NATO tartışmaları arasında: İsveç radyosu Kürtçe ve Rusça yayınlarına son veriyor
NATO yılbaşından beri İskandinavya'dan Karadeniz'e uzanan 90 bin askerin katıldığı çok geniş çaplı tatbikatlara imza attı. "Beyin ölümü gerçekleşmiş" ittifaktan yeniden doğan ittifaka dönüştü. Ama şimdi başka sorunları var.
14 NATO ülkesi mart ayında Norveç, Finlandiya ve İsveç’i içine alan bir tatbikat yaptı. Tatbikata 20 binden fazla asker katıldı, Soğuk Savaş’tan bu yana bölgede yapılan en büyük askeri tatbikatlardan biriydi. İsmi de “Nordic Response 2024’tü. Tatbikatın odak noktası Rusya’ydı. Amaç Letonya ve NATO sınırlarını korumaya hazır olduklarını Moskova’ya göstermekti. Ukrayna’nın NATO’ya katılma ihtimaline karşılık 2022’de savaş başlatan Rusya bu süreçte iki diğer komşusunu, Finlandiya ve İsveç’i NATO’ya kaptırdı. Bu da sınırlarında çok daha büyük bir tehlikenin kapıda olduğu anlamına geliyor.
Türkiye’nin de dahil olduğu 32 NATO ülkesi İskandinav ülkelerinden Karadeniz’e uzanan ve 1988’den beri en geniş ölçekli tatbikatlarını yapıyor. Bu tatbikatlara şimdiye kadar 90 bin asker katıldı; 1100 savaş aracı, 80 uçak ve 50 donanma gemisi eşlik etti. “Steadfast Defender 2024” adı verilen bu tatbikatlarda amaç Moskova’ya “Başta Letonya olmak üzere Rusya sınırına yakın ittifaka üye tüm ülkeleri savunmaya hazır olduklarını” göstermek.
Letonya’daki tatbikat Avrupa’nın Rusya sınırı yakınlarında düzenlediği birkaç operasyondan biriydi. Moskova’nın 2016 yılında Kırım’ı ele geçirmesi ve Ukrayna’nın doğusunda isyanın körüklenmesine yardımcı olmasının ardından NATO üyeleri, Avrupa’nın doğusundaki nispeten savunmasız ülkelerin savunmasında hangi üyelerin liderliği ele alacağını belirleyerek düzenli rotasyonlar yapmayı kabul etti.
ABD Polonya’da, Almanya Litvanya’da, İngiltere Estonya’da ve Kanada Letonya’da liderliği üstlendi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından bu ülkelerdeki NATO gücü arttı; Slovakya, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan da listeye eklendi. Bu işbirlikleri, Soğuk Savaş döneminde Batı Almanya’da askerlerini bulunduran ABD, İngiltere ve Fransa’yı bir kez daha birbirine yanaştırdı.
Soğuk Savaş bittikten sonra NATO içinde dilmiş, iletişim sistemiymiş, silahların gelişmişlik düzeyindeki farklılıklarmış; bunlar çok önemli değildi çünkü artık sırt sırta savaşılan bir durum kalmamıştı. Artık Afganistan, Irak gibi ülkelerde dönüşümlü olarak kısa görevler yapıyorlardı. Ekipman ihtiyaçları vardı ama her ülke kendi başının çaresine bakıyordu. Tarihler 2019’u gösterdiğinde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” diyecekti. Ama sonra Rusya Ukrayna’yı işgal ederek yıllar sonra Avrupa’da ilk kez savaş korkusunu doğurdu. Hasta adam artık yatağında doğrulmaya başladı.
İttifak kapıdaki savaş konusunda anlaşmaya varmış olsa da daha başka sorunlar ortaya çıkmış durumda. Örneğin Ukrayna’nın birliğe dahil edilip edilmeyeceği konusunda üyeler arası birtakım anlaşmazlıklar yaşanıyor. Sonra Stoltenberg bu yıl yerini başka bir yöneticiye devredecek, savaşla birlikte değerlenen tahta kimin oturacağı da yine tartışma konusu.
NATO’nun Avrupalı üyeleri Soğuk Savaş döneminden bu yana hiç olmadığı kadar savunma harcaması yapıyor. Normal şartlarda ittifaka üye ülkelerin milli gelirlerinin yüzde ikisini savunma harcamalarına ayırması gerekiyor. Ama Avrupa’da barışın hakim olduğu yıllarda buna uyan ülkelerin sayısı o kadar fazla değildi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Avrupalı üyelerin yıllar sonra ilk kez bu yıl savunma harcamalarındaki sınırı hep birlikte geçeceklerini söyledi.
Özgürlüğünü 1991’de kazanan Letonya savunma harcamalarını 2027’de milli gelirinin yüzde üçüne çıkarma planının bir parçası olarak bu yıl yüzde 2.4’lük harcama yapacak. Kanada ise milli gelirinin yaklaşık yüzde 1.3’ünü ordusuna ayırıyor, yüzde iki hedefini tutturma gibi bir planı da yok. Stoltenberg ve ABD’nin NATO Büyükelçisi Julianne Smith bu yıl Kanada’yı savunma harcamalrında hedefi tutturmaya çalışmayan tek ittifak üyesi olduğu için azarladı.
Kanada donanmasının kısa süre önce Brüksel’deki NATO genel merkezini ziyaret eden eski başkanlarından emekli Koramiral Mark Norman, Kanada’nın savunma harcamalarını ancak baskı altında kalırsa artıracağını, çünkü henüz tehdit algılayamadığını söyledi. Wall Street Journal’a göre ittfak içindeki en temel bölünmelerden biri de üye ülkelerin tehditlere bakışındaki farklılık. NATO’ya göre en büyük tehdit terörizm ve Rusya. Türkiye ve Akdeniz’deki diğer ülkeler içinse bölgesel çatışmalar, yasa dışı göç ve terörizm Rusya’dan çok daha büyük bir dert.
WSJ’deki yazıda NATO uzmanlarının Rusya’nın yakın gelecekte komşusu olan bir ülkeye doğrudan saldırmayacağını düşündüğünü yazıyor. Ancak NATO ülkesi üyelerin askeri yetkilileri Moskova’nın birkaç yıl içinde çevre ülkelere saldıracak kadar güçlenebileceği ihtimalini dışarıda bırakmıyor.
NATO üyeleri için standartlaşamamak bir sorun. Örneğin Kristal Ok tatbikatında müttefikler hem Kanada’nın LAV-6 zırhlı araçlarını hem Amerika, Almanya ve Polonya tanklarını hem de Letonya’nın İngiliz yapımı CVR-T keşif araçlarını kullandı. Halbuki tüm bu araçlar için farklı parçalara ihtiyaç var, bakımları da farklılık gösteriyor. Büyük teçhizatları standartlaştırmak ise çok daha büyük bir sorun çünkü büyük askeri ekipman üretimi çok kârlı bir iş ve bu imkana sahip ülkeler rekabet avantajını kaybetmek istemiyor. Üstelik NATO üyeleri 172 çeşit askeri teçhizata sahip. Şimdi bunları standartlaştırmak da o kadar kolay iş değil.
Kaldı ki NATO’nın en temel standartlarından biri olan 155mm’lik top mermilerinde bile üyeler 14 farklı model üretiyor. Bazı mermiler belli roket atarlara giremezken bazıları girse bile hedef belirleme yazılımına bağlanamıyor. Ukrayna’ya sağlanan yaklaşık 200 farklı silah sisteminin çoğu NATO ülkelerinden gönderildi ve ortaya çıkan karmaşa Ukrayna için kabus gibi bir bakım telaşı doğurdu. Birçok silah için harıl harıl parça arama telaşı başladı.