Bu yıl bir incir meyvesi yemedim. Siz yiyebildiniz mi?
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, 2030 yılına kadar herkesin güvenli bir şekilde yönetilen su ve sanitasyona erişiminin sağlanması ve hükümetlerin su kaynaklarına yatırım yapmaları gerektiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, suyun hayati önemine işaret ederek, hükümetlerin su kaynaklarına yatırım yapmaları, çiftçilerin de sürdürülebilir su yönetimi için bilgilendirilmeleri gerektiğini söyledi.
Gutu, Dünya Gıda Günü’nün bu yıl “Su hayattır, su gıdadır” temasıyla en değerli doğal kaynaklardan olan suya ithaf edildiğine dikkati çekti. Söz konusu günün açlık ve gıda güvensizliği konusunda küresel farkındalığı artırmayı ve herkesi gıdanın, insanların ve gezegenin geleceği için harekete geçmeye çağırmayı amaçladığını belirten Gutu, bu günün 150’den fazla ülkede ve 50’den fazla dilde kutlandığını söyledi.
2030 yılına kadar herkesin güvenli bir şekilde yönetilen su ve sanitasyona erişiminin sağlanması gerektiğinin altını çizen Gutu, bu nedenle sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesi açısından suyun hayati önem taşıdığını belirtti.
Gutu, gezegendeki tatlı suyun yüzde 70’inin tarımsal sulamada kullanıldığına işaret ederek, şunları söyledi:
“Bu nedenle tarımın dönüştürülmesi, küresel su krizine yönelik çözümleri barındırır ve herkes için gıda güvenliğinin yanı sıra su güvenli bir geleceğe ulaşmanın da anahtarıdır. Bugün 2,4 milyar insan su sıkıntısı çeken ülkelerde yaşıyor, atık suların yüzde 80’i arıtılmadan çevreye salınıyor ve suyla ilgili doğal afetler, yalnızca 2021’de 200 milyar doları aşan doğrudan ekonomik maliyetlere neden oluyor.”
Artan nüfus nedeniyle su kaynakları üzerindeki baskının büyümesinin, tarım ve sanayide su yoğun uygulamaların artması ve kötüleşen iklim değişikliğinin, suyu daha verimli bir şekilde yönetmek için dönüştürücü adımlar gerektirdiğini vurgulayan Gutu, etkili su yönetimi için önerilerini şöyle sıraladı:
– Tek ve tepkisel kısa vadeli eylemlerden uzaklaşıp daha bütünsel, bütünleşik ve geleceğe yönelik yaklaşım ve projelere yönelerek daha az suyla daha çok üretmemiz gerekli,
– Hükümetler, özel sektör, akademi ve sivil toplum, su güvenli bir gelecek sağlamak için işbirliğinin yanı sıra sürdürülebilir kalkınma için entegre su kaynakları yönetimine yatırım yapmalı,
– Çiftçiler suyu sürdürülebilir bir şekilde kullanmak ve yönetmek için doğru bilgi ve araçlarla donatılmalı.