KKM ilmek ilmek çözülüyor
Aran ‘KKM, şu andaki düşük faiz ekonomisinin kuru patlatmaması için dört elle sarılmamız gereken tek ürün. KKM'de kalıp kademeli şekilde bitirmek şart' diyor.
Uygulanan yanlış ekonomi politikaları nedeniyle ortaya çıkan tablo seçimi kim kazanırsa kazansın işinin çok zor olacağını gösteriyor. Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, gecen hafta düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde gazetecilerin 20 Nisan 2023 itibarıyla 1 trilyon 979 milyar TL’ye ulaşan Kur Korumalı Mevduat, enflasyon ve dövizle ilgili sorularını yanıtladı. Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) mevcut ekonomik tabloda önemli bir fonksiyon üstlendiğini belirten Hakan Aran, şunları söyledi:
“Kur Korumalı Mevduat, şu andaki düşük faiz ekonomisinin kuru patlatmaması için dört elle sarılmamız gereken tek ürün. Kur Korumalı Mevduat bitirilemez. Kur Korumalı Mevduatı eğer bitirirseniz kurun hangi seviyeye geleceğini hiçbirimiz bilemeyiz. Kur Korumalı Mevduat’a dönen mevduat o kadar arttı ki bunun aynı anda dövize yönelmemesi lazım. Türkiye’de bir kur krizi çıkmasın diye KKM ürünü var. KKM ürünü gerçekten bu konuda çok önemli bir fonksiyon görüyor. Bu üründe kalıp, bunun kademeli olarak bitirilmesi lazım. Kademeli olarak bitirilmeden önce de artı Türk Lirası’na olan güvenin sağlanması lazım ve yabancı para konusundaki beklentinin kırılması lazım.”
2021’in aralık ayında dövize yönelişi önlemek için başlatılan Kur Korumalı Mevduat uygulaması bugün itibarıyla Türk Lirasının her geçen gün dövize daha fazla endekslenmesine neden oldu. Piyasadan ve bankalardan dolar almakta çeşitli nedenlerle zorlanan vatandaş, kur korumalı mevduat uygulamasını kullanarak parasının değerini korumaya çalışıyor. Veriler de bunun sonucu olarak kur korumalı mevduat tutarının inanılmaz bir hızla artışa geçtiğini gösteriyor.
Aran, Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) ani bir çıkış riski öngörmüyor. Türkiye İş Bankası genel müdürü Aran, “Çünkü aklı başında ekonominin başına gelen her yönetici, mutlaka onun bir çıkış stratejisini yapar. Bazı şeyleri koltuk öğretir diye bir şey vardır. O koltuğa gelmeden önce neyi ne kadar eleştiriyor olursanız olun, eleştirdiğiniz şeyleri düzeltme ve ‘hadi şimdi sen yap’ dendiğinde mutlaka rasyoneli bulurlar” dedi.
Aran’a göre Türkiye’de çok büyük israf olduğu ve kaynaklar da çok yanlış kullanıldığı için uzunca bir süre daha yüksek enflasyonla yaşanmak zorunda kalınabilir. 2023 yılı Enflasyon Raporu’nda “Enflasyonun 2023 yılı sonunda yüzde 22,3; 2024 yılı sonunda, yüzde 8,8 seviyelerine tekabül edeceğini” tahmin eden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın aksine Hakan Aran 5 yıldan önce enflasyonun sağlıklı bir şekilde tek haneye inmesi mümkün olmadığını belirterek şöyle konuşuyor:
“Bunun nedeni ise Türkiye’nin bu fırsatı kaçırması. Bunu enflasyon yüzde 19 iken konuşuyor olsaydık başka şeyler söylerdim. Ama yüzde 85’e çıkmış, şimdi 43’e inecek olan bir enflasyondaki başarımızla övünürken bunları konuşunca işler gittikçe zorlaşıyor. Bir de artık 40-50 bandındaki enflasyonun yapışkanlık etkisi oluştu. Ben en az 2- 3 yıl, 40-50 bandındaki enflasyonun devam etmesinden endişe ediyorum daha çok. Çünkü hiçbir politika, hele de 1 sene sonra başka bir seçimi düşünen hiçbir iktidar enflasyonla o kadar kararlı mücadele edemez. O yüzden seçim sonucu ne olursa olsun, kim hangi politikayı getirirse getirsin bu enflasyonla biraz yaşamak durumunda kalacağız.”
Türkiye’nin 5 yıl sabretmesi ve kaynaklarını doğru kullanması durumunda aşamayacağı hiçbir probleminin olmayacağını ifade eden Aran, enflasyonun 3 yıl içinde yüzde 10-20 arasındaki bir banda gelebileceğini söyledi. “5 yıldan önce tek haneye inmez. Tek haneye indirirsiniz ama her şeyin kafasını, gözünü yararak indirirsiniz. İşsizlik yüzde 20’ye vurur, genç işsizlik yüzde 40’a vurur, ekonomide bir durgunluk olur, enflasyon iner. Ben böyle bir enflasyon inmesinden bahsetmiyorum” diyen Aran, toplumun yaralı ve örselenmiş olduğunu belirterek bu sorunun uzun vadede çözülebileceğini kaydetti.
Mevcut yüzde 8.5 seviyesindeki politika faizinin ne mevduatta ne de kredide artık bir karşılığının olmadığını söyleyen Aran, piyasadaki kredi sıkışıklığı eleştirisine “Bankalar da artık topladığı mevduat ve verdiği krediden zarar ettiği miktarı, kendi kredi büyüklüklerine göre azaltarak politikanın düzelmesini ve normalleşmesini bekliyor” yanıtını verdi.