Eski düşmandan dost olur mu: Türkiye ve Mısır’ın ilişkilerine yakından bakış
Bütçe açığını azaltmak için KDV'den kurumlar vergisine her şeyi arttıran Ak Parti, iki yıl önce kendi çıkardığı yasayla e-ticaret şirketlerine getirdiği lisans ücretinden büyük ölçüde vazgeçmeye hazırlanıyor. Devletin gelir kaybı milyarları bulacak.
Bütçe açığını azaltmak ve ekonomiyi toparlamak için vergi paket taslağına 7 milyon TL gelir etkisi olan düzenleme bile koyan Ak Parti ve Tayyip Erdoğan iktidarı şimdi milyarlarca TL’lik devlet gelirinden vazgeçmeye hazırlanıyor.
Türkiye’de 2022 yılında hem Ak Parti hem CHP’nin oylarıyla ile TBMM’den geçen e-ticaret yasası daha doğru dürüst uygulanmadan Ak Parti eliyle değiştirilmeye, yasayla gelen en temel kazanımlardan biri ortadan kaldırılmaya hazırlanılıyor. Üstelik bu hazırlık tek bir şirket lehine, Çinli e-ticaret devi Alibaba’nın Türkiye’deki girişimi Trendyol lehine yapılıyor.
Türkiye’de e-ticaret son 15 yıldır büyük bir hızla gelişen bir sektör. Sektörde çok sayıda oyuncu var; oyuncuların önemli bölümü yerli sermayeyle Türkiye’de kurulmuş şirketler. İçlerinde doğrudan yabancı sermaye ile kurulan en büyük istisna Amerikan ve dünya devi Amazon.
Bu yerli şirketlerin hemen hemen hepsinde belli oranda yabancı yatırımcıların ortaklığı var, ancak içlerinden biri, Trendyol’un çoğunluk hissesi ve kontrolü yabancı sermayenin elinde. Sektörün de en büyüğü olan Trendyol’un pazar payı yüzde 60’a dayanıyor.
Çinli e-ticaret devi Alibaba’nın sahibi olduğu Trendyol’un tekel konumuna gelmesini ve sektörde haksız rekabet yaparak geri kalan yerli sermayeli şirketlerini batırmasını engellemek isteyen Tayyip Erdoğan iktidarı 2022 yılında Meclis’te Ak Parti Grubu aracılığıyla bir yasa yapmış, yasaya Ak Parti’nin Cumhur İttifakı’ndaki ortağı MHP’nin yanı sıra o sırada oldukça sert bir muhalefet yürütmekte olan CHP de oy vermişti, yani yasa Meclis’ten büyük bir uzlaşmayla ve çok hızlı biçimde çıkmıştı.
Yasanın çıkmasına Trendyol ile ilgili iki önemli endişe neden olmuştu. Bu endişelerden biri Trendyol’un elindeki sermayenin gücüne güvenerek aşırı reklam harcaması yapması, rekabette geri kalmak istemeyen rakiplerini aşırı reklam yapmaya zorlamasıydı. Bu süreçte Trendyol’un reklamlarına ve kampanyalarına yeterli cevabı veremeyen N11 gibi e-ticaret platformları ciddi pazar kayıplarına uğradı. N11 bir süre sonra el değiştirdi, Getir tarafından satın alındı, ama hala eski pazar payına geri gelebilmiş değil.
Yasanın çıkmasında rol oynayan ikinci ve aslında en temel endişe ise Trendyol’un aşırı reklam harcaması yapmak dahil bütün yöntemleri kullanarak pazarda yüzde 60’ın üstünde hakimiyet elde ederek tekel haline gelmesiydi.
2022’de Meclis’te büyük uzlaşmayla çıkan yasa e-ticaret şirketlerine hem reklam yapma kısıtı getirdi, hem de yeni uygulamaya soktuğu lisans ücreti ödeme zorunluğuyla pazarda tekel oluşturmayı caydırmaya çalıştı.
Çıkan yasanın 31. maddesinde düzenlenen elektronik ticaret lisansı uygulaması şirketlerin elde ettikleri cirolar büyüdükçe daha yüksek lisans ücreti ödemesini kayda bağlıyordu. Ciro aşırı arttıkça ödenmesi gereken lisans ücreti de katlanarak artacaktı. Böylece şirketlerin pazar paylarını belli bir büyüklüğün ötesine çıkarmaktan kaçınmasını sağlamak umuluyordu yasayla.
Aslında Türkiye’de pazarda hakim duruma gelmeyi engellemek, tekel veya oligopol oluşumunun önüne geçmek için çıkarılmış bir Rekabet Kanunu ve bu kanun uyarınca kurulmuş bir ‘Rekabet Kurulu’ var. Ancak Rekabet Kanunu ve Kurulu şirketlerin pazar paylarını arttırıp yüzde 60’ı aşmasını engellemek için aynı sektörde yer alan diğer şirketleri satın almasını veya birleşmesini denetleme yetkisine sahip olmasına rağmen bir şirketin serbest ticaret kurallarına uyuyormuş gibi yapıp rakiplerini aşırı harcama yapmaya zorlamasına, onları zarara uğratıp pazarda hakim konuma gelmesine karşı bir şey yapamıyor.
2022 yılında e-ticaret yasasının çıkmasında büyük rolü olan dönemin Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un bu yasaya neden ihtiyaç duyulduğunu anlatırken “Bu işi Rekabet Kurumu ve Rekabet Kanunu ile çözemeyiz. Rekabeti ihlal ettiği belirlenen parayı bastırıp yola devam eder. Ayrıca kanun şart. Tekelleşmenin faturasını pahalı hale getirmek gerekiyor” görüşünü savunduğu biliniyor.
Kanun iki yıl önce, Temmuz 2022’de Meclis’te hızla yasalaştı, ama 1 Ocak 2023’ten itibaren yürürlüğe girmesi kararlaştırıldı.
Yasanın hızla ve Meclis’te büyük bir uzlaşmayla çıkmasına Trendyol biraz hazırlıksız yakalandı, ama yasa geçtikten sonra lobi faaliyetlerini hızlandırdı. Lobi o kadar etkili oldu ki Meclis’te yasaya oy vermiş olan Cumhuriyet Halk Partisi kendi oylarıyla kabul edilen yasanın Anayasaya aykırılığını iddia etti ve Anayasa Mahkemesi’nde dava açtı.
Bu davanın açılmakta olduğu dönemde CHP üzerinde etkili bir yayın organı olan Cumhuriyet gazetesinde Trendyol’dan nakit paralarla reklam ve ‘advertoryal’ yayınlanması Cumhuriyet gazetesi içinde büyük tartışmaya neden oldu, bu haber kılığındaki reklamlara ve o reklam paralarının alınma biçimine itiraz eden gazetenin genel yayın yönetmeniyle bazı yayın kurulu üyeleri görevlerinden ayrıldı.
Bütün bu yan olaylar yaşanırken CHP’nin parti kurumsal kimliğiyle Anayasa Mahkemesinde açtığı dava başladı, AYM iptal istemini reddetti, yasayı anayasaya uygun buldu.
Artık yasanın yürürlüğe girip uygulanmasının önünde hiçbir engel kalmamıştı ama Trendyol yine de vazgeçmedi. Bu e-ticaret şirketi açısından en can acıtıcı olan yasayla gelen lisans ücretiydi. Trendyol’un lobi ekibi çabalarını yasada değişiklik yapılması yönünde yoğunlaştırdı ve bir ölçüde başarılı da oldu. Şimdi Ak Parti tarafından verilen bir teklif bugün, yani 23 Temmuz günü Meclis’te Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşülecek.
Yeni teklif iki yıl önce bizzat Ak Parti tarafından çıkarılan yasanın özünü oluşturan lisans ücreti uygulamasını fiilen ortadan kaldırıyor, daha doğrusu çok hafifletiyor.
Yürürlükteki yasa 2022 rakamlarına göre devletin kasasına önemli sayılabilecek miktarda lisans ücreti girmesini sağlıyor. E- platform şirketleri cironun ilk 15 milyar liralık bölümü için lisans ücreti vermiyor. Bu da pazarda küçük oyuncuların ayakta kalmasını sağlıyor. Ciro 15-30 milyar lira arasında olduğu zaman lisans bedeli on binde 3’e ulaşıyor.
Cirodaki artışa paralel olarak lisans ücretinin oranı yükseliyor. E- ticaret platformları 30-45 milyar lira arası binde 5, 45-60 milyar lira arası yüzde 1, 60-75 milyar lira arası yüzde 5, 75-82,5 milyar lira arası yüzde 10, 82,5-90 milyar lira arası yüzde 15, 90-97,5 milyar lira arası yüzde 2097,5+ milyar lira üstü yüzde 25 lisans ücreti ödüyor (Buradaki milyar TL rakamları 2022’e ait; bu rakamlar son iki yıldaki yeniden değerleme oranları kadar arttı).
Mevcut yasaya göre yapılacak hesaplamada ortaya şöyle bir tablo ortaya çıkıyor:
Örneğin e-ticaret şirketinin 450 milyar lira cirosu var. Cironun 60 milyar lirası ihracattan geliyor. Mevcut yasaya göre lisanslama ücreti alınacak tutar ihracat cirodan düşüleceği için 390 milyar TL. olacak. Ardından lisanslama ücreti şöyle hesaplanıyor:
Şirket ilk 15 milyar lira için lisanslama ücreti ödemiyor. İkinci 15 milyar lira için (on binde 3) 4,5 milyon lira, üçüncü 15 milyar lira için (binde 5) 75 milyon lira lisans ücreti olacak. Cirosunun dördüncü 15 milyar lirası için (yüzde 1) 150 milyon lira lisans ücreti verecek olan e-ticaret platformu beşinci 15 milyar lira için (yüzde 5) 750 milyon lira, altıncı 7,5 milyar lira için (yüzde 10) 750 milyon lira, yedinci 7,5 milyar lira için (yüzde 15) 1 milyar 125 milyon lira, sekizinci 7,5 milyar lira için (yüzde 20) 1,5 milyar lira lisans ücreti ödeyecek.
Böylece cironun ilk 97,5 milyar liralık ilk kısmına toplam 4 milyar 354,5 milyon lira lisans ücreti belirleniyor. 390 milyar lira cirodan kalan 292,5 milyar liraya yüzde 25 üstünden 73 milyar 125 milyon lira daha lisans ücreti çıkıyor. Böylece yurtiçi cirosu 390 milyar lira olan bir e-ticaret şirketinin Hazine’ye ödeyeceği toplam lisans ücreti tam 77 milyar 479 milyon lira oluyor.
Okuyucularımıza yeniden hatırlatalım, burada sözü edilen lisansı belirleyen ciro rakamları 2022’e ait. Bu rakamlar 2023 yılında ve sonra 2024 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilan ettiği yeniden değerleme oranlarında arttırıldı.
2022 Temmuz ayında kabul edilen, 1 Ocak 2023’te yürürlüğe giren yasanın öngördüğü bu lisans ücretleri ilk olarak 2024 ciroları üstünden 2025 yılında ödenecekti.
Ancak bugün Meclis komisyonunda görüşülecek teklif bu lisans ücretlerini fiilen ortadan kaldırıyor, daha doğru söyleyişle çok düşük noktalara indiriyor. Teklif bunu ‘ihracatı destek’ adı altında yapıyor. Hatırlayın, mevcut yasada bu şirketler ihracat yapacak olursa ihracat rakamları lisans hesaplamasına esas olacak cirodan düşülüyor, sadece yurtiçi satış cirolarına bakılarak lisans ücreti belirleniyordu.
Ama bugün Meclis komisyonunda görüşülecek teklifle e-ticaret şirketlerinin ihracat yapmaları halinde elde ettikleri ciroların tam dört katının toplam cirodan düşülmesi kuralı getiriliyor.
Az önceki örneğimize geri dönecek olursak, 450 milyar liralık cirosu içinde 60 milyar lira ihracatı olan şirket için artık lisans bedeli 390 milyar lira değil (450 milyar eksi 60×4, yani 240 milyar, eşittir) 210 milyar lira üstünden hesaplanacak. Yani bir önceki duruma göre çok daha düşük bir lisans bedeli ödeyecek. Biz hesabımızdan devam edelim: Şirket artık 77 milyar 479 milyon lira yerine sadece 32 milyar 479 milyon lira lisans bedeli ödeyecek. Bizim hayali örneğimizde bir kalemde silinen devlet geliri 45 milyar lira.
İhracatı teşvik etmek kılığında getirilen bu düzenleme aslında henüz lisans ücretleri bakımından hiç uygulanma şansı bulamayan yasanın özünü büyük ölçüde ortadan kaldırıyor, pazarda tekel oluşmasını caydırmaktan uzaklaşıyor.
Bugün komisyonda görüşülecek teklifte yer alan bir başka unsur e-ticaret şirketlerinin yatırımlarını da lisans hesaplamaya temel oluşturan ciro rakamından düşmesine olanak sağlıyor.
Yeni düzenlemenin en büyük kazananı zaten pazardaki hakimiyeti yüzde 60’a dayanmış olan Çinli Ali Baba’ya ait Trendyol olacak.
Türkiye’de hükümetin milli gelirin yüzde 6’sına dayanan bütçe açıklarını kontrol altına alabilmek için geçen yıl KDV’ye büyük oranlı zamlar yaptığı, motorlu taşıtlar vergisini iki kez aldığı biliniyor. Bütçe açığını sınırlama çalışmalarını sürdüren hükümet son olarak Ak Parti aracılığıyla Meclis’e bir vergi paketi daha yolladı. Paket halen Meclis gündeminde.
Aynı dönemde hükümet bir taraftan gelirlerini arttırmaya çalışır, hatta 7 milyon lira toplam gelir beklentili bir unsuru bile vergi paketine ekler, örneğin yurtdışına çıkış harcını 150 liradan 500 liraya yükseltmekten bile medet umarken bir yandan da bol keseden teşvik dağıttı, bunu da alacağı vergilerden vazgeçerek yaptı.
Çinli otomotiv devi BYD iki hafta önce Türkiye’e 1 milyar dolarlık bir yatırımla otomobil fabrikası kurmaya karar verdi. Kararın arka planında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı başta, çok sayıda bakanlığın onayından geçen yeni bazı teşvikler önemli rol oynadı.
Bu teşvikler içinde en dikkat çekici olanı şu; BYD’nin ithal edip iç pazarda satacağı otomobiller için ciddi gümrük vergisi teşviki verildi, yani devlet BYD marka araçlardan alacağı vergilerden vazgeçti. Bir hesaba göre vazgeçilen vergi miktarı 132 milyar lirayı, yani 4 milyar doları buluyor.