Şiddet sarmalı: Trump suikastında komplolar dizi dizi, olgular ise bambaşka bir hikaye
Donald Trump'a suikast girişiminde bulunan Thomas Matthew Crooks'un cesedinin yakılması tartışma konusu oldu. Cesedin yakılmasının biyolojik kanıtları yok etmek için olduğu ileri sürüldü.
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) kasım ayında gideceği seçim sürecinde yaşanan belki de en büyük olay, eski başkan ve Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’a suikast girişimiydi. 13 Temmuz’da Pensilvanya’da Butler bölgesinde mitingde kürsüden destekçilerine hitap ettiği sırada Trump, silahlı saldırıya uğramış, mitinge katılan 1 kişi ölmüş, 2 kişi yaralanmış, ABD Gizli Servisi saldırganın etkisiz hale getirildiğini açıklamıştı.
FBI, saldırıyı suikast girişimi olarak tanımlamış, incelemelerin ardından teşebbüste bulunan ve olay mahallinde öldürülen kişinin 20 yaşındaki Thomas Matthew Crooks olduğunu duyurmuştu. Suikast girişimi ardından uzun süre tartışılan bir isim olan Crooks, bu kez yine gündemde fakat cenazesiyle.
Crooks’un cesedinin olaydan birkaç gün sonra ailesine teslim edilmesi ve yakılması ABD’de büyük tepki çekti. Tepki gösterenlerden biri de ABD Kongre Üyesi Clay Higgins oldu. Higgins, bunun “görülmemiş” bir olay olduğunu belirtti. Higgins, Trump’a düzenlenen suikast girişimi sırasındaki güvenlik zafiyetlerini araştırmak üzere kurulan “13 Temmuz Görev Gücü” komitesine sunduğu raporda, Crooks’un cesedinin olaydan 10 gün sonra yakıldığını öğrendiğini aktardı.
FBI’ın olay mahallindeki biyolojik kanıtları ortadan kaldırdığını belirten Higgins, bunun “görülmemiş” bir olay olduğunun altını çizdi. Higgins, FBI’ın kongrenin olayı inceleyeceğini bildiğini belirterek, “FBI dünyanın kalanından kopuk değil” ifadesini kullandı. Otopsi sonuçlarının doğruluğunu teyit etmek istediğini kaydeden Higgins, cesedin yakılmasına dair “Evet, raporları ve resimleri göreceğiz, ancak bu raporların ve resimlerin ceset üzerinde yaptığım kendi incelememe göre doğru olduğunu hiçbir zaman kesin olarak söyleyemeyeceğim” dedi.
5 Ağustos’a kadar Crooks’un cesedinin yakıldığının bilinmediğine işaret eden Higgins, FBI’ın eylemlerini “yapılacak soruşturmaların ilerleyişini engelleme” olarak nitelendirdi. Higgins, incelemeleri sonucu Crooks’un, “yerden veya ABD Gizli Servisinin keskin nişancı ekiplerinden gelebilecek karşı ateş tehdidini en aza indirmek için kendisini (çatıda) mükemmel şekilde konumlandırdığını” tespit ettiğini dile getirdi.
ABD Kongre Üyesi Higgins, bir SWAT ajanının yaklaşık 90 metre uzaktan ateş ederek Crooks’un silahındaki tampon tüpüne zarar verdiğinin tahmin edildiğini, 10. ve son kurşunun Crooks’un ağzının solundan girip ve sağ kulağından çıktığını saptadığını açıkladı. Öte yandan, FBI Pittsburgh Ofisi, Higgins’in atıflarına karşılık bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “FBI’ın, Pensilvanya’da Butler bölgesinde meydana gelen suikast girişiminin araştırılmasına yönelik kongre çabalarına müdahale ettiği yönündeki iddialar yanlış ve asılsızdır” ifadesi yer aldı.
Olay yeri ve kanıtların ele alınmasında normal prosedürlerin izlenildiği belirtilen açıklamada, olay yerinin mülk sahiplerine aşamalı olarak teslim edildiği ve soruşturmanın bir parçası olarak her faaliyet ve kanıtın belgelendiği aktarıldı. Soruşturmaya ilişkin “hiçbir şeyin aceleye getirilmediği” kaydedilen açıklamada, Crooks’un cesedinin ailesine teslim edilmesinin de rutin prosedürün bir parçası olduğunun altı çizildi.