Mülteci teknesi Bebek sahiline ‘çıkarma’ yapmış, çevik kuvvet nöbette, rivayetler muhtelif
Türkiye işsizliğin yaygın olduğu, çalışma çağındaki nüfusun ancak yüzde 40'ının çalıştığı bir ülke. Ama İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekip Avdagiç, dün yaptığı açıklamada işverenlerin 'Göçmen işçi çalıştırmama lüksü olmadığını' söyledi.
Türkiye’de yeterli sayıda çalışan bulamadıkları için göçmen işçilere izin verilmesini ve aksi takdirde üretimde kesintiler yaşanacağını dile getirenler arasına İstanbul Ticaret Odası da katıldı. Yazılı açıklamasında genç işsizlik ve göçmen tartışmalarına dikkat çeken İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç her ne kadar açık açık “Biz göçmen işçi çalıştırmak istiyoruz” demese de doğurganlığın düştüğü Türkiye’de “Yabancı çalışan alacak mıyız almayacak mıyız deme lüksü olmadığını” söyledi.
Avdagiç açıklamada göçmen tartışmalarının Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de sık sık gündeme geldiğini dile getirdi. “Ne yazık ki daha az evleniyoruz, daha çok boşanıyoruz, daha az çocuk doğuruyoruz. İstanbul’un doğurganlık hızı 1,20, Ankara’nın doğurganlık hızı 1,20, İzmir’in doğurganlık hızı 1,22. Türkiye’nin doğurganlık hızı 1,51″ diyen Avdagiç şöyle devam etti:
“Eğer bizim ülke olarak doğurganlık hızımız 1,51 ile Fransa’nın altına indiyse, İstanbul-Ankara-İzmir’de 1,2 ise yabancı çalışan alacak mıyız almayacak mıyız, göçmene ihtiyacımız var mı deme lüksümüz olamaz. Biz şu anda yüzde 1,79 doğurganlık hızına sahip Fransa’nın altına düştük. 1,75 olan İngiltere’nin gerisindeyiz. Bunu çok hızlı bir şekilde konuşmamız lazım.”
Son dönemde fahiş fiyatla satış yapanlara tüketicinin tüketimden gelen gücünü kullanarak ambargo uygulaması gerektiğini belirterek öne çıkan Avdagiç “Hep enflasyonu, hep döviz kurunu konuşuyoruz. Ne okulda ne işte olan gençlerimizden bir milyonunu iş dünyasına katmak için yapacaklarımızı enflasyon ve dolar kurundan önce konuşmak zorundayız” dedi.
Avdagiç yaptığı açıklamada OECD raporlarında yer alan ‘ne okulda ne istihdamda’ olan gençlerin Türkiye’nin en önemli sosyal problemlerinden biri olduğuna dikkati çekti. Şekip Avdagiç açıklamasında şu görüşleri ifade etti:
“Bizim nesil zor bir gençlik geçirdi. Çocuklarımızı ise biraz akvaryumda yetiştirdik. Güneşe çevirdik, yemlerini verdik, oksijen verdik, sularını değiştirdik. Ve onlar fazla çabalamadan, üretmeden bizim verdiğimiz harçlıklarla pasif bir hayat yaşamaya devam ediyorlar. 18-24 yaş arası bu gençlerimizi ne yapıp ne edip, ürettiği için tüketen tarafa kazandırmamız lazım. Şu anda sadece tüketen taraftalar. Gençliğimizin üreten tarafa evrilmesi için hızla politika geliştirmeliyiz.”
Avdagiç OECD’nin “Bir Bakışta Eğitim” başlıklı raporundaki tespitlerin Türkiye’de her üç gençten birinin ‘ne eğitimde-ne işte’ olduğunu gösterdiğini söyledi. Şekib Avdagiç “Türkiye’de OECD’ye göre 18 ve 24 yaş arasındaki 100 gençten 31’i ne bir okulda eğitim alıyor ne de bir işte çalışıyor. Bu oran Fransa’da yüzde 16, Almanya’da yüzde 9, İtalya’da yüzde 18, İngiltere ve ABD’de yüzde 14” dedi.
Avdagiç ne okulda ne istihdamda olan yaklaşık 3,5 milyon gencin 1-1,5 milyonunu çok hızlı bir şekilde iş hayatına kazandırılması gerektiğini belirterek şunları ifade etti:
“Bu gençlerimiz şu anda pasif ve tüketici. Bunu kattığımız zaman, çokça konuştuğumuz eleman ihtiyacı, personel ihtiyacı ve bununla ilgili açıkları da çözme imkanına sahibiz. Sertifika ve eğitim programlarıyla bu gençleri iş dünyasına katacak birtakım çalışmalar yapmamız lazım.”
Türkiye İstatistik Kurumu’na göre Türkiye’de çalışma çağında, yani 15-65 yaş arasında olanların sadece yüzde 40’ı çalışıyor. Oysa aynı oran Almanya’da yüzde 78, Amerika’da yüzde 72, Fransa’da yüzde 74, Yunanistan’da ve İtalya’da ise yüzde 64 civarında. Çalışma çağındaki nüfusun en büyük oranının çalıştığı ülke ise İsviçre, burada oran yüzde 84’ü buluyor.
Gelişmiş ekonomiler ancak bu oranlara ulaştıktan sonra göçmen işçi almayı gündeme getiriyor. Türkiye’de ise oran çok düşük.
Türkiye’de istihdama az katılan kesimlerin başında kadınlar geliyor. Son yıllarda kadın istihdamı artıyor olsa bile hala kadınların iş gücüne katılımı çok düşük. Ayrıca Türkiye’de ne zaman bir işsizlik dalgası olsa bundan en çok etkilenenler de kadınlar oluyor, işverenler önce onları işten çıkarıyor.