ABD bankacılık faaliyetleri nedeniyle Türkiye üzerindeki baskıyı artırıyormuş
Rusya-Ukrayna savaşında son günlerin tartışması, Ukrayna'nın ABD silahlarıyla Rusya'nın derinlerini vurup vurmaması. ABD'den henüz bu konuda izin çıkmadı ama Başkan Biden baskı altında. Vurmayı destekleyenlere NATO Genel Sekreteri de katıldı.
Rusya ve Ukrayna savaşında Moskova’nın “görüşmeye her zaman açığız” mesajı verdiği şu günlerde Batıda ana tartışma konusu, savaşta pek de parlak günler geçirmeyen Ukrayna’nın ABD’den aldığı silahlarla Rusya’nın içlerini vurup vurmaması, yani savaşı Rusya’nın kendi içine taşıyıp taşımaması.
Başta ABD olmak üzere Ukrayna’ya silah temin eden Batılı ülkeler bugüne kadar savaşın Ukrayna topraklarındaki bir savunma savaşı olmaktan çıkıp Rusya’nın kendi sınırları içinde kalan bölgelerin vurulmasına izin vermedi. Ukrayna birkaç kez kendi imkanlarıyla bunu yaptıysa da, bu çeşit saldırıların sürdürülebilirliği olmadı.
Ama bugünlerde Rusya cephede ilerliyor, Ukrayna ise kendini savunmakta zorluk çekiyor. O yüzden bu ülke bir kez daha savaşı Rusya topraklarına da taşımak için ABD’den izin istiyor. ABD’nin temin ettiği uzun menzilli silahlar buna imkan veriyor ama ABD henüz Ukrayna’ya izin vermedi. Bu izni vermesi için Başkan Joe Biden’a ciddi baskı var. Şimdi o baskı yapanlara görev süresi dolmak üzere olan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de destek verdi.
Stoltenberg 24 Mayıs’ta The Economist’e verdiği röportajda, Ukrayna’ya silah sağlayan NATO müttefiklerine, Rusya’daki askeri hedefleri vurmak için bu silahları kullanma yasağını kaldırmaları çağrısında bulundu. Stoltenberg’in, adı belirtilmese de açık hedefi, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Joe Biden tarafından sürdürülen, Ukrayna’nın Amerika tarafından sağlanan sistemlerle neye saldırıp saldıramayacağını kontrol etme politikasıydı.
The Economist’te demeç veren Stoltenberg, Ukrayna’ya verilen Batı silahlarının Rusya’nın iç kesimlerinin hedef alınmasında kullanılabileceğini söyledi. Stoltenberg, “Müttefiklerin, Ukrayna’ya bağışladıkları silahların kullanımına getirdikleri bazı kısıtlamaları kaldırmalarının gerekip gerekmediğini düşünmenin zamanı geldi” dedi.
Röportajında Rusya topraklarındaki askeri hedeflerin vurulmamasının Ukrayna’nın savunmasını güçleştirdiğini ifade eden NATO Genel Sekreteri, “Özellikle de sınıra yakın Harkov’da yoğun çatışmalar sürerken, Ukrayna’nın bu silahları Rusya topraklarındaki meşru askeri hedeflere karşı kullanma olasılığını reddetmek, onların kendilerini savunmasını çok zorlaştırıyor” ifadelerini kullandı. Bu sözlerinin ardından Stoltenberg, müttefiklerin Ukrayna’ya verdiği silahların Rusya topraklarındaki hedeflere saldırmak için kullanılması konusundaki kısıtlamaları kaldırdığını da anımsattı.
Ukrayna’nın Batı silahlarıyla Rusya topraklarını hedef alması gerektiği ifadelerinden sonra Stoltenberg bunun müttefik ülkelerin topraklarından Rusya’ya bir saldırı olacağı anlamına gelmediğinin de altını çizdi. Stoltenberg, şunları söyledi:
‘Ukrayna’ya NATO kara birlikleri gönderme gibi bir niyetimiz yok, çünkü amacımız iki katmanlı: Ukrayna’yı yapmakta olduğumuz gibi desteklemek, ama aynı zamanda bunun Rusya ile Avrupa’daki NATO arasında tam teşekküllü bir savaşa dönüşmesini önlemek. Ukrayna’ya eğitim, silah ve mühimmat veriyoruz, ancak Ukrayna’nın üzerinde veya içindeki muharebe operasyonlarına NATO topraklarından doğrudan müdahil olmayacağız. Yani bu farklı bir şey.’
Ukrayna cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, 17 Mayıs’ta AFP’ye verdiği röportajda, Batı tarafından verilen silahların, Rusya içindeki hedeflerde kullanılmasına izin verilmesini istemişti. Rusya’nın insan gücü ve mühimmat kıtlığından yararlandığını söyleyen Zelenski, yaşanan krizin ABD’nin gecikmiş desteğinin ve Avrupa’nın yerine getirmediği sözlerinin bir sonucu olduğunu vurgulamıştı. NATO Genel Sekreteri The Economist’e verdiği röportajında Zelenski’nin bu sitemi üzerinden Avrupa’ya da yüklendi: “Avrupalı müttefikler bir milyon top mermisi sözü verdiler. Buna yakın bir şey görmedik.”
Ancak Economist’in de değindiği gibi Stoltenberg isim vermese de esas hedefi ABD idi. Bazı Batılı analistler, ABD’nin savaş başladığından beri Ukrayna’nın savaşma şeklini mikro düzeyde yönetmeye çalıştığını söylüyor. Amerikalılar, Ukrayna’nın acil olarak talep ettiği silahları defalarca reddettiler, ancak aylar sonra pes ettiler. Listede HIMARS çoklu roketatar sistemi, Abrams tankları, F-16 savaş uçakları ve taktik balistik füze sistemi olan atakmlar yer alıyordu. ABD Başkanı Joe Biden, savaşın ilk günlerinde Ukrayna’ya uzun menzilli silah göndermekten geri durup daha geniş çaplı çatışmayı tetiklemekten kaçındığını söyledi. Daha sonra gelişmiş silahlara onay, Rusya topraklarına saldırı yasağı dahil bazı şartlarla birlikte geldi. Ancak önceki gün The New York Times, Rusya kuvvetleri savaş alanında kazanımlar elde ettikçe bu kısıtlamalara ilişkin görüşlerin değiştiğini yazdı.