Mike Pence ABD’deki başkanlık yarışından çekildi
ABD, Ortadoğu'daki askeri üslerinin 17 Ekim'den bu yana 16 saldırının hedefi olduğunu açıkladı. Washington, bölgeye 900 askerini konuşlandıracak. Saldırılarda "İran bağlantısı" vurgusu yapan ABD'ye, Tahran'dan "Ateşten kaçamaz" çıkışı geldi.
7 Ekim’de Ortadoğu’yu yeni bir savaşa sürükleyen Hamas’ın Aksa Tufanı operasyonu ardından hem bölgede hem de dünya genelinde tansiyon düşmüyor.
İsrail’e yönelik net desteğinin ardından Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) de Ortadoğu’daki askeri üsleri hedef olmaya devam ediyor.
Washington’u bölgedeki varlığını yeniden artırmaya itecek saldırılara ilişkin ABD’den açıklama geldi.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, günlük basın toplantısında Ortadoğu’daki gelişmeleri değerlendirdi. Ryder, Irak ve Suriye’de ABD ile koalisyon güçlerine yönelik 17-26 Ekim tarihleri arasında toplam 16 saldırı düzenlendiğini açıkladı.
ABD ve koalisyon güçlerine yönelik saldırılar hakkındaki bir soruya Ryder, “Size 17-26 Ekim tarihleri arasında ABD ve koalisyon güçlerinin Irak’ta en az 12, Suriye’de 4 ayrı kez tek yönlü taarruz dronları ve roketlerle saldırıya uğradığını söyleyebilirim” dedi. Ryder, yeni bilgiler geldikçe bu rakamları revize etmeye devam edeceklerini belirterek, saldırılarda sorumluluğu üstlenen gruplar hakkında ise “Bu grupların İran’la bağlantılı olduğunu bildiğimizi söylemek dışında detay bilgi vermeyeceğim” ifadesini kullandı.
Pentagon sözcüsü toplantıda ayrıca, Ortadoğu’da çatışmaların daha geniş alana yayılmasını önlemek amacıyla bölgeye 900 asker ve ek hava savunma sistemleri göndereceklerini duyurdu. Ryder, “İlk kuvvet duruşu duyurumuzdan bu yana yaklaşık 900 askerin ABD Merkezi Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) sorumluluk alanına konuşlandırıldığını veya konuşlanma sürecinde olduğunu doğrulayabilirim” dedi.
Bölgeye konuşlandırılacak söz konusu birimlerle birlikte Bölge Yüksek İrtifa Hava Savunması (THAAD) bataryaları, Patriot ve Avenger bataryaları ve ilgili hava savunma sistemi unsurlarının da yer alacağını kaydeden Ryder, bunların bölgesel caydırıcılık çabalarını desteklemeyi amaçladığını söyledi.
Ryder, ayrıca ABD’nin İsrail’e “hava savunma yeteneklerini daha da güçlendirmek” amacıyla envanterinde bulunan iki ABD Demir Kubbe sistemini de sağlamayı planladığını belirterek, operasyonel güvenlik nedeniyle sevkiyat veya teslimat tarihi hakkında bilgi vermeyeceğini kaydetti.
Bu açıklamalar yapılmadan birkaç saat önce de İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Filistin-İsrail arasındaki çatışmaların bölgeye yayılmasını istemediklerini ancak İsrail’in Gazze’ye saldırılarının devam etmesi halinde İsrail’e açık destek veren ABD’nin de “ateşten kurtulamayacağını” söyledi.
İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan bu sözleri, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun (BMGK) Filistin’deki durum ile ilgili olağanüstü toplantısında konuştu. Filistin’deki sorunun yaklaşık 80 yıldır devam ettiğini ve mevcut durumun boyutlarının Filistinli direnişçilerle çatışma boyutuna indirgenmesinin “büyük bir yalan” olduğunu söyleyen Abdullahiyan, şöyle devam etti: “Uluslararası hukuk ilkeleri ve BM’nin yüzlerce kararına göre, Filistin topraklarının tamamı işgal altındaki topraklardır. Buna göre de Siyonist rejim (İsrail) Filistin topraklarında saldırgan ve işgalci kabul edilmektedir.”
Sorunun çözümü için Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkının hayata geçirilmesi ve başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulması gerektiğini ifade eden Abdullahiyan, Filistin’de Hristiyan, Yahudi ve Müslümanların katılacağı bir referandumla Filistinlilerin kendi kaderini tayin edebileceğini vurguladı.