Sedyeden kalktı, doktora saldırdı: Adli kontrolle serbest
Slovakya Başbakanı Fico, suikast girişiminden kurtulduktan sonra yaptığı ilk konuşmada saldırgana karşı nefret duymadığını, 'birkaç hafta içinde' işine dönebileceğini söyledi.
Takvimler 15 Mayıs’ı gösterdiğinde Slovakya bir suikast girişimiyle sarsılmıştı. Ülkenin Prievidza bölgesine bağlı Handlova kasabasında meydana gelen saldırıda Başbakan ve Sosyal Demokrat Parti (Smer) Başkanı Robert Fico karnından vurulmuştu. Yerel basında çıkan haberlerde saldırıyı yapan 71 yaşında şahsın yakalandığı belirtilmiş, saldırganın Slovak Yazarlar Birliği üyesi şair ve aktivist Juraj Cintula olduğu açıklanmıştı.
Olay anında helikopterle hemen hastaneye kaldırılan ve tedavisi hâlâ devam eden başbakan bir süre sonra hayati tehlikeyi atlattı ve ilk kez kamera karşısına geçti. Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde Facebook sayfasında önceden kaydedilmiş bir konuşma yapan Fico, saldırının sağlığına ciddi zarar verdiğini ve “Birkaç hafta içinde işime dönmem küçük bir mucize olacak” dedi.
Konuşurken iyi durumda olduğu görülen Fico, haziran sonu ya da temmuz başında işinin başında olacağına söz verdi ve saldırgana karşı nefret duymadığını söyledi. “Onu affediyorum” diyen Fico, saldırgana karşı herhangi bir yasal işlem planlamadığını da sözlerine ekledi. Yine de muhalefeti eleştiren Slovak politikacı şunları söyledi: “Sonuçta onun (saldırgan) sadece kötülüğün ve siyasi nefretin elçisi olduğu açık.”
Dámy a pánové, Robert Fico! pic.twitter.com/ifM2oZrhqp
— Martin Chmela (@chmelamar) June 5, 2024
Fico, Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş ve Avrupa’daki ana akımdan keskin bir şekilde ayrılan diğer konulardaki görüşlerinin kendisini kurban haline getirdiğini öne sürdü.
Slovak lider geçen hafta Banska Bystrica’daki hastaneden taburcu edilerek başkent Bratislava’daki evine götürüldü ve burada iyileşmeye devam ediyor.
Olay 5.4 milyon nüfuslu Orta Avrupa ülkesinde siyasetin derin kutuplaşmasının altını çizdi. Muhalefet partileri bu süreçte Ukrayna’ya askeri yardımı durdurarak hukukun üstünlüğü kaygılarına rağmen özel savcılığı kaldırarak ve devlet televizyonu ve radyo yayıncısını yenileyerek politika değiştiren Fico hükümetine karşı protestolara öncülük etti.
Fico geçen yıl sonbaharda yapılan seçimlerde oyların yaklaşık yüzde 23’ünü alarak iktidara dönmüştü. Slovak politikacının son yıllarda dış politikada destek bulduğu kişiler Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Slovakya’nın güneyde komşusu olan Macaristan Başbakanı Viktor Orban olmuştu.
Kampanyası boyunca Rusya’ya uygulanan Batı yaptırımlarına karşı çıktı, cephaneliklerinden tek bir merminin bile Ukrayna’ya gönderilmemesi gerektiğini savundu. Fico’nun Ukrayna ile ilgili olarak son dönemde söylediği en vurucu söz “Ukrayna bağımsız ve egemen bir ülke değildir” oldu.
Fico o konuşmasında Rusya’nın işgali sona erdirmesinin tek yolunun Ukrayna’nın Rusya’ya toprak vermesi olduğunu söyledi. Onun bu duruşu Avrupa Birliği’nin (AB) diğer liderlerini endişelendirirken Macar Başbakan Orban için AB içinde bulabileceği bir destek olarak öne çıktı.
Ukrayna’ya AB fonundan destek verilmemesi için sesini yükselten Orban’a AB içinde artan eleştirilerin ortasında Fico, İngiliz haber ajansı Reuters’a verdiği demeçte “Viktor Orbanı’ı Macaristan’ın ve Macar halkının çıkarlarını savunmaktan hiç çekinmeyen Avrupalı siyasetçilerden biri olarak görüyoruz. Halkını ilk sıraya koyuyor. Seçilmiş bir liderin yapması gereken de budur. Seçmenlerini ve ülkesinin çıkarını gözetmesi gerekir” dedi.
Fico dış politikada Kosova’nın Sırbistan’dan ayrılmasını “büyük hata” olarak niteleyerek Kosova’yı egemen bir devlet olarak tanımadı. Uzun bir süre de bu fikri değişmedi.
Slovak liderin göçmenler konusundaki tavrının sert olduğunu söylemiştik. İktidarda olduğu 2016’da, Slovakya’nın AB dönem başkanlığını devralmasından haftalar önce ülkesine “tek bir Müslüman göçmen bile kabul etmeyeceğini” söylemişti: “Şimdi bir şey söyleyeceğim, belki size tuhaf gelecektir ama üzgünüm, İslam’ın Slovakya’da yeri yok. Bence siyasetçilerin görevi bu konuları açık bir şekilde konuşmaktır. Ülkemde on binlerce Müslüman olmasını istemem.”
Fico Gazze’deki savaşla ilgili olarak önce Hamas’ın saldırılarını kınasa da İsrail’in Gazze Şeridi’ne girmesine ve bölgeye insani yardım akışını önlemesine karşı çıktı. Ayrıca AB’nin Gazze Şeridi’ndeki çok sayıdaki ölümler hakkında konuşmaya isteksiz yaklaşmasını “ikiyüzlülük” olarak eleştirdi.
Bu arada Fico’nun göreve gelir gelmez kamudaki yolsuzlukları araştıran özel savcılık birimini kapatması AB’nin Slovakya’ya tahsis ettiği bazı fonların dondurulma ihtimalini gündeme getirdi.
AB’yi endişelendiren tek konu bu da değildi. Yabancı kaynaklardan yılda beş bin eurodan fazla fon alan sivil toplum kuruluşlarını (STK) “dışarıdan beslenen kuruluşlar” olarak etiketlediği yasa tasarısı da yine kaygı yarattı. Uluslararası Af Örgütü’nün Slovakya kolu, tasarının “yetkilileri eleştiren STK’ları damgalamak ve faaliyetlerini yürütmelerine engel olmak” amacıyla uygulanmak istediğini söylemişti.