Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bir şahsi yönetim şahikası”ydı, Danıştay’dan döndü

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakından tanıdığı iki kişi arasındaki sadece 35 metrekarelik bir arazi anlaşmazlığını Cumhurbaşkanı yetkisini kullanarak çözmüştü. Ama o kararı için şimdi Danıştay ‘Yürütmeyi durdurma’ kararı aldı. Karar Türk sosyetesini de yakından ilgilendiriyor.

Ekonomi 18 Kasım 2025
Bu haber 3 hafta önce yayınlandı

Bundan neredeyse üç yıl önce, 26 Ocak 2023 sabahı Resmi Gazete’yi görenler çok şaşırdı.

Resmi Gazete’de çok sayıda Cumhurbaşkanı kararı yayımlanmıştı ve herkesi şaşırtan şey bu kararlardan bir tanesiydi.

Cumhurbaşkanı, Muğla Bodrum’da ünlü Göltürkbükü mahallesinde sadece 117,96 metrekarelik bir alanı orman alanı olmaktan çıkarıp Hazine arazisi statüsüne getiriyordu.

Oldukça tartışmalı olmakla birlikte Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’de Anayasa koruması altında olan orman arazilerini belirli şartlar altında artık orman arazisi olmaktan çıkartıp Hazine arazisi haline getirme yetkisi var. Şaşırtıcı olan bu yetkinin kullanılması değildi; çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan 2018’de başkan seçildiğinden beri bu yetkisini belki yüzlerce kez kullandı.

Şaşırtıcı olan ve dikkat çeken, Cumhurbaşkanı’nın orman arazisi olmaktan çıkardığı parselin küçüklüğüydü. Çünkü orman arazisi söz konusu olduğunda onbinlerce metrekareden söz etmek son derece sıradandı ama 117,96 metrekare sahiden çok küçüktü ve bu işin içinde bir iş vardı.

10Haber, o dönemde bu 117,96 metrekarenin peşine düştü ve sonunda bu küçük arazinin nasıl olup da Cumhurbaşkanı kararına konu olduğunun sırrını çözdü. 13 Mayıs 2023’te yayınladığımız haber “Bir keyfi yönetim şahikası: Cumhurbaşkanı 117 metrekareyi ormandan çıkardı; peki neden?” başlığını taşıyordu.

Cumhurbaşkanı’nın orman olmaktan çıkardığı 117 metrekarelik alanın yeri çok çarpıcıydı: Türk sosyetesinin Bodrum’un ünlü Cennet Koyu yakınındaki gözde sitesi Mandarin’deki bazı evlerin hemen yanında, evlerle yol arasında kalan dar bir alandı bu 117 metrekare.

Peki o ev kimindi?

10Haber, yaptığı araştırma sonunda o evin, siyasetle yakından ilgili isimlerin hiç de yabancısı olmayan birine ait olduğunu saptadı. Eski EmlakBank Genel Müdürü, eski ANAP ve CHP milletvekili, son yerel seçimde Ak Parti’nin Muğla Büyükşehir Belediye Başkan adayı Aydın Ayaydın’dı o evin sahibi.

Cennet Koyu’nda Mandarin Otelini ve otelin bitişiğindeki Mandarin Evleri’ni Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gözde müteahhitlerinden Vedat Aşçı inşaa etti. 10Haber’in öğrendiğine göre bu evlerin inşaatı sırasında üç katlı ve üç ayrı bağımsız bölümden oluşan bir bina, söylendiğine göre ‘Harita mühendislerinin hatası’ nedeniyle kısmen Mandarin’in arsasından dışarı taştı, komşu orman arazisine tecavüz etti. Bu binanın bahçe katını Prof. Dr. Aydın Ayaydın satın aldı ve yaz aylarında orada oturmaya başladı.

İşte o 117,96 metrekare bu. Mandarin evleri inşa edilirken orman arazisine tecavüz edilmiş.

Dairenin tuvaletiyle müştemilatını Külliye kurtardı

Aydın Ayaydın Vedat Aşçı’nın sahibi olduğu Astaş Holding tarafından inşa edilen ve Mandarin Oriental Hotel Grubu tarafından işletilen projede yer alan bahçe katını aldıktan sonra 2017 yılında imar affı çıktı. Affın çıkışından sonra site olarak konutlarla ilgili tespit yaptırmak için bir harita mühendisi görevlendirildi. Ancak Ayaydın’ı bir sürpriz bekliyordu. Tespit sonunda dairenin tuvaletinin ve müştemilatının orman sınırı içindeki bir parselde kaldığı ortaya çıktı. Proje gerçekleştirilirken harita mühendisleri yanlış ölçüm yapmış, Ayaydın’ın tuvaleti ve müştemilat orman sınırı içindeki arazinin 34 metrekarelik bölümü üzerine inşa edilmişti.

Ayaydın bunun üzerine 2018 yılında aftan yararlanmak için Yapı Kayıt Belgesi alarak gerekli düzeltmenin yapılması amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurdu. Bakanlık da konu orman sınırı içindeki bir arazi parçasıyla ilgili olduğundan evrakı gereğinin yapılması için Orman Bakanlığı’na gönderdi.

Orman Kanunu engeli

Türkiye, 1945 yılında bütün orman alanlarını devletleştirdi ve Anayasa korumasına aldı. Mevcut Anayasanın 169. maddesi ormanların korunmasıyla ilgili ve bu maddenin ikinci fıkrası aynen şöyle: ‘Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.’

Ormanların 1945’te devletleştirilmesi, o tarihten itibaren vatandaşla devlet arasında çok sayıda arazi anlaşmazlığı çıkmasına neden oldu. 12 Eylül darbe döneminde bu anlaşmazlıkları bitirmek amacıyla 1956’dan beri yürürlükte olan 6831 sayılı Orman Kanunu’nda kapsamlı bir değişikliğe giderek, orman niteliğini kaybetmiş arazilerin belirlenmesi için çalışma başlatıldı. Böylece adına ‘2B’ denen tapuda orman arazisi olarak gözüken ama çoğu zaman ya insanların ekip biçtiği ya da zaten üzerinde yapılar olan tartışmalı arazi biçimleri ortaya çıktı.

Vatandaşla devlet arasında 1945’ten beri çok sayıda hukuki anlaşmazlığa neden olan, 2B ile belirsiz bir statü yaratılan ormanlar, siyasetçiler için de üzerinde siyaset yapılan yeni bir alana dönüştü.

80’li yıllarda Turgut Özal ve ANAP bir yasa çıkararak Anayasa koruması altındaki ormanların, Kültür Turizm Bakanlığı aracılığıyla turistik amaçlarla yatırımcılara 49 yıllığına kiralanmasının önünü açtı. Orman alanları satılamıyordu ama kiralanıyordu. Yatırımcılar buralarda oteller inşa etmeye başladı. Antalya Belek, Kundu gibi yerlerdeki ve Ege’nin pek çok yerindeki oteller böyle yapıldı.

Örneğin bu haberde adı geçen Mandarin Otel’in hemen iki koy yakınında, Kültür Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un şirketi tarafından, bakanın görev süresi sırasında Kültür Turizm Bakanlığı’ndan kiralanmış bir arazide de otel var. Hatta bu otele ilave orman arazisi tahsis edildi, orada dev bir inşaat yapıldı ve tamamlandı.

Tabii bu çeşit orman alanı tahsislerinin ve kiralamalarının ciddi tartışması da oldu, eleştirenler yapılanı ‘Orman talanı’ olarak yorumladı.

1956’da çıkarılan Orman Kanunu Türkiye’nin üzerinde en çok değişiklik yapılan kanunlarından biri. Bir hesaba göre sadece Ak Parti döneminde bu kanunun 115 maddesi değiştirildi, Ak Parti döneminde yasada 28 kez değişiklik yapıldı. Bütün bu değişikliklerin amacı, orman arazilerinin tapuda ‘orman’ olmaktan çıkarılmasını kolaylaştırmaktı.

Ak Parti sonunda çareyi bu yasaya 2018 yılının Nisan ayında, henüz Türkiye Başkanlık sistemine geçeceği seçimi bile yapmazdan önce bir ‘Ek 16. madde’ eklemekte buldu.

Maddenin en önemli cümlesi ilk cümle: ‘Orman ve Su İşleri Bakanlığınca, bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan yerler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte üzerinde yerleşim yeri bulunan ya da yerleşim yeri oluşturulması uygun olan taşlık, kayalık, verimsiz ve fiilen orman vasfı taşımayan alanlardan, sınırları Cumhurbaşkanınca belirlenen alanlar, Cumhurbaşkanınca belirlenecek usul ve esaslara göre Orman Genel Müdürlüğünce orman sınırları dışına çıkartılarak tapuda Hazine adına tescil edilir.’

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu maddeyi Cumhurbaşkanı seçildikten sonra defalarca kullandı, çok sayıda alanı orman olmaktan çıkartan kararlara imza attı.

Mandarin otelini ve evlerini Tayyip Erdoğan’a yakın isimlerden Vedat Aşçı inşa etti.

Ayaydın’ın başvurusu Cumhurbaşkanına kadar nasıl gitti?

Türkiye’de onbinlerce vatandaşın orman arazileri konusunda devletle anlaşmazlık yaşadığı bilinen bir şey.

Mandarin Sitesi’nin inşaat sırasında müteahhit Vedat Aşçı’nın teknik ekibinin bir hata yapıp bir binayı yanlışlıkla orman alanına inşat etmiş olması bu onbinlerce anlaşmazlıktan biri olabilirdi.

Bu konularda tecrübesi olanlar biliyor: Aydın Ayaydın’ın satın aldığı dairenin 34 metrekarelik bir bölümünün orman alanına taşması, kat maliki olarak Ayaydın ile ona burayı satan müteahhit arasında bir hukuki anlaşmazlık aslında. Mesele Orman Genel Müdürlüğüne aksedecek olsa, genel müdürlük, arazisine yapılan tecavüzden ötürü bu binanın ilgili bölümleri hakkında yıkım kararı aldırtabilirdi.

Ama bu vakada öyle olmadı. Orman idaresinin yüzde 100 haklı olduğu dosya, bir biçimde Cumhurbaşkanı’nın dikkatine kadar gitti ve Cumhurbaşkanı da iki yakın tanıdığı isim olan Aydın Ayaydın ile Vedat Aşçı arasındaki sorunu orman ve devletin fedakarlığı ile çözme yoluna gitti. İçinde Ayaydın’ın oturduğu binanın tecavüz ettiği orman parselini oluşturan 117 metrekareyi olduğu gibi orman alanı olmaktan çıkardı, arazi Hazine arazisine dönüştü. Ayaydın binasının yıkılmasını engellemek için Hazine’den bu araziyi kiralayabilir veya satın alabilirdi artık. Arazi orman arazisi olarak kalsaydı bunu yapamazdı.

10Haber’in konuyla ilgili kendisini aradığı Ayaydın, kadastro hatası nedeniyle ortaya çıkan durumdan kendisinin mağdur olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Af çıkınca bir bakalım site olarak bir sıkıntı var mı dedik. Harita mühendisini getirdik, ölçtü. Bizim tuvalet ve müştemilatın orman sınırı içindeki arazide olduğunu gördük. Kendim hemen başvurumu yaptım. Bir hata böylelikle düzeltilmiş oldu. Şimdi bedelini ödeyip imar izni olmayan ve üzerinde ağaç bulunmayan parseli satın alacağız. Bu karar çıkmasaydı bile Yapı Kayıt Belgem olduğu için tuvaleti ve müştemilatı kullanmaya devam edecektim, yalnız tapu alamayacaktım. Şimdi oranın tapusunu alacağım. Bu bize özel bir karar kesinlikle değil. Arazinin orman sınırı dışına çıkartılması ancak Cumhurbaşkanı kararıyla olabilirdi. Yapılan da budur. Hangimiz ev alırken harita mühendisi çağırıp kontrol ettirir? Biz de bu ölçümü yaptırmamıştık ve az daha mağdur oluyorduk.’’

Mandarin oteli ve evleri kendine ait plajlarıyla iki koya birden bakıyor.

Sosyetenin gözde sitesi

Mandarin Evleri daha inşa edilirken Türk sosyetesinin gözde bir sitesi olarak yapıldı. Burada villalar da var, üç katlı apartman dairesi gibi birimler de. Evlerin metrekaresi, inşaat yapıldığı dönemde 4 bin Euro üzerinden satılmaya başlandı, giderek bu fiyat arttı, 15 bin Euroya kadar vardı.

Sitede ev sahibi olmak da kolay değil, ev sahibi olduktan sonra bu sitenin yıllıkı masraflarını ödemek de kolay değil. Kendine ait özel plajı olan, ev sahiplerinin plaja inmesi veya plajdan eve dönmesi için özel golf arabalarının çalıştığı, çok sıkı bir güvenliğe sahip olan sitede yönetim giderleri de yılda 10 bin Euroyu aşıyor.

Site, sezonluk ev kiralamak isteyen yabancı zenginlerin de gözdesi. Burada evi olan çok sayıda ünlü isim var. Geçen yıl komedyen Cem Yılmaz’ın evini sezonluk olarak 300 bin Euroya Azerbaycanlı bir zengine kiraya verdiğine dair haberler çıkmıştı.

Rusya ve Azerbaycan’dan gelen zengin isimlerin sitede ev sahibi olmaya çalıştıkları da biliniyor.

Danıştay’dan döndü

Ancak bu haberde uzun uzun anlattığımız Cumhurbaşkanlığı kararının yürütmesi Danıştay tarafından durduruldu.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Göltürkbükü Mahallesi’nde bulunan 117,96 metrekarelik alanın orman sınırları dışına çıkarılmasına yönelik 25 Ocak 2023 tarihli 6739 sayılı Cumhurbaşkanı kararının yürütmesini durdurdu. Karar, bilirkişi tespitleri ve kamu yararı değerlendirmeleri dikkate alınarak oy çokluğuyla alındı.

Söz konusu işleme karşı bir vatandaş tarafından açılan davada Danıştay 8. Dairesi yürütmeyi durdurma talebini önce reddetmişti. Ancak üst kurul, bilirkişi raporundaki tespitlere dikkati çekerek alanın “turizm merkezi sınırları içinde” bulunduğunu ve bu nedenle mevzuata göre orman sınırları dışına çıkarılamayacağı kararını verdi.

Danıştay’ın kararında, idarenin 117,96 metrekarelik küçük bir bölümün orman sınırları dışına çıkarılması için somut bir kamu yararı ortaya koyamadığı vurgulandı. 

Ayrıca işlemin “kişiye özel nitelik taşıdığına” dair güçlü emareler bulunduğu belirtildi. 

Bilirkişi tespitleri, mevzuat hükümleri ve kamu yararı değerlendirmelerini birlikte ele alan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Cumhurbaşkanı kararının uygulanması hâlinde telafisi güç zararlar doğabileceği kanaatine vardı ve işlemi açıkça hukuka aykırı buldu. 

Üst kurul, böylece Danıştay 8. Dairesi’nin önceki ret kararını kaldırarak yürütmeyi durdurma kararı verdi. Karar oy çokluğuyla alınırken iki üye karşı oy kullandı.

Şimdi ne olacak?

Aslında Danıştay’da alınan yürütmeyi durdurma kararı, Danıştay’ın nihai kararı anlamına gelmiyor. Dava hala Danıştay 8. Dairesinde görülüyor ve daha önce yürütmeyi durdurma almayan bu dairenin davayı reddetme, yani Cumhurbaşkanı’nın işlemini onaylama olasılığı daha yüksek gözüküyor.

Ama elbette davacının da, aynen yürütmeyi durdurma kararı için yaptığı gibi başvurusunu Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşıyıp burada temyiz etme hakkı da bulunuyor.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.