Putin Ankara’ya gelmiyor, erteleme gerekçesi ise kafa karıştırdı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 12 Şubat'ta Türkiye'ye gerçekleştirmesi beklenen ziyaret her iki ülkenin de seçim sürecinde olması nedeniyle ileri tarihe ertelendi. Yeni tarihin nisan sonu mayıs başı gibi olması bekleniyor.

Dünya 8 Şubat 2024
Bu haber 11 ay önce yayınlandı
Rusya lideri Vladimir Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan / Fotoğraf: AA

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Ukrayna savaşının üçüncü yılına girmesine günler kala Türkiye’yi ziyaret edecek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşecekti. Bu görüşmede çantası doluydu, Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’ndan enerji anlaşmalarına, Suriye’den Ukrayna ile müzakerelere kadar pek çok konu gündeme getirilecekti. Ama Rus haber ajansı RIA Novosti’nin Ankara’dan bir kaynağa dayandırdığı habere göre Putin’in Türkiye ziyareti ertelendi. Rus lider Türkiye’ye nisan sonu, mayıs başı gibi gelmeyi planlıyor.

RIA Novosti’ye konuşan kaynak “Bildiğiniz üzere Türkiye’de belediye seçimleri, Rusya’da ise başkanlık seçimleri yapılacak, yani her iki ülke de seçim sürecinde. Putin’in ziyaretinin nisan sonu, mayıs başına ertelenmesine karar verildi” dedi. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov dün günün daha erken saatlerinde haber ajansına iki liderin görüşmesi için hazırlıkların devam ettiğini söylemiş, tarih konusunda görüşüldüğünü belirtmişti. Daha önce medyaya yansıyan haberlerde 12 Şubat tarihi öne çıkmıştı.

Türkiye’de özellikle İstanbul’daki belediye seçimleri için rekabet büyük. Ama aynı rekabet ortamı Rusya’daki başkanlık seçimleri için söz konusu değil. Zira Putin’e rakip olabilecek en popüler muhalifler şu an hapiste. Hatta daha önce zehirlenerek ölümden dönen Aleksandır Navalni seçimlere aylar kala başkentten trenle ancak iki günde varılan Sibirya’daki çalışma kampına sürüldü. 

Bu arada görüşmelerin ertelenmesinde her ne kadar seçimler gerekçe gösterilse de ertelemenin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın katıldığı bir televizyon programında Suriye meselesiyle bağlantılı “Fırat’ın batısındaki bölgelerde başta Mümbiç ve Telrıfat olmak üzere PKK’ya göz yumulmaması meselesi bizim için önemli. Orada Rus silahlı kuvvetleriyle bizim silahlı kuvvetlerimiz arasında bir çatışmasızlık mekanizması var fakat bu mekanizma her zaman sağlıklı işlemeyebiliyor. Bizim birinci önceliğimiz PKK tehdidinin bir an önce Fırat’ın doğusundan ve batısından kaldırılması, bu konuda da Rusların bir çizgiye gelmesi” sözlerinden sonra gelmesi dikkat çekti. Çünkü her iki ülkede de seçim olacağı bu ziyaretin tarihinin şubat olarak belirlenmesinden önce de bilinen bir şeydi.

Putin savaş başlayalı beri yurtdışı ziyaretlerini epey azalttı. Geçen yıl yalnızca Kırgızistan, Çin, Kazakistan, Belarus, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan’ı ziyaret eden Putin’in Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin hakkındaki tutuklama kararı nedeniyle mahkemeyi tanıyan ülkelere gitmesi sorun yaratabilir. Putin’in ziyareti, Ukrayna savaşı başladığından bu yana bir NATO ülkesine yapacağı ilk ziyaret aynı zamanda. Rus lider geçen yıl Akkuyu Nükleer Santrali’nin açılışına video konferans aracılığıyla katılmıştı. Putin bu yıl Türkiye dışında Kuzey Kore’ye de ziyaret planlıyor, ama bunun ne zaman olacağı henüz bilinmiyor. Rus lider geçen yıl Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong Un’u Vladivostok’ta ağırlamıştı. Dünya bu ziyareti yakından takip etmiş, iki liderin görüşmesinden silah anlaşması çıkmasından korkmuştu.

Rusya Türkiye’nin İsveç kararını olgunlukla karşıladı

Önce TBMM’nin, ardından da Erdoğan’ın onayladığı İsveç kararına Rusya’nın tepkisinin ne olacağı merak konusuydu. Bazı Rus analistler Türkiye’nin NATO’nun parçası olarak çoğunluğa uymasının şaşırtıcı olmadığını belirtirken Rusya Senatosu Başkanı Yardımcısı Konstantin Kosaçev gibi bazı Ruslar Türkiye’nin kararına tepki göstermişti. Kosaçev “Türkiye NATO’nun değil insanlığın çıkarları doğrultusunda hareket etme şansını kaçırıyor” demişti.

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov ise tartışmalara “Bu Türk parlamentosunun kararı. Türkiye hâlâ NATO’nun üyesi, bu çok açık bir gerçek. Ankara’nın yükümlülükleri ve ittifaktaki müttefikleriyle kendi müzakere süreçleri var. Bu Türkiye’nin bağımsız kararıdır” diyerek nokta koymuştu.

Peki ya Putin Türkiye’ye geldiğinde Erdoğan ile hangi konuları masaya yatıracak? Fidan pazar günkü programda görüşmede neler konuşulacağından biraz biraz bahsetti. Önce Akkuyu Nükleer Santrali’ni örnek gösteren Fidan iki ülke arasında yeni enerji anlaşmaları yapılabileceği sinyali verdi. Sonrasında Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’na değinen bakan hem Türkiye’nin, hem Rusya’nın, hem de Ukrayna’nın yeni bir mekanizma üzerinde çalışma halinde olduğunu belirtti, ancak mekanizmanın detayları hakkında bilgi vermedi. Rusya ve Ukrayna arasında bir türlü gerçekleşemeyen barış müzakeresi de muhtemelen iki liderin konuşma konusu olacak. Son olarak iki ülkenin farklı cephelerde yer aldığı Suriye meselesi de masada olacak.

‘Müzakerelere yanaşmayan taraf Ukrayna’

Rusya Devlet Başkan Yardımcısı Yuriy Uşakov Rusya’nın Ukrayna ile müzakerelere hazır olduğunu, ancak konuşacak muhatap bulamadığını belirterek görüşmelerin önündeki engelin Rusya değil Ukrayna olduğunu dile getirdi.

Ukrayna Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda barış planı görüşmelerinin dördüncüsünde pek çok ülkeyle bir araya gelmişse de toplantıya Rusya ve Çin katılmamıştı. Ukrayna ilk kez 2022 sonlarında ortaya koyduğu 10 maddelik barış formülünü Rusya ile yapılacak görüşmelerin temeli olarak göstermeye devam ediyor. Ukrayna’nın sunduğu barış formülünün ana şartı Rus askerlerinin tamamen geri çekilmesi ki Kremlin bunu reddediyor. Zelenski de daha önce Danimarka, Suudi Arabistan ve Malta’da düzenlenen toplantıları “gayrimeşru” olarak niteleyen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile doğrudan görüşmek istemiyor.

Tahıl Koridoru Anlaşması da masada olacak

Bir diğer gündem maddesi tahıl anlaşması olacak. Kaynak “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konudaki arabuluculuk çabalarını biliyorsunuz, İstanbul sürecinin devam etmesi için taraflar defalarca arandı. Kesintiye uğrayan Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması meselesi de var. Cumhurbaşkanının da daha önceden belirttiği üzere Sayın Putin ile bu anlaşmayı yeniden başlatmak için görüşmeye niyetliler” dedi.

İsrail’in Gazze işgalinin ardından Ukrayna savaşı odağının Ortadoğu’ya kayması gibi Rusya’nın Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’ndan çekilmesinin tetiklediği gıda krizi üzerindeki ilgi de Kızıldeniz’deki Husi saldırılarına kaydı. Yemen’deki Husiler İsrail Gazze’deki saldırılarını durdurana kadar Kızıldeniz ve çevresinden geçen gemilere saldırı düzenlemeye devam edeceğini belirtmişti. Bunun üzerine ABD önce Refah Muhafızı Operasyonu başlatmış, operasyon etkili olmayınca İngiltere ile birlikte iki kez Yemen’de Husi kontrolündeki bölgelere saldırmıştı.

Tahıl koridorundan 1 Ağustos 2022 tarihinden 17 Temmuz 2023 tarihine kadar toplam 1000 gemi ile 33 milyon ton tahıl ve bitkisel yağ taşınmıştı. Taşınan tahılın yüzde 50’den fazlasını mısır, yüzde 30’unu buğday, yüzde 4’ünü arpa, yüzde 4’ünü soya, yüzde 3’ünü ayçiçeği ve ayçiçeği yağı oluşturmuştu. Dünyanın tahıl ihtiyacının önemli bir bölümü Ukrayna ve Rusya tarafından karşılanıyor. Özellikle de Avrupa’da son 500 yılın en kurak dönemi yaşandığı için Ukrayna tahılının önemi daha da arttı.

Ama mevcut durumda Rusya anlaşmadan çıktığı için Ukrayna gemilerini Karadeniz’den geçirse bile bir risk almış olduğundan maliyetler de artıyor çünkü Rusya’nın ne zaman gemilere saldıracağı bilinmiyor. Rusya Ukrayna kadar büyük bir güvenlik sorunu yaşamıyor ama onlar da tahıllarını Karadeniz’den çıkarabilse bile uluslararası bankacılık sistemine kayıtlı olmadıkları için tahıllarının karşılığını alamıyorlar, üstelik gemilerinin bakımlarını da yaptıramıyorlar Batı’nın yaptırımları nedeniyle.

Fidan tahıl koridoru anlaşmasına taraf olan ülke ve kuruluşların yeni bir orta yol bulma konusunda çok çaba sarf ettiğini belirterek “Bir önceki tahıl anlaşması belli bir mekanizma içinde işliyordu. Şimdi görüldü ki o mekanizmadan daha farklı bir mekanizmayla giderilebilme imkanı var. Şu anda o imkanı somutlaştırmaya çalışıyoruz” dedi.

Suriye meselesi de masada

Suriye iç savaşı patlak verdiğinden beri Beşar Esad yönetiminin tarafında yer alan Rusya şimdilerde Türkiye ve Suriye arasında arabuluculuk görevi üstleniyor. Geçen ay 21’ncisi düzenlenen Astana forumunda taraflar yine bir araya geldi. Erdoğan ve Esad henüz görüşmeye hazır olmasa da normalleşmede ortak yolun nasıl bulunabileceği konusunda fikir alışverişleri devam ediyor.

Ama Türkiye’nin Rusya ile Suriye meselesinde ele alacağı tek konu normalleşme olmayacak gibi görünüyor. Zira Fidan katıldığı programda Türk ve Rus askerleri arasında çatışmazlık mekanizması olduğunu ancak uzun zamandır bu mekanizmanın işlemediğini belirterek “Bizim birinci önceliğimiz PKK tehdidinin bir an önce Fırat’ın doğusundan ve batısından kaldırılması bu konuda da Rusların bir çizgiye gelmesi” demişti.

Putin'in çantası dolu: Şubatta Türkiye'ye geliyorPutin’in çantası dolu: Şubatta Türkiye’ye geliyor

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.