Southport bıçaklı saldırısına içeriden bakış: Ne oldu da İngiltere yangın yerine döndü?

İngiltere'nin bir kasabasındaki bıçaklı saldırının tetiklediği aşırı sağcı protestolarda 247 kişi daha tutuklandı. Aşırı sağcıların ülkeyi yangın yerine çevirdiği bu saldırılar nasıl başladı, nasıl bu hale geldi? Ülkedeki analizciler değerlendiriyor.

Dünya 4 Ağustos 2024
Bu haber 1 ay önce yayınlandı
Fotoğraf: EPA

İngiltere’nin Southport kasabası geçen hafta 17 yaşındaki bir gencin üç çocuğu bıçaklayarak öldürdüğü, dokuz kişiyi de yaraladığı saldırının yansımaları devam ediyor. Saldırıyı gerçekleştirenin İngiltere’ye tekneyle gelen Müslüman kaçak göçmenlerden biri olduğu spekülasyonuyla ayaklanan aşırı sağcılar camilere zarar verdi, polisle çatıştı. Aslında Ruandalı bir ailenin çocuğu olduğu ortaya çıkmasına ve hatta kimliğinin de açıklanmasına rağmen aşırı sağcılar durmamakta kararlı olduklarını devam eden saldırılarında gösterdi. Londra, Hartlepool, Bristol, Belfast, Southport, Hull, Stoke-on-Trent ve Liverpool dahil, Birleşik Krallık genelinde en az 247 kişi tutuklandı.

Aşırı sağcılar çatışmalarda polis memurlarına tuğla, sandalye ve şişe fırlattı. Camilerin camlarını kırıp zarar verdiler. Polis karakolu, kütüphane ve süpermarketler gibi halka açık mekanlar ateşe verildi. Üstelik aşırı sağcılar itfaiyecilerin yangın çıkan yere ulaşmasını da engellemeye çalıştı. Protestolara destek verenler arasında neo-Naziler, şiddet yanlısı futbol taraftarları ve İslamofobik gruplar var. Ayrıca ülkedeki aşırı sağcı fenomenler de protestoları destekleyici paylaşımlar yaparak takipçilerini sokağa dökülmeye teşvik ediyor.

Ülkenin daha yeni başa geçmiş Başbakanı Keir Starmer ayaklanmayı bastırmak için daha fazla polis görevlendirileceğini söyledi ve “Burada kontrolden çıkmış bir protesto söz konusu değil. Şiddete meyilli bir gruptan söz ediyoruz” dedi. Starmer dün yine kürsüye çıktı, insanları ten renkleri nedeniyle hedef alan şiddet yanlısı isyancıların hemen mahkum edileceğini söyledi ve “aklı başında herkesin yaşanan kargaşayı kınamasını” istedi: “Hiç şüpheniz olmasın. Bu şiddet eylemlerine katılanlar yasalarla tanışacak. Polis gerekli tutuklamaları yapacak. Bunu suçlamalar, hükümler izleyecek. Bu karışıklığa katıldığınız için pişman olacağınızı garanti ediyorum” dedi.

Peki İngiltere bu noktaya nasıl gelebildi? Birkaç başlık altında inceleyelim:

Ayaklanmaların bir çizelgesi

Ayaklanmanın ilk adresi bıçaklı saldırının gerçekleştiği Southport kasabasıydı. 17 yaşındaki Axel Rudakubana pazartesi günü çocukların dans dersi aldığı bir stüdyoyu basarak üç çocuğu bıçaklayarak öldürdü. Rudakubana İngiltere’de doğmuştu ama yetkililer kimliğini açıklamakta geç kalınca sosyal medyada gencin kayıtsız göçmenlerden biri olduğu yönünde yalan yanlış bilgiler dolaşıma girdi. Aşırı sağcı aktivistler Telegram ve X gibi uygulamalar üstünden bölge sakinlerini sokağa çıkmaya çağırdı. Böylece salı günü protestolar başlamış oldu.

Polis memurları salı gecesi 200’den fazla kişinin Southport’a akın ettiğini söyledi. Burada önemli olan nokta protestoların bölge sakinleri tarafından değil, ülkenin başka yerlerinden trenle gelen protestocular. Aşırı sağcılar Southport’taki camiye saldırdı, 50’den fazla polis memurunu yaraladı ve araçları ateşe verdi.

Çarşamba gecesi başka bir aşırı sağcı grup Londra’nın göbeğinde polisle çatışmaya girdi, 100’den fazlası tutuklandı. İngiltere’nin kuzeydoğusu’ndaki Hartlepool’da, Manchester’da ve Londra’nın güneydoğusundaki Aldershot’ta Londra’dakinden daha küçük ölçekli olsa da ortalık karıştı.

Cuma gecesi kuzeydoğudaki Sunderland’da aşırı sağcı protestocular polis memurlarına saldırdı. Dün de protestocular kuzeydeki Liverpool, Hull ve Nottingham gibi şehirlerde polisle çatıştı.

Olayların arkasında hangi gruplar var?

Birçok aşırı sağcı grup ayaklanmaları destekledi. Radikal örgütleri araştıran İngiltere merkezli Hope Not Hate bu gruplara ve kişilere örnek olarak faşist Patriotic Alternative’in önde gelen üyelerinden David Miles’ın Southport’ta çektiği fotoğrafları gösteriyor. Aralarında neo-Nazi grubu British Movement’ın da olduğu provokatörler sosyal medyada protestolar hakkında bilgiler yaydı. Hope Not Hate’e göre ayaklanmalara katılanlardan bazıları Nazi dövmeliydi. Ayaklanmalara uzun zamandır milliyetçi harekete uygun hareket eden futbol magandalarını da cezbetti.

Polis protestolara destek veren bir diğer grubun da İslamofobik bir örgüt olan İngiliz Savunma Ligi olduğunu söylüyor. 2009 yılında kurulan grup, şiddet içerikli protestoları organize eden aşırı sağcı bir sokak hareketi. Grup kurulduğu ilk yıllarda Müslümanların çalıştırdığı mekanların önüne domuz kafası yerleştirmek gibi eylemlerde bulunmuştu.

Aşırı sağ uzmanı Matthew Feldman’a göre bu grup İngiliz siyasetinde yeni bir dönemi temsil ediyor çünkü diğer partilerin aksine seçimlere katılmıyor. Feldman 2011 yılında grup hakkında yazdığı bir akademik makalede “Bu grup, Facebook’tan cep telefonlarına, dijital filmlerden YouTube’a kadar yeni medya aracılığıyla yayılan ve koordine edilen bir siyasi harekettir” diye yazmıştı. Bugün uzmanlar İngiliz Savunma Ligi’nin internet üstünden yayılan bir fikre dönüştüğünü söylüyor.

Sosyal medyanın rolü ne?

Uzmanlar Birleşik Krallık’taki aşırı sağcı grupların hiyerarşik yapıdan kasten uzaklaştığını söylüyor. Hope Not Hate bölgedeki radikal hareketi “post-organizasyonel” olarak niteliyor. Yani hareket, geleneksel örgüt yapılarının sınırlarını aşarak sosyal medya ve diğer teknolojik gelişmelerden faydalanıyor. Uzmanlar grubun sosyal medyadan yaptığı sokağa dökülme çağrılarından sonra yeni üyelerini düzenledikleri bu protestolarda topluyor.

2021 Nobel Barış Ödülü sahibi Filipinli gazeteci Maria Ressa “Radikalleşme her zaman vardı ancak geçmişte liderler köprü olur, insanları bir araya getirirdi. Artık bunu yapmak imkansız çünkü eskiden aşırılığa ve terörizme meyilli kişiler radikalleşirken artık halk radikalleşiyor. Çünkü bilgi ekosistemi bu şekilde tasarlanmış durumda. Propaganda hep vardı, şiddet de öyle. Şiddeti ana akım haline getiren şey sosyal medya. ABD’deki kongre binasına 6 Ocak’ta yapılan saldırı bunun mükemmel bir örneği. Sosyal medya onları bir araya getirip daha da kışkırtmasaydı insanlar öyle örgütlenemezdi” diyor.

Telegram, Bitchute, Parler ve Gab gibi platformların da dahil olduğu bu “alternatif bilgi ekosistemi” genellikle ana akım medyanın ve sosyal medya ortamının daha gölge kısmında ürüyor. Ressa “Politikacılar ‘çevrimiçi dünya’ya karşılık ‘gerçek dünya’yı öne sürmeyi bırakmalı. Bunu daha kaç kere söylememiz gerekiyor? İkisi de aynı şey” diye konuşuyor.

İngiltere yanıyor: Southport vakasından sonra aşırı sağcılar sokakları birbirine kattıİngiltere yanıyor: Southport vakasından sonra aşırı sağcılar sokakları birbirine kattı

İngiliz kasabasında kanlı pazartesi: İki çocuk öldü, dokuz yaralı varİngiliz kasabasında kanlı pazartesi: İki çocuk öldü, dokuz yaralı var

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.