhbirler aracılığıyla ya da topluluklardakilere şantaj yaparak istihbarat topladığı söyleniyor.
CBC’ye göre bu çetenin liderliğini cinayet, gasp ve uyuşturucu kaçakçılığıyla suçlanan Lawrence Bishnoi yapıyor. Yetkililer Bishnoi’nin örgütü 2014 yılından beri Hindistan’da tutulduğu hapishaneden yönettiğini söylüyor. Parmaklıklar ardında olması bile Bishnoi’nin gücünden bir şey eksiltmemiş. Örneğin geçen yıl hapishaneden televizyon yayınına katılan Bishnoi, “suç dehası” değil, “milliyetçi bir savaşçı” olduğunu söyledi. “Ben milliyetçiyim” diyen Bishnoi “Khalistan’a karşıyım. Pakistan’a karşıyım” dedi.