Yurt dışında ve sınır kapılarında oy verme işlemi başladı
Hollanda'da genel seçimlerin ardından koalisyon pazarlıkları başladı. VVD genel başkanı Dilan Yeşilgöz, aşırı sağcı Geert Wilders ile koalisyona girmeyeceğini, ancak 'dışarıdan destekleyebileceğini' söyledi.
Hollanda’da genel seçimlerin ardından hiçbir parti mecliste tek başına çoğunluğu sağlayamayınca koalisyon pazarlıkları başladı. Üçüncü parti konumunda bulunan Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD) Genel Başkanı Dilan Yeşilgöz Zegerius, NOS televizyonuna yaptığı açıklamada mecliste birinci parti konumunda bulunan Özgürlük Partisi (PVV) ve lideri Geert Wilders ile bir koalisyona girmeyeceğini, ancak kurulabilecek olası bir merkez sağ koalisyonuna ”dışarıdan destek verebileceğini” açıkladı.
Yeşilgöz, seçimlerin kazananının PVV ve Yeni Sosyal Sözleşme Partisi (NSC) olduğunu söylerken, ”13 yıl iktidar olduktan sonra farklı bir rol üstlenmemiz daha doğru olur” dedi. Anketlere göre Başbakan olmasına neredeyse kesin gözüyle bakılan Yeşilgöz’ün partisi 23 sandalye ile üçüncü sırada kalması, hükümete girme şanslarını çok azalttı.
VVD’s Yesilgöz says no – but will prop up a Wilders-led cabinet https://t.co/SCNLUBGw4D
— DutchNews.NL (@DutchNewsNL) November 24, 2023
Geert Wilders, VVD’nin kararından dolayı hayal kırıklığına uğradığını ve bunun hükümet oluşum sürecini “kolaylaştırmayacağını” söyledi. Wilders, yeni hükümetin kurulmasının ”aylar sürebileceğini” söyledi, ”Dilan Yeşilgöz seçmeninin işini hiç kolaylaştırmadı” diye ekledi.
Öte yandan dördüncü parti konumunda bulunan NSC de Geert Wilders ile bir koalisyona girmeye sıcak bakmadığını ifade etti.
Wilders, meclisteki sağ partilere “Gölgenizi aşın, birlikte çalışalım” mesajı vermiş, liderleri koalisyon kurmaya davet etmişti.
Hollandalılar, 22 Kasım’da tarihinin en uzun süre görevde kalan başbakanı Mark Rutte’nin yerine geçecek ismi belirlemek için sandık başına gitmişti. Seçim kampanyalarında öne çıkan konulardan biri iltica ve göç sorunu olmuştu.
Ülkede koalisyon oluşturan partiler anketlerde çok büyük bir düşüş yaşarken mülteci karşıtlığı yapan partilerin yükselişte olduğu görülmüştü bile. Dilan Yeşilgöz, göçmen olmasına rağmen erken seçim için önceliğini “göç ve sığınma” karşıtı söylemler üzerinden şekilllendirmişti. Yeşilgöz, “Hollanda gibi küçük bir ülkenin herkesi barındıramayacağını” vurgulayarak, sığınmacı gelişini azaltmayı ve savaş mültecilerini geri göndermeyi hedeflediğini açıklamıştı.
Yeşilgöz “Yasalarımızın ve prosedürlerimizin komşu ülkelere göre çok daha uygun olduğuna inanıyoruz, bu yüzden birçok insan buraya göç ediyor. Ben de göçmen olduğum için gerçek göçmenlerin güvenli bir yere sahip olması için bir karar vermemiz çok önemli” ifadelerini kullanmıştı.
Yeni Sosyal Sözleşme Partisi (NSC) lideri Pieter Omtzigt de “Bu bir sorun, göçmen kabulünün sınırlandırılması gerekiyor ve bu da Avrupa ile çok fazla koordinasyon gerektiriyor. Bizim önerdiğimiz politikaların bazılarının uygulanması zor ama yine de denemek zorundayız” demişti.
Geert Wilders ise İslam konusundaki tutumunu yumuşatmıştı. Siyasi söylemlerini İslam ve göç karşıtlığı üzerine kuran Wilders, İslam hakkındaki görüşlerinden de taviz vermeye hazır olduğunu belirterek, “Önceliğimiz İslam değil, Hollanda’nın şu anda daha büyük sorunları var” demişti. VVD’den Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği konusundaki sert tutumu nedeniyle ayrılan Wilders, 2006 yılında PVV’yi kurmuştu. Birinci önceliğini her zaman için “Hollanda’nın İslamlaşmasını önlemek” olarak belirleyen aşırı sağcı lider, Kuran’ı yasaklamayı, camileri kapatmayı ve Müslüman ülkelerden göçü durdurmayı vadetmişti.
Hollanda hükümetine göre geçen yıl ülkeye 21 bin 500’den fazla göçmen geldi ve bu sayının bu yıl artması bekleniyor.
Hollanda’da koalisyondaki dört parti arasında anlaşmazlığa neden olan göçmen sayısının sınırlandırılmasına yönelik politikalardaki fikir ayrılıkları nedeniyle koalisyondaki partiler anlaşamamıştı. Bunun sonucunda Rutte, 7 Temmuz Cuma gecesi, hükümetin istifa ettiğini duyurmuştu ve erken seçimin yolunu döşemişti.