Bankaların takipteki alacakları 160 milyar liraya yaklaştı
Kredi kartları kullanımına kısıtlama getirmenin ilk adımının seçimden sonra atılması bekleniyor. Ancak düzenlemelerle hem üreticinin hem de tüketicinin zora gireceği düşünülüyor.
Tüketici talebini frenlemek için kredi kartlarına kısıtlama getirilmesine ilişkin ilk adım hükümetten önce geçen hafta bankalardan geldi. 31 Mart seçimlerinden sonra hükümetin de enflasyonla mücadele kapsamında yeni kısıtlamaları yürürlüğe koyması bekleniyor. Ancak kart kullanımı konusundaki kısıtlamalara hem tüketiciler hem de şirket sahipleri tepkili.
Tüketici temsilcileri kredi kartı kullanmadan ay sonunu getirmenin mümkün olmayacağını söylerken şirket sahipleri ise kredi kartlarının yalnızca alışverişlerde değil mal ticaretinde de kullanıldığına işaret ederek iş hayatının ciddi zarar göreceğine dikkat çekiyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Resmî Gazete’de yayımlanan kararına göre kredi kartlarından yapılan nakit avans işlemleri ve kredili mevduat hesaplarında uygulanacak aylık azami akdi faiz oranı yüzde 4,42’den yüzde 5’e yükseldi.
Bankalar da 12 Mart’ta kredi kartı kullanımına ilişkin bir dizi kısıtlamayı yürürlüğe soktu. Bu kapsamda kredi kartına nakit avansta taksit sınırı 12’den 3’e indirilirken nakit avansta limit oranları düşürüldü. İlk müşterilere verilen faizsiz kredilerin vadesi altı aydan üç aya indirilirken ihtiyaç ve kredi faizlerinde yıllık faiz oranı da artırıldı. Bankaların düzenlemesi şimdilik kredi kartı ile taksitli alışverişleri kapsamıyor.
DW Türkçe’ye konuşan Tüketici Örgütleri Konfederasyonu (TÖK) Genel Başkanı Fuat Engin bankaların hükümetten herhangi resmi bir talimat olmaksızın kendilerini korumak için tüketici haklarını ihlal ettiğini savunuyor.
Türkiye’deki tüketicilerin zaten dünyanın en yüksek dolaylı vergilerini ödediğine dikkat çeken Engin “Çok kazanandan çok az kazanandan az alınması gereken vergiler tamamen tüketicinin sırtına yüklenmiş durumda. Akaryakıta her gün zam geliyor ve bu da dolaylı olarak bütün ürünlere zam olarak yansıyor. Bu konuda vatandaşın tek çaresi kredi kartıyla geleceğe borçlanarak ihtiyaçlarını karşılaması. Şimdi bunu da elimizden alıyorlar” diye konuşuyor.
Seçimden sonra beklenen yeni düzenlemelerle hem kredi kartı kullanımının daha da zorlaşacağını hem de yeni bir zam dalgası yaşanacağını söyleyen TÖK Başkanı Engin “Tüketicilerin bunca yükü nasıl kaldıracağını açıkçası bilemiyorum. Bu bizim için zulme dönüştü” diyor.
Ülke çapında 11 dernek ve 3 federasyonun çatı örgütü olan Tüketici Örgütleri Konfederasyonu’nun (TÖK) hazırladığı “Tüketicinin Korunması Alanında Finansal Tüketici İşlemleri Raporu”na göre 2023 yılında krediler ve kredi kartlarından kaynaklı icra takiplerinde önceki yıllara göre ciddi bir artış var.
Raporda Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi tarafından açıklanan verilere göre bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe alınmış kişi sayısının bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 45 artışla 1,4 milyona ulaştığına dikkat çekildi. Temerrüt oranının 2006 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıktığına işaret eden TÖK Başkanı Fuat Engin “Bu nedenle sosyal patlamaların artan oranda yaşandığı gerçeği yanında, konut satış ve kiralardaki orantısız artışların yarattığı sorunlardan dolayı tüketicinin yaşamı alt üst oldu” diye konuşuyor.
Kredi kartı düzenlemeleri yalnızca tüketicilerin değil şirket sahiplerinin de tepkisine neden oluyor. Türkiye’nin en büyük yaklaşık 200 markasını temsil eden Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel enflasyonu düşürmek için yalnızca tüketimi kısmanın yeterli olmadığını, fiyatların düşmesi için üretimin teşvik edilmesi gerektiğini söylüyor.
Üretici şirketlerin ham madde maliyetlerinde çok büyük artışlar yaşandığını ve yaşanmaya devam ettiğini dile getiren Sinan Öncel “Biz dünyanın belki en yüksek ham madde koruma duvarlarıyla çevrilmiş vaziyetteyiz. Referans fiyat ve gümrük vergileriyle beraber ara mal ve ham maddede çok yüksek vergiler ödüyoruz. Bu yüzden hükümetten ham madde fabrika yatırımlarını daha fazla teşvik etmesini bekliyoruz” diye konuşuyor. Öncel üreticilere radikal teşvikler verilmeden hammadde maliyetlerinin düşürülemeyeceğini, dolayısıyla ürün fiyatlarının da yüksek kalmaya devam edeceğini kaydediyor.
Kredi kartı kısıtlamalarının özellikle perakende sektörünü çok olumsuz etkileyeceğini, ancak sorunun daha derin olduğunu ifade eden Sinan Öncel şöyle konuşuyor:
“Kredi kartını sadece mağazadan ceket alırken kullanmıyorsunuz. Ticari işletmeler, özellikle KOBİ düzeyindeki ticari işletmeler artık çek yerine kredi kartı kullanıyorlar. Yani sadece 3-5 bin liralık alışverişler değil, milyon liralık mal ticaretleri kredi kartıyla yapılıyor. Çünkü kredi kartı ödeme garantisi getiriyor. İşletmeler artık toptan satışlarını kredi kartıyla yapıyor. Bu yüzden kredi kartlarındaki kısıtlamalar sadece alışverişi değil, ticari hayatı da olumsuz etkileyecek.”
Öte yandan hükümetin ve bankaların kredi kullanımını azaltma amacı taşıyan adımlarına rağmen, tüketici kredilerine talep her geçen gün artmaya devam ediyor.
Merkez Bankası verilerine göre kur etkisinden arındırılmış 13 haftalık yıllıklandırılmış kredi büyümesi 16 Şubat haftası itibarıyla yüzde 28’e ulaştı. Tüketici kredilerindeki büyüme ise yüzde 24,74 ile Ağustos ayından bu yana en hızlı büyüme oldu.
Ticari kredi büyümesi de aynı dönemde yüzde 16,43 olarak gerçekleşti. Sektörün kredi hacmi 16 Şubat itibariyle 43 milyar 179 milyon lira artış gösterdi. Aynı dönemde toplam kredi hacmi 12 trilyon 8 milyar 987 milyon TL’den 12 trilyon 52 milyar 166 milyon TL’ye çıktı.
Aynı şekilde bireysel kredi kartı harcamalarında da artış devam ediyor. Merkez Bankası verilerine göre banka kartı ve kredi kartı işlemleri tutarı 1 Mart ile biten haftada önceki haftaya göre yüzde 15 artışla 262,6 milyar TL seviyesine yükselerek rekor kırdı. İnternet üzerinden kredi kartıyla yapılan alışverişler de haftalık 15,6 milyar TL artış ile 83,4 milyar TL’ye yükselerek yeri rekora ulaştı.