Tüketim kaynaklı büyüme, Fitch’e tahmin yükselttirdi
Hazine ve Maliye Bakanlığı, seçimden sonra çıktığı ilk yurtdışı tahvil borçlanmasında 2,5 milyar dolarlık 5 yıllık sukuk ihraç etti. Böylece bu yılki 10 milyar dolar hedefine ulaştı. Financial Times, gelen 7 milyar dolarlık talebin yeni ekonomi yönetimine duyulan güvenin eseri olduğunu yazdı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, nisan ayından bu yana uluslararası sermaye piyasalarında ilk kez gerçekleştirdiği dolar tahvil borçlanmasında 7 milyar doların üzerinde gelen taleple 2,5 milyar dolarlık 5 yıllık kira sertifikası (sukuk) ihraç etti. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, sertifikanın kira oranı yüzde 8,5091, getiri oranı ise yüzde 8,5000 (UST + 394,4 baz puan) olarak gerçekleşti. İhraç tutarı 14 Kasım’da hesaplara girecek.
İhraca 200 yatırımcı, ihraç tutarının 3 katı kadar talep gösterirken, kira sertifikasının yüzde 45’i Orta Doğu, yüzde 24’ü Birleşik Krallık, yüzde 18’i ABD, yüzde 7’si diğer Avrupa ülkeleri, yüzde 4’ü Türkiye ve yüzde 2’si Asya’daki yatırımcılara satıldı. Söz konusu kira sertifikası ihracıyla, 2023 yılında uluslararası sermaye piyasalarından toplam 10 milyar dolarlık finansman sağlanmış oldu.
İngiliz Financial Times gazetesinde yayınlanan analizde, ihaleye 7 milyar dolardan fazla teklif gelmesinin Türkiye’nin ekonomi politikalarındaki değişikliğin son yıllarda Türk varlıklarını terk eden yatırımcıları geri çektiğinin göstergesi olduğu vurgulandı. “Hükümet yatırımcıların güvenini geri kazanıyor” diyen JPMorgan’ın Orta Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Borç Sermaye Piyasaları Başkanı Stefan Weiler, Türkiye’nin birkaç ay öncesine kıyasla daha iyi koşullar elde edebildiğini çünkü seçimlerin ardından ekonomik gidişata ilişkin kaygıların bir nebze hafiflediğini söyledi.
Weiler, Türkiye’nin ayrıca Amerikan ekonomisinin durumuna ilişkin endişeler nedeniyle ABD tahvil faizlerinde son dönemde yaşanan düşüşten yararlanarak birkaç hafta öncesine kıyasla daha düşük borçlanma maliyetleri elde ettiğini söyledi.
“Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan liderliğindeki yeni ekonomi yönetimi ekibi, Erdoğan’ın seçim öncesinde izlediği alışılmışın dışındaki ekonomi politikalarının birçoğunu gevşetmeye başladı” denilen analizde, şu ifadelere yer verildi:
“Merkez Bankası faiz oranlarını yüzde 8,5’ten yüzde 35’e yükselterek, aşırı enflasyona rağmen borçlanma maliyetlerini düşük tutma politikasını terk etti. Hükümet ayrıca çok yüksek ithalatı körükleyen tüketici talebini soğutmak amacıyla vergileri keskin bir şekilde artırdı. Hem S&P Global Ratings hem de Fitch Ratings, yeni ekonomi politikasının bir sonucu olarak eylül ayında Türkiye’nin kredi notu görünümünü ‘durağan’a yükseltti. Ancak bu gelişmelere rağmen birçok yatırımcı Türkiye’nin yeni ekonomik programına ne kadar bağlı kalacağı konusunda derin endişeler taşıyor.”
Gelişmekte olan piyasalara odaklı fon yöneticisi FIM Partners’ın baş stratejisti Charlie Robertson da “Piyasalar Şimşek’i seviyor, Erdoğan’a güvenmiyor ve birincisi şimdilik ikincisinden daha ağır basıyor” dedi ve yatırımcıların Türkiye’ye şimdilik yatırım amaçlı değil ticari açıdan cazip olduğu için geldiğini söyledi.