Filenin Sultanları Kanada’yla moral buldu
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan son günlerde sık sık Suriye ile normalleşme, barışma mesajları veriyor, 'Esad'ı davet edebilir, görüşebiliriz' diyor ama Suriye tarafı görüşme için eski ön şartını dün bir kez daha masaya koydu: Önce Türk askeri çekilsin
Son günlerde hemen her gün gündemde olan Suriye ile normalleşme gündemine yönelik bu kez Suriye Dışişleri Bakanlığı’ndan açıklama geldi. Açıklamada son 10 günde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en az 3 kez ‘Esad’la görüşebilirim’ mesajı vermesine neden olan yumuşama adımı geri alındı, eskiden beri Suriye’nin görüşme için ön şart olarak ileri sürdüğü ‘Önce Türk askeri çekilsin’ koşulu yeniden masaya geldi.
Son iki haftanın Türkiye-Suriye yumuşaması trafiği, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın, daha önceden beri söylediği ‘Önce Türk askeri çekilsin’ şartından hiç söz etmeden, ‘Türkiye Suriye’nin egemenliğini tanısın’ demesiyle başlamıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu sinyali boş çevirmemiş, ‘Suriye’nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü tanıyoruz, eskiden ailece görüşürdük, yeniden görüşmek neden mümkün olmasın’ demiş ve süreç başlamıştı.
Ancak aradan geçen günlerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Esad ile görüşme çağrısını birkaç kez daha yinelemesine, son olarak bu konuda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a talimat verdiğini söylemesine rağmen bir ilerleme olmadı.
Hatta tam tersi oldu, Suriye Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada eski ön şart olan Türk askerinin Suriye’den çekilmesi konusunu yeniden masaya getirdi. Suriye Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Suriye-Türkiye ilişkilerine ilişkin pozisyon ve açıklamaların devam ettiği bir dönemde, Suriye, halklar ile hükümetlerin Suriye’ye zarar veren uygulamaları arasında her zaman net bir ayrım yapmaya istekli olduğunu hatırlatmak ister. Suriye, ülkelerin çıkarlarının çatışma veya düşmanlığa değil, aralarındaki sağlam ilişkiye dayandığı yönündeki kesin kanaate dayalı olmuştur ve olmaya da devam etmektedir” denildi.
Suriye’nin normalleşme konusundaki yaklaşımının “her türlü girişimin, arzu edilen sonuçlara, yani iki ülke arasındaki ilişkilerin normal durumuna dönmesine ulaşılmasını sağlayacak açık temeller üzerine inşa edilmesi” olduğu belirtilen açıklamada, “Bu temellerin başında yasadışı olarak bulunan güçlerin Suriye topraklarından çekilmesi ve sadece Suriye’nin değil, Türkiye’nin güvenliğini de tehdit eden terör örgütleriyle mücadele gelmektedir” denildi.
Açıklamanın devamında, “Suriye, Türkiye-Suriye ilişkilerinin düzeltilmesi için samimi çaba gösteren kardeş ve dost ülkelere teşekkür ve takdirlerini ifade ediyor ve iki ülke arasındaki normal ilişkinin geri dönüşünün, iki ülkenin güvenlik, emniyet ve istikrarının temeli olan 2011 öncesindeki durumun geri dönüşüne dayandığını vurguluyor” denildi.
Suriye lideri Beşar Esad 26 Haziran’da Şam’da bir araya geldiği Rusya lideri Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksander Lavrentiyev ile görüşmesinde Türkiye ilişkilerin normalleşmesi için tüm girişim ve inisiyatiflere açık olduklarını açıklamıştı. Esad Türkiye’nin Suriye devletinin kendi toprakları üzerindeki egemenliğini tanıdığı sürece Türkiye-Suriye ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik görüşmelere açık olduğunu dile getirmişti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da NATO Zirvesi için gittiği ABD’den dönüş yolunda Suriye ile ilgili açıklamalarda bulunmuştu. Davetin ardından olası bir görüşmenin nerede olacağına ve olası bir normalleşmeye ABD, Rusya ve İran’ın tepkisinin ne yönde olduğu yönündeki soruya Erdoğan, “Görevi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a verdim. Dışişleri Bakanım da şu anda muhataplarıyla görüşmek suretiyle işin bütün yol haritasını belirleyecekler. Ona göre de inşallah adımı atacağız. Biz Suriye’de adil bir barışın mümkün olduğunu düşünüyoruz. Suriye’nin toprak bütünlüğünün bizim de çıkarımıza olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz. Suriye’de inşa edilecek hakkaniyetli bir barış, en çok bize fayda sağlayacak. Bu inşa sürecinin en önemli adımı da Suriye ile yeni bir dönem başlatmaktan geçtiğini söylüyoruz. Şu ana kadar bu süreç olumlu istikamette gelişti. Temenni ediyorum ki yakın bir zamanda somut adımları da atarız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ABD ve İran’ın da bu müspet gelişmelerden memnuniyet duyması ve çekilen onca acının son bulması için süreci desteklemesi gerekir. Biz komşumuzdaki yangını söndürmek için yıllardır çaba sarf ediyoruz. Suriye’nin bir ve bütün olarak yeni bir gelecek inşa etmesi için oluşacak iklimden kimsenin rahatsızlık duymaması temel beklentimizdir. Bu süreci terör örgütleri zehirlemek için elinden geleni yapacaklardır. Provokasyonlar tertipleyip oyunlar kuracaklardır. Tüm bunların farkındayız ve hazırlıklıyız. Biz Suriye’de barış istiyoruz ve barışın yanında olan herkesi de bu tarihi çağrımıza desteğe bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Erdoğan ile Esad arasında arabulucu olabileceğini söylemiş “Önce Esad Türkiye ile masaya oturmaya ikna edilmeli. Ben Esad’ı masaya oturmaya ikna edebilirim. Yeter ki Erdoğan’ın böyle bir niyeti olsun. Erdoğan’ın son açıklamasından da görüyoruz ki bizim burada attığımız adımlar Erdoğan’ı da cesaretlendiriyor. Bu mesele Türkiye’nin en yakıcı sorunu, sığınmacı sorununu bizim öncelikli meselemiz” demişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Özel’in açıklamalarıyla gündeme gelen “Suriye yönetimi ile ilişki kurulması” konusunda “İlişki kurulmaması için hiçbir sebep yok. Geçmişte ailece görüşmelere varıncaya kadar Sayın Esed’le biz bu görüşmeleri yaptık. Yarın olmaz diye bir şey kesinlikle mümkün değil, yine olur” diyerek arabulucuya gerek olmadığı sinyali vermişti.
Türkiye ile Hollanda arasında oynanan 2024 Avrupa Şampiyonası çeyrek final maçını izlediği Almanya ziyaretinin ardından yurda dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Beşar Esad’ın Türkiye ile ilişkileri düzeltmek için adım attığı anda karşılık vereceklerini söylemişti: “Biz davetimizi yapacağız. İnşallah bu davetle birlikte de Türkiye-Suriye ilişkilerini geçmişte olduğu gibi aynı noktaya getirelim istiyoruz. Davetimiz her an olabilir. Türkiye’de görüşme olması konusunda ise Sayın Putin’in yaklaşımları var. Irak Başbakanı’nın bu konuda yaklaşımları var. Biz her yerde arabuluculuktan bahsediyoruz da sınırımızdakiyle, komşumuzla niye olmasın?”