Enflasyondan kaçan Türkler altına sığındı, ilk çeyrekte 58 milyarlık alım yaptı
Ons altın geçen hafta 2420 doları gördükten sonra bu hafta 2320 doların altına indi. Geçen hafta 2600 TL'nin üzerine çıkan gram altın da 2500 TL'nin altına geriledi. Peki ne oldu? Jeopolitik riskin getirdiği köpük o riskin rafa kaldırılmasıyla gitti
Ons altın geçen hafta dünya piyasalarında 2420 doları gördükten sonra bu hafta düşüşe geçerek 2320 doların da altına indi, yani bir haftadan kısa sürede yüz dolardan fazla eridi. Yurtiçinde ise geçen hafta 2600 liranın üzerine yükselen fiziki gram altın da 2500 liranın altına geriledi. Altına ne oldu?
Jeopolitik riskin getirdiği köpük o riskin rafa kaldırılmasıyla gitti. Kısa cevap böyle. Ons altının 2400 doların üzerine yükselmesine yol açan İsrail’le İran arasında savaş çıkacağı korkusuydu. Savaş korkusunun, yani jeopolitik riskin arttığı dönemlerde altına (ve gümüşe) güvenli liman talebi geldiğini biliyoruz. Böyle dönemlerde küresel sermayenin bir kısmı “Ne olur ne olmaz” diyerek riskli varlıklardan çıkıyor ve tasarrufları koruduğu varsayılan güvenli limanlara yöneliyor. Bunlar altın ve gümüşün yanı sıra dünya batsa da batmayacağı düşünülen Amerika’nın parası dolar ve dolar cinsinden varlıklar ile yine sağlam oldukları düşünülen Japonya ve İsviçre’nin paraları yen ve frank. Yen ve frank eski gücünde değil (Bununla birlikte İran’ın İsrail’e düzenlediği saldırı yene bir miktar alım getirmişti) ama altın ve gümüşle dolar bu olgudan bir kez daha beslendi.
Bu dinamiğin tarihte sayısız örneği var. Rusya-Ukrayna savaşının başladığı günlerde de aynı nedenle ons altın 2070 dolara yükselerek o dönemdeki tarihi zirvesine çok yaklaşmıştı. Ama savaşın konvansiyonel seviyede kalacağı anlaşılınca 2000 doların altına çekilmişti. Bu kez de aynısı oldu ve Ortadoğu’da korkuya mahal olduğu anlaşılınca ons altın yüz dolara, gram altın da yüz liraya yakın eridi.
Aslında bunu, yani jeopolitik riskteki düşüşü Amerika’nın başarısı olarak değerlendirmek mümkün. Başkanlık seçimlerinin yapılacağı yıl Washington’ın bir savaş istemeyeceği biliniyordu (Çünkü Ortadoğu’da bir savaş petrol fiyatlarını patlatarak Amerika’da zorlukla bastırılan enflasyonun yeniden yükselişe geçmesine yol açardı). İsrail’e kalsa belki de çoktan savaş çıkmış, dünya piyasaları yangın yerine dönmüş, ons altın artık 2500 dolar mı, 2600 dolar mı, yoksa 3000 dolar mı, yeni tarihi zirvelere yükselmişti… Tabii Amerika’nın çabasına ekonomisi kırılgan durumda olan İran’ın savaşa isteksizliğini de eklemek gerek.
Neyse, iyi ki savaş çıkmadı. Peki savaş çıkmadığına göre altın daha fazla düşer mi?
Altın jeopolitik riskin arttığı dönemlerde yükselmekle birlikte başka faktörlerden de etkileniyor. Bunlardan biri, merkez bankalarının altın alımları. Diğeri Fed’in (ABD Merkez Bankası) para politikası.
Altında son iki yılda yaşanan yükselişin arkasındaki en önemli sebep, başta Çin Merkez Bankası olmak üzere merkez bankalarının altın alımlarını artırmaları. Aşağıdaki grafik Çin’in altın alımlarını gösteriyor. Görüleceği gibi Çin Merkez Bankası 17 aydır ciddi miktarlarda altın alıyor.
Çin’in altın alımı (ton)
Çin neden bu kadar çok altın alıyor? Bunun iki nedeni var. Birincisi Çin’deki emlak krizinin halkı altına yönlendirmesi. Kriz Çin halkının kendi paralarına ve finansal sisteme olan güvenini zedeledi ve altın sağlam bir alternatif olarak görülmeye başlandı (Bunu bir yerden hatırlıyoruz).
Diğer yandan dünyanın Amerika ve Çin liderliğinde iki kutba bölünmesi ve soğuk savaşın yeniden hortlaması da etkili. Çin Merkez Bankası’nın rezervleri içinde Amerikan devlet tahvillerinin çok büyük payı var. Bir ülkenin düşmanının varlıklarına bu kadar bağımlı olması elbette akıl kârı değil. Rezervleri çeşitlendirmenin en iyi yolu altının payını artırmak. Çin’in altın alımını artırmasının bir nedeni de bu. Ve Çin Merkez Bankası’nın rezervleri içinde altının payı sadece yüzde 4 seviyesinde olduğu için daha gidecek çok yolu olduğu söylenebilir.
Fed’in para politikası da altın üzerinde etkili. Faiz artırımları doları ve dolar cinsinden varlıkları güçlendiriyor, bu da altına yaramıyor. Çünkü bir kere, dolar cinsinden fiyatlanan ons altın Amerikan parası değerlendiğinde başka ülkelerdeki alıcılar için pahalanıyor. Diğer yandan faizin artması, dolarla altın arasındaki rekabette Amerikan parasının avantaj kazanmasına neden oluyor.
Fed’in enflasyonu bastırmak için 2022’de yaptığı faiz artırımları altının düşmesine yol açmıştı. Ama o günler artık geride kaldı, dünya şimdi Fed’in faiz indirimlerine başlamasını bekliyor. Şu anki beklenti, eylülde indirimlerin başlayacağı yönünde. Faiz indirimlerine dair beklenti ons altını destekliyor.
Yurtiçinde gram altına gelince… 1 ons altın 31,1034768 grama eşit. Türkiye altını büyük oranda ithal ettiği için onsun yükselişi veya düşüşü yurtiçinde de gram altının yükselmesine veya düşmesine yol açıyor.
Ons altın dolarla fiyatlandığı için yurtiçinde gram altının değerinin belirlenmesinde kur da etkili. Yani sadece ons altın yükseldiğinde veya düştüğünde değil dolar yükseldiğinde veya düştüğünde de gram altın yükseliyor veya düşüyor. Yani doların bu ay başında TL karşısında gerilemesi ve ardından yatay bir seyre girmesi de gram altını frenliyor…