Seçim ekonomiyi unutturdu ama ekonomi kendini unutturmuyor
Döviz kurlarında tansiyon seçim yaklaştıkça artarken Dr. Mahfi Eğilmez, “İnsanlar belirsizliği sevmez, tedirgin olurlar. Tedirginlik ise dövize ve altına talebi artırır” dedi.
Eski Hazine Müsteşarı ve iktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez kişisel blogunda, seçim yaklaşırken vatandaşların en çok merak ettiği soruları yanıtladı. Elbette en çok merak edilen konulardan birisi de, uzun zamandır “arka kapı” müdahaleleriyle yükselişinin önüne geçilen döviz kurlarında son günlerdeki hareketlilikti.
Seçim yaklaştıkça döviz kurlarında yükselişi normal karşılamak gerektiğini söyleyen Eğilmez, “İnsanlar belirsizliği sevmezler, tedirgin olurlar. Tedirginlik dövize ve altına talebi artırır, dolayısıyla döviz kuru ve altın fiyatı yükselir” dedi. Seçimden sonra Türk Lirası’nın yabancı paralara karşı değer kaybedip kaybetmeyeceği sorusunun yanıtı büyük ölçüde seçimi kimin kazanacağı ne neler yapacağıyla ilgili.
Eğilmez’e göre eğer muhalefet seçimi kazanırsa uygulayacağı yeni ekonomi politikasında, hukuk reformu, eğitim reformu, siyasal partiler reformu, tarım reformu gibi yapısal reformlara dayanarak yola çıkarsa başarılı olabilir. Özellikle Avrupa Birliği ile ilişkilerin yeniden canlandırılması, sosyal ve siyasal alanlarda da reformların hızla başlatılmasıyla dışarıdan kaynak girişinin de başlayacağını söyleyen Eğilmez, “Seçimi mevcut iktidar ve Cumhurbaşkanı kazanırsa mevcut politika devam eder. Daha doğrusu mevcut politikasızlık devam eder, çünkü bugünkü durumda ortada herhangi bir politika bulunmuyor” ifadelerini kullandı.
Yazısında siyasetçilerin halkta yarattığı IMF imajının kötülüğüne de değinen Eğilmez, “IMF’den alınacak destek piyasadan alınabilecek borçtan daha yüksek miktarda ve daha ucuza mal olacağı için önemlidir. Asıl üzerinde durulması gereken konu ülkeyi IMF’ye götürmek değil ülkeyi IMF’den destek isteme aşamasına kimin hangi yanlışlarla getirdiği meselesinin ortaya çıkarılmasıdır” değerlendirmesini yaptı.
Vatandaşların 2001 krizinde olduğu gibi işsiz kalmadıkları ve düşük faiz nedeniyle yüksek kârlar sağlayan şirketlerin çalışanlarına yaptıkları ücret artışları nedeniyle bugünkü krizin farkında olmadıklarını belirten Eğilmez, “Türkiye, bir çeşit ‘ertelenmiş kriz’ yaşıyor. ‘Gelecekte daha pahalı olacak’ endişesiyle öne çekilmiş tüketim, ekonomiyi canlı tutarak yaşanan krizin fark edilmesini engelliyor” ifadelerini kullandı. Eğilmez’e göre krizin gerçekten farkına varılması seçimden sonra olacak.
Döviz talebini azaltmak için TCMB’den bankalara yeni talimat: Doları pahalı satın!
Eğilmez, seçim sonrası enflasyon karşısında politika faizinin yükseltecek ortodoks politikalara geçiş ile birlikte yapısal reform hareketinin de başlatılması gerektiğinin altını çizdi. “Faizi öyle tek hamlede enflasyon düzeyine yükseltmek kriz çıkarabilir” diyen Eğilmez, faizleri yavaş yavaş artırmanın ve enflasyon düşürülene kadar artırmaya devam edileceğini vurgulamanın en doğru yaklaşım olacağını savundu. Eğilmez, “Faiz, doğru yaklaşımla artırılırsa kriz çıkmaz. Kuşkusuz bunları tam anlamıyla bağımsız kılınmış bir Merkez Bankası ve yeni bir kadroyla yapmak gerekir. Bu tür kararları alıp uygularken kişilerin ve kurumların itibar sorunu olmamalıdır” dedi.
Merkez Bankası’ndan şirketlere döviz bozdurmaya bir teşvik daha