ABD’den gelen ‘erken seçim’ çağrısına Netanyahu ateş püskürdü: Muz cumhuriyeti değiliz
ABD ve Çin arasındaki gerilimin merkezinde yer alan Tayvan meselesi kasımdaki seçimleri eski ABD Başkanı Trump kazanırsa nereye evrilecek? Bu sorunun cevabına Trump da tam karar verememiş ama emin olduğu bir şey var: Tayvan ABD'ye ödeme yapmalı.
ABD’de başkanlık seçimleri yaklaşıyor. Her ne kadar anketler bir değişimin işareti olmasa da suikast sonrası dengeler eski ABD Başkanı Donald Trump lehine döndü. Zira mevcut ABD Başkanı Joe Biden’ın yaşından dolayı kendi içinde zaten kriz yaşayan Demokratlar şimdi bir de saldırıda öleyazan Trump’a karşı bundan sonra nasıl bir dil kullanması gerektiğini tartmak zorunda. Ayrıca ABD’li milyarder Elon Musk’ın seçime kadar Trump’ın kampanyasına her ay 45 milyon dolar destek vermesi bekleniyor. Durum böyleyken Trump’ın Beyaz Saray’a girdiğinde nasıl politikalar izleyeceği daha da önem kazanıyor. Şimdiye kadar Ukrayna ve Filistin meselesine nasıl baktığını mitinglerdeki konuşmalarından anlamak mümkündü. Şimdiyse Pasifik politikasının nasıl olacağını gösteren bir açıklama yaptı. Trump bu sefer korkuyu Tayvan’a sardı.
Trump salı günü Bloomberg Businessweek’e konuştu. Gazetecilerin merak ettiği konu seçim sonrası ABD’nin Tayvan’ı Çin’e karşı koruyup korumayacağıydı. Malum, Biden Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüştüğünde bile ABD’nin Tayvan’ı savunmaya devam edeceğini söylemişti. Çin, Tayvan’ı kendisinin bir parçası olarak görüyor ve yeniden birleşmenin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor. ABD Tayvan’ı resmen tanımıyor çünkü Çin temas halinde olduğu ülkelerin Tayvan’ı tanımasını istemiyor. Ancak bu, ABD’nin Tayvan’a güvenlik açısından destek vermediği anlamına gelmiyor. Aksine Çin’in olası bir ilhak girişimine karşılık Tayvan’ın hazırlanması için gereken destekleri veriyor. Bu destek kimi zaman silahlarla kendini gösteriyor, kimi zaman da deneyimli emekli askerlerle. Peki Trump döneminde nasıl bir Tayvan politikası uygulanacak?
ABD’nin Tayvan’ı korumasını istiyorsa ödeme yapması gerektiğini belirten Trump “Bir sigorta şirketinden farkımız yok ama Tayvan bize hiçbir şey vermiyor” dedi. ABD biraz önce de belirttiğimiz gibi Tayvan’a kendisini dış tehlikelere karşı savunabilmesi için milyarlarca dolar değerinde silah satıyor. Bu satışlar özellikle Trump döneminde artmıştı.
Bununla birlikte Trump’ın yeni açıklamaları Tayvan’a desteğin garanti olmadığını gösteriyor. Çin’in Tayvan için yarattığı tehlikenin altını çizen Trump “Ben Tayvan’ın yerinde olsaydım kendimi pek de güvende hissetmezdim” dedi. Washington’un neden Taipei’nin yanında koşulsuz bir şekilde kaldığını sorgulayan Trump, Tayvan’ın ABD’deki yarı iletken endüstrisinin “neredeyse yüzde 100’ünü” ele geçirdiğini iddia etti. Tayvan dünyanın en büyük çip üreticisi. Başlıca tedarikçileri Apple ile Nvidia olan Tayvan şirketi Taiwan Semiconductor Manufacturing (TSM) dünyanın en gelişmiş çiplerinin yüzde 90’ından fazlasını üretiyor.
TSMC yurtdışında yeni fabrikalar kurmak için milyarlarca dolar harcıyor. Bu harcamalarından biri de ABD’nin Arizona eyaletinde inşa etmek istediği üç tesis. Bu üç tesisin TSM’e maliyeti 65 milyar dolar. Bununla birlikte şirket üretiminin büyük bir kısmının Tayvan’da devam edeceğinin altını çiziyor.
Trump’ın sözlerine yanıt Tayvan Başbakanı Cho Jung Tai’den geldi. Bir basın brifinginde konuşan Cho, Tayvan’ın verdiği destek için ABD’ye minnettar olduğunu söyledi. Tayvan’ın ABD ile ilişkilerini sürdürmek için “çok çaba sarf ettiğini” söyleyen Cho, “uluslararası toplumun bir üyesi olarak” kendi savunma yeteneklerini zaten artırdığını söyledi. Cho sözlerine “Tayvan ve ABD, Tayvan Boğazı’nın Hint-Pasifik bölgesi için ortak sorumluluk taşıyor. Biz de kendimizi savunmak ve güvenliğimizi korumak için daha fazlasını yapmaya hazırız” diye devam etti.
Tayvan hükümetinin çip üreticilerinden beklentisinin araştırmalarını Tayvan’da sürdürmeye devam etmeleri olduğunu belirterek “Araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin Tayvan’da sürdürülmesi en iyi seçenek. Hükümet bu ortamı koruyacak ve sektörle işbirliğini sürdürecek” dedi ve diğer yabancı şirketleri de Tayvan’da faaliyet göstermeye davet etti. Ne var ki Çin tehlikesi, TSM’in faaliyetlerini bile zora sokuyor.
Trump’ın yorumlarının gösterdiği bir diğer şey de seçimleri kazanırsa ABD’nin Çin’e nasıl yaklaşacağının öngörülemez olabileceğini gösteriyor. Zira Trump mülakatın başka bir yerinde Çin’e yüzde 60 ila yüzde 100 arasında gümrük vergisi uygulanacağını söylemekle birlikte Çin merkezli TikTok’un yasaklanmasından vazgeçeceğini de belirtti. Malum, Amerikan Kongresi, Ukrayna ve İsrail’e verilecek yardımları meclisten geçirirken torba yasanın içine TikTok’un yasaklanması ya da Çin merkezli olmayan başka bir şirkete satılmasını zorunlu tutan yasayı onaylamıştı.
Eski başkanın sözlerinde öne çıkan bir diğer şey de Şi’nin “Covid-19 pandemisine kadar çok iyi bir dostu” olduğunu belirtmesiydi.
Öte yandan Trump’ın başkan yardımcısı olarak belirlediği J.D. Vance, Trump’tan daha net bir Pasifik politikasına sahip gibi görünüyor. Salı günü Fox News’e konuşan başkan yardımcısı adayı, ABD’nin en büyük güvenlik tehdidinin Çin olduğunu belirtti ve “Kendimize şu soruyu sormalıyız: Avrupa’da sert ve güçlü görünürsek mi Çin’i caydırabiliriz, yoksa Tayvan’ı işgal etmesini önlemek için gerekli silahlara sahip olarak mı?” diye sordu ki daha önce ABD’nin Ukrayna savaşında Kiev’e verdiği desteğe tam olarak bu sebeple karşı çıkmıştı.