Filenin Sultanları’nın geri dönüşü ABD’ye yetmedi
Suudi-İsrail normalleşmesinde henüz bir ilerleme görülmese de Washington ve Riyad arasında imzalanacak güvenlik anlaşmasının taslağı neredeyse hazır.
Gazze’deki savaş İsrail ve Suudi Arabistan arasındaki görüşmelerin önünü tıkadı. Ara ara “Görüşmeler yeniden başlayacak mı,” “ABD, İsrail ile anlaşmaya varması için Suudi Arabistan ile güvenlik anlaşması imzalamaya hazırlanıyor” gibi iddialar yayılıyor. Ancak bu iddialar ABD’nin “Normalleşme yoksa anlaşma da yok,” İsrail’in “Hamas yok edilene kadar Gazze’de savaş bitmez” söyleminden ve Suudi Arabistan’ın Filistin şartını öne sürmesinden öteye geçmiyor. ABD gazetesi Wall Street Journal’ın hem ABD’li hem de Suudi yetkililere dayandırdığı yeni habere göreyse Biden yönetimi Riyad ve Tel Aviv arasındaki diplomatik bağların kurulmasını teşvik açısından Körfez ülkesini korumasına yardım edecek güvenlik anlaşması taslağı tamamlanmaya çok yakın.
Ancak her zamanki gibi bu diplomatik çabaların ancak İsrail’in ayrı bir Filistin devletine izin vermesi ve Gazze’deki savaşın sona ermesiyle başarıya ulaşabilir. Ancak aylardır ateşkeste bir sonuca varılmadığı gibi İsrail hafta sonu düzenlediği rehine kurtarma operasyonunda dört kişiye karşılık 270’ten fazla Filistinliyi öldürdü.
ABD uzun zamandır İsrail’in Suudi Arabistan ile ilişkilerini normalleştirerek Arap ve Müslüman dünyasında daha fazla kabul görmesini sağlamaya çalışıyor. Ancak savaş tüm bu arabuluculuk girişimlerinin başarısız olmasına neden oldu. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken savaşın başından beri düzenlediği Ortadoğu turlarının neredeyse hepsinde Suudi Arabistan’ı ziyaret etmeyi unutmadı ve bu ziyaretlerinin çoğunda normalleşme konusuna da değinildi. Suudi Arabistan’ın böyle bir normalleşmeden beklediği iki şey var: Filistin’in ayrı bir devlet olarak tanınması ve ABD ile imzalanacak güvenlik anlaşması.
Uzmanlar ABD’nin 1960’ta Japonya ile imzaladığı kanun hükmünde karşılıklı savunma anlaşmasından bu yana ilk kez otoriter bir ülkeyle böyle bir anlaşma imzalamaya kalkışacağını söylüyor. Ukrayna savaşı nedeniyle enerji arayışında yüzünü Suudi Arabistan’a çeviren ABD bunun öncesinde Suudi Arabistan’ı “parya” olarak niteliyor, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ölümü için Riyad’a “bedel ödetmekten” bahsediyordu.
Güvenlik anlaşmasının hem ABD’ye hem de Suudi Arabistan’a faydası olacak. Gazze’de yaşanan savaş nedeniyle tansiyonun yükseldiği Ortadoğu’da ABD’nin askeri gücü artabileceği gibi, bölgesel üstünlük konusunda Riyad ile rekabet eden ve Rusya ile yakın ilişkiye sahip İran’ın nükleer kapasitesine karşı Suudi Arabistan’ın elinde bir silah olacak.
ABD’li ve Suudi yetkililere göre taslak anlaşma Washington’un Japonya ile imzaladığı anlaşmanın bir benzeri. Suudi Arabistan saldırıya uğrarsa ABD’nin yardımı karşılığında Riyad Washington’un Suudi topraklarına girmesine ve hava sahasına girmesine izin verecek. Yetkililere göre anlaşmayla Çin’in Suudi Arabistan ile güvenlik işbirliği yapmasının önüne geçmek amaçlanıyor.
Anlaşma imzalanırsa Suudi Arabistan ABD ile resmi savunma anlaşmasına sahip tek Arap ülkesi olacak. ABD ile işbirliği halindeki diğer Arap ülkeleri savunma ve güvenlik konularında ABD ile işbirliği halinde olsa da onlarla yapılan anlaşmaların bağlayıcı bir karşılığı yok.
ABD-Suudi güvenlik ittifakı ile Suudi-İsrail normalleşmesini kapsayacak bir mega anlaşmanın Washington için jeostratejik bir zafer anlamına geleceğini söyleyen eski istihbarat yetkilisi ve şu anda Atlantic Council’de çalışan Jonathan Panikoff “Suudi Arabistan’ın güvenlik, teknoloji, ekonomi ve ticaret konularında ABD’ye daha sıkı bağlanması sağlanarak Beijing’in bölgede ilerleme kaydetme ve ABD öncülüğündeki liberal uluslararası düzenden uzaklaştıracağı yeni müttefikler bulma çabaları sekteye uğrayacak” diyor.
Son dönemde yapay zeka alanına ilgi duyan Suudi Arabistan özellikle Çin’den getirttiği bilim insanlarıyla ABD’yi endişelendiriyor. ABD’ye göre Çinli bilim insanları Beijing’e uygulanan çip yaptırımlarından Suudi Arabistan aracılığıyla kaçabiliyor.
Yetkililer anlaşmanın tasladığının geçen ay Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüşmesinin ardından neredeyse tamamlandığını belirtiyor. Stratejik İttifak Anlaşması olarak bilinen anlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için anayasaya göre Senato’nun üçte ikisinin olumlu oy kullanması gerekiyor. Ancak Suudilerin İsrail ile normalleşme yoluna girmeden anlaşmayı desteklemesine olası bakılmıyor.