Çin’den ABD’nin ‘savunma bakanları görüşsün’ talebine ret
TCG Kınalıada Türk-Japon diplomatik ilişkilerinin 100'üncü ve Ertuğrul Fırkateyni trajedisinin 134'üncü yıldönümü için Japonya'ya gitti. Fırkateyn iki hafta önce gidiş yolunda Tayvan Boğazı'ndan geçince Çin'in füze destroyeri tarafından izlendi.
Türk Deniz Kuvvetleri’ne bağlı TCG Kınalıada savaş gemisi iki haftadır Japonya’da. Sebebi iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 100’üncü yıldönümünü kutlamak ve Türk-Japon dostluğunun başlangıcı olan Ertuğrul Fırkateyni’nin trajik yolculuğunun 134’üncü yıldönümünü anmak. Ancak TCG Kınalıada’nın ziyaret için iki hafta önce Tayvan Boğazı’ndan Çin’e göre izinsiz geçişi Çin donanmasına ait savaş gemisinin Kınalıada’yı izlemesine neden oldu. Üstünden iki hafta geçmesine rağmen olay konuşulmaya devam ediyor.
Ada sınıfı korvetlerin dördüncü ve sonuncusu olan TCG Kınalıada (F-514) 8 Haziran’da Japonya’nın Vakayama eyaletindeki Kii Yarımadası’nın güney ucuna, Türk-Japon ilişkilerinde tarihi öneme sahip bir kasaba olan Kuşimoto’ya ulaştı.
Bu kasabanın önemi neydi, hatırlayalım mı?
16 Eylül 1890’da Osmanlı İmparatorluğu’na ait Ertuğrul fırkateyni fırtınalı bir gecede Kuşimoto açıklarında tayfunun baş göstermesiyle karaya oturarak battı. Geminin 500 kişi aşkın mürettebatı hayatını kaybetti. Yerel halk 69 kişiyi kurtarmayı başardı ve tedavi ederek yeniden sağlığına kavuşturdu. Japon İmparatoru hayatta kalanların İstanbul’a götürülmesi için imparatorluk donanmasına ait Hiei ve Kongo gemilerini görevlendirdi. Ertuğrul Fırkateyni’nin 134 yıl önceki trajik yolculuğu Türk-Japon dostluğunun dönüm noktası oldu, Türk tarih kitaplarında yerini aldı.
TCG Kınalıada mürettebatı 10 Haziran’da Kuşimoto’da Ertuğrul şehitleri anısına dikilen anıttaki törene katıldı. Japonya Türkiye Cemiyeti Başkanı Eizo Kobayaşi ve Prens Tomohito’nun en büyük kızı Prenses Akiko’nun da katıldığı törende Akiko “Atalarımızın inşa ettiği dostluğun uzun yıllar daha devam etmesi için dua ediyorum” dedi.
Kuşimoto ziyaretinin ardından korvet 12 Haziran’da Tokyo’ya gitti. Japonya Deniz Öz Savunma Kuvvetleri (JMSDF) Kure Bölge Karargâhı’nun sosyal medya üstünden yaptığı açıklamaya göre Kınalıada yarın da Hiroşima’da Kure Deniz Üssü’ne gidip halkın ziyaretine açılacak.
Türk Savunma Bakanlığı Kınalıada’nın Foça Deniz Üssü’nden Doğu Asya’ya doğru yola çıktığını 8 Nisan’da açıklamıştı. 2400 tonluk savaş gemisinin yolculuğunun dört buçuk ay süreceği ve bu süreçte 20 ülkeyi ziyaret edeceği, korsanlarla mücadele girişimlerine destek vereceği belirtilmişti.
Kınalıada Japonya’ya gelmeden önce Suudi Arabistan, Cibuti, Somali, Maldivler, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Tayland ve Güney Kore’yi ziyaret etti. Bundan sonra da Filipinler, Singapur, Sri Lanka, Hindistan, Umman, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Pakistan ve Ürdün limanlarını ziyaret etmesi bekleniyor. Bu bir Türk savaş gemisinin Asya-Pasifik bölgesine yaptığı beşinci ziyaret. Daha önce 1990 ve 2000 yıllarında TCG Turgutreis, 2011’de TCG Gemlik ve 2015’te TCG Gediz bölgeyi ziyaret etmişti.
Ancak Tayvan merkezli Ling Media’nın iddiasına göre Japonya’ya doğru giderken Tayvan Boğazı’ndan geçen TCG Kınalıada Çin donanmasına ait Type 052D Lishui güdümlü füze destroyeri tarafından gözetlenerek takip edildi. Haber daha sonra Baijiahao denen bir Çin sitesinde de yer aldı. Çin’in yolladığı füze destroyerinin 161 metre uzunluğunda, 17 metre genişliğinde olduğu biliniyor.
Communist army monitors Turkish warships east of Taiwan strait center line for the first time
On June 4, a report from Taiwan’s Ling Media stated that the Turkish Navy’s Ada-class anti-submarine frigate, which had been patrolling near Japan since April, recently sailed through… pic.twitter.com/XnIpQ1Pa0N
— Spotlight on China (@spotlightoncn) June 13, 2024
Lishui muhribi orta menzilli hava savunma füzesi HQ-9B, uzun menzilli gemisavar füzesi YJ-18 ve seyir füzesi CJ-10 ile donatılmış durumda. Baijiahao’da Çin’in Kınalıada’nın geçişini Tayvan üzerindeki egemenlik iddiasını göstermek için izlediği belirtiliyor. Zira Çin Tayvan’ı ayrı bir ülke olarak değil, kendisinin bir parçası olarak görüyor ve bölgeyi de kendi iç denizi olarak kabul ediyor. Dolayısıyla bölgeden geçen gemiler yoğun gözetim altında tutuluyor.