Tayvan gerilimi çip sektörüne bir günde yarım trilyon dolar kaybettirdi
Trump'a düzenlenen suikast girişimi Rusya ve Çin basınında geniş yer buldu. İlk günden itibaren ABD'de güvenlik açığı olduğunu yazan gazeteler saldırının kaynağına dair tahminler yürüttü. ABD haberlerden şikayetçi, ama sıkıntı çift taraflı.
Eski ABD Başkanı Donald Trump’ı hedef alan suikast girişimi sadece ABD’yi değil tüm dünyayı sarstı. Dünyanın dört bir yanından dünya liderleri Trump’a geçmiş olsun dileklerini iletti. Gözler ABD’nin uzun zamandır küresel rakipleri olan Çin ve Rusya’nın tepkisine çevrildi. Çin’den diğer ülkelerin geçmiş olsun mesajlarına benzer bir yanıt gelirken Rusya’dan gelen yanıt “Görünen köy kılavuz istemez” minvalinde oldu. Ancak ABD basını Rusya ve Çin’de yazılan haberlerden şikayetçi, çünkü bu haberlerin dezenformasyon yarattığını iddia ediyor.
Trump’a düzenlenen suikaste tepki verenler arasında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de vardı. Çin Dışişleri Bakanlığı Çin’in Trump’a düzenlenen saldırıdan endişeli olduğunu ve Şi’nin iyi dileklerini Trump’a ilettiğini belirtti. Rusya’daysa Devlet Başkanı Vladimir Putin, Trump’a doğrudan mesaj yollamadı ama onun yerine Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov konuştu. Peskov, Trump’a karşı düzenlenen silahlı saldırıyla ilgili olarak gazetecilere “Trump’ı ortadan kaldırma girişiminin mevcut yetkililer tarafından organize edildiğine inanmıyoruz. Ancak Trump çevresinde yaratılan atmosfer Amerika’nın bugün karşı karşıya olduğu şeyi kışkırttı. Trump’ı siyasi arenadan uzaklaştırmaya yönelik birçok girişimden sonra (mahkemeler, savcılar, itibarsızlaştırma girişimleri gibi) hayatının tehlikede olduğu dışarıdaki gözler için gayet açıktı” dedi.
Washington Post’a göre güpegündüz kulağı kanlar içinde kalan başkanın görüntülerinin bilgi eksikliğiyle birleşmesiyle ortaya bir sürü komplo teorisi çıkmıştı. “Saldırı sonrası ortaya çıkan haberler siyasi kazanç sağlamak için dijital stratejisini geliştirmeye yıllarını harcayan düşmanlara hediye oldu” diye yazdı gazete.
Ancak Rusya ve Çin basınında bambaşka bir hava hakimdi ve ABD basını bundan duyduğu rahatsızlığı örnekler vererek gösterdi. Rus devlet medyası Sputnik International Biden’ın yakın zamanda yaptığı bir konuşmanın videosunu paylaşarak “Biden Trump’ı ‘ulus için tehdit’ olarak görüyor. Trump hemen ertesi gün vuruluyor. Bu da mı tesadüf?” diye yazdı. Amerikan gazetesi Washington Post, Sputnik’in yazdıklarının “ABD’yi çöküşte ve iç savaşın eşiğinde bir ulus olarak resmettiğini” söyledi.
Çin devlet medyasının ise Amerika’yı “şiddet ihracatçısı” olarak resmettiği bir karikatür paylaştı. Global Times, pazar günü saatlerinde üstünde “siyasi şiddet” yazılı bir çekicin ABD haritasının üzerine düştüğü bir karikatür paylaştı. Gazeteden yapılan paylaşımda “Geleceğe baktığımızda ABD’deki mevcut siyasi kutuplaşma değişmezse siyasi şiddetin artması olası” dedi.
#Opinion: Looking to the future, if the US is unable to change the current situation of political polarization, political violence is likely to intensify, further exacerbating the vicious cycle between those two phenomena. https://t.co/nveRG1rkIx
— Global Times (@globaltimesnews) July 15, 2024
Öte yandan Rusya’ya bağlı hesaplar, Trump’ın Ukrayna’ya yardımı kesme ve askeri sözleşmelerden geri çekilme vaatlerinin gerçekleşmesini önlemek için Kiev ya da Amerikan silah şirketlerinin işin içinde olabileceğini öne sürdü. Bu hesaplar “Trump ‘Önce Amerika’ programıyla silah sektörünün önünde bir engel teşkil ediyor. Askeri lobilerin ve silah şirketlerinin kolları hep uzun olmuştur diye yazdı.
Trump’a düzenlenen saldırının sebebi Rus basınında başka nedenlerle de açıklanmaya çalıştı. Örneğin saldırının anti-faşist hareket Antifa ile bağlantılı olabileceği öne sürüldü. Ne var ki FBI henüz saldırının nedenini belirleyebilmiş değil. 20 yaşındaki Thomas Matthews Crooks’un şimdilik tek başına hareket ettiği tahmin ediliyor.
Stanford İnternet Gözlemevi’nin eski araştırma müdürü ve “Görünmez Krallar: Yalanları Gerçeğe Dönüştüren İnsanlar” adlı kitabın yazarı olan Renée DiResta, “Herhangi bir yerel kriz, bunu kendi amacına göre kullanmaya çalışacak devlet aktörleri tarafından kullanılıp şiddetlendirilebilir” dedi. Geçen yıl Rusya’nın paralı asker grubu Wagner’in lideri Yevgeni Prigojin ve bu yılın başlarında Rus muhalif Aleksey Navalni öldüğünde ya da Rusya’da belediye binasına düzenlenen IŞİD saldırılarında benzer bir duruşu Amerikan medyası da sergilemiş, Putin’i “mafya gibi davranmak”la suçlamış, Rusya’yı güvenlik açığı yaşayan bir ülke olarak resmetmişlerdi.
Atlantic Council’in teknoloji programları ve stratejisinden sorumlu Başkan Yardımcısı Graham Brookie, yabancı düşmanların ABD’yi “hem kendi ülkesinde hem de dünya genelinde şiddet yanlısı ve istikrarsız bir aktör” olarak gösterme fırsatından faydalandığını söylüyor. Ukrayna’daki savaş başladıktan sonra başta ABD olmak üzere Rusya medyasına yönelik ağır bir karartma uygulandı. RT ve Sputnik gibi bazı haber platformları erişime kapatıldı ya da “Rus devletine bağlı medya kuruluşu” olarak etiketlendi. Washington Post’a göre buna karşılık Rusya’nın aldığı önlem X’teki mavi tikli hesaplardan haber paylaşımı yapmaktı. Bu sayede hesaplar etiketlenmiş de olmayacaktı.
ABD’nin Rus yayınlarına yönelik endişesi 2016 seçimlerine dayanıyor. Zira Facebook skandalında, Rusya’nın sosyal medyayı kullanarak muhafazakârları göçmenler, azınlıklar ve suçla ilgili onları endişelendirecek mesajlarla hedef aldığı ortaya çıkmıştı. Araştırmacılara ve istihbarat yetkililerine göre o zamandan beri Çin de Rusya’nın tekniklerini kullanmaya başladı.
Microsoft nisan ayında Beijing’in uyuşturucu bağımlılığı, göçmen sorunu ve ırksal gerilimler gibi tartışmalı konuları açmak için sahte hesaplar kullandığını nisan ayında duyurmuştu. Amerikalı seçmen gibi davranan hesaplar takipçilerine zaman zaman başkan adaylarına verdikleri desteklerle ilgili sorular yöneltiyordu. Öte yandan benzer bir propaganda yöntemini ABD’nin en yakın müttefiki İsrail’in bizzat uyguladığı da birkaç ay önce ortaya çıktı. İsrail’in amacı belki seçimler değildi ama Amerikan halkının Filistin meselesine bakışını etkilemek için Amerikan vatandaşıymış gibi davranıyorlardı.