Euro 34 TL’ye tırmanıyor, dolar 31 TL’nin üstünde
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) art arda altıncı toplantıda da politika faizini değiştirmeyerek yüzde 50'de tuttu. Nedeni enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmesi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası “sıkılaştırma politikasına devam” diyerek politika faizini (bir hafta vade repo faiz oranı) art arda altıncı Para Politikası Kurulu toplantısında da yüzde 50’de sabit bırakarak değiştirmedi. Bankanın faiz kararıyla ilgili basın açıklamasında enflasyonla mücadeledeki kararlılığın altı çizilerek gerektiği takdirde ek önlemler alınacağına ve tüm araçların kararlı şekilde kullanılacağına vurgu yapıldı. Karar metninde söyleme ilişkin bir değişiklik de dikkat çekti. Ağustos ayındaki karar metninde yer alan “Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır” ifadesi son metinde “Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır” şeklinde değişti. Merkez Bankası eski Başekonomisti Bilkent Üniversitesi Prof. Dr. Hakan Kara yaptığı sosyal medya paylaşımında karar metninde ‘bir ton yumuşama olmasına rağmen” ekimde faiz indirimin masada bulunmadığının belli olduğunu belirterek şu görüşleri paylaştı:
Bugünkü metinle TCMB bir ton daha yumuşadı, ama çok da değil. Ekim’de faiz indirimi olmayacağı neredeyde kesinleşti. Sonrasını veriler belirleyecek. https://t.co/MwWAkGz0J2
— Hakan Kara (@ali_hakan_kara) September 19, 2024
Karar metnindeki değişiklik hakkında Bloomberg HT’ye değerlendirmede bulunan TOBB ETÜ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Fatih Özatay şunları söyledi:
“Sonuçta sıkı para politikası duruşunu eldeki araçlarla sürdürecek. Burada bir ayrım yapmamış. Para politikasının da temel aracı kanunda belirtildiği üzere faizdir. Burada faiz düşüşüne hazırlamak bir yana, işler tam da istediğimiz gibi gitmedi, gerekirse daha da sıkılaştırabiliriz mesajı var gibi geldi bana”
Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Selva Demiralp ise konuya dair “Eski metinde olan ‘parasal sıkılaşmanın geciken etkilerini de göz önünde bulundurarak, biz epeyce faiz artışı yaptık şimdi bunların etkisini bekleyeceğiz ve bunların etkisini beklediğimiz için de şu anda yeni bir adım atmıyoruz’ anlamına geliyordu. Bunun çıkarılmasını ‘Belli bir miktar faiz artışına gittik, artık onun etkileri gelmeye başlıyor ama şu an hâlâ yeterli olmadığını görüyoruz ve ihtiyatlı da bir duruşumuz var’ şeklinde yorumladım. Sonraki ifadede ‘para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır’ demişler. Burada ‘daha fazla faiz artışı değil de makro ihtiyati tedbirler bekleyebilirsiniz’ şeklinde yorumladım” ifadelerini kullandı.
TCMB’nin metninden ek sıkılaşma vurgusu çıkmakla birlikte sıkı duruş ve likidite adımlarına yönelik mesajların korunduğu görüldü. Basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“Ağustos ayında aylık enflasyona dair göstergeler bir bütün olarak incelendiğinde ana eğilimin belirgin bir değişim sergilemediği değerlendirilmiştir. Üçüncü çeyreğe ilişkin göstergeler yurt içi talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyonist etkisinin azaldığını teyit etmektedir. Temel mal enflasyonu sınırlı bir artışla düşük seyretmeye devam ederken hizmet enflasyonundaki iyileşmenin son çeyrekte gerçekleşmesi beklenmektedir. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğini kaydetmiştir.
Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon sürecini güçlendirecektir. Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır.
Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları muhtemel gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izlenmektedir. Sterilizasyon araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir.
Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir.
Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.”
TCMB’nin faizle ilgili bir sonraki toplantısı 17 Ekim tarihinde.
Geçen yılki genel seçimlerin ardından haziran ayından beri yaşanan sıkılaştırmanın sonucu olarak TCMB politika faizini sonuncusu Mart ayında olmak üzere 4 bin 150 baz puan yükseltmişti. Enflasyon Mayıs’ta yıllık yüzde 75,45’te zirve yaptıktan sonra politika değişimi ve baz etkisinin de katkısıyla düşüşe geçerek Ağustos ayında yüzde 51,97 oldu.
TCMB bu düşüşün yıl sonunda yüzde 38’e ulaşacağını öngörürken piyasa katılımcıları anketine göre bu beklenti yüzde 43 civarında kalacağı yönünde. Kısa süre önce güncellenen OVP’deki yıl sonu tahmini ise yüzde 41,5 seviyesinde.
Reuters’ın anketine katılan ekonomistlerin çoğu Merkez Bankası’nın Kasım ayına kadar faizi yüzde 50’de sabit tutmasını bekliyordu.Ankete katılan üç ekonomist ilk faiz indiriminin ekimde gelmesini beklerken dördü kasımda, üçü aralıkta ve ikisi de yeni yılın ilk çeyreğinde faizlerin inmeye başlayacağını öngörüyordu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) ek sıkılaşma vurgusunu metinden çıkarması gram altının ve BİST 100 endeksinin yükselmesini sağladı. Gram altı ise yüzde 1,03’lük artıyla 2.831,47 TL’ye çıktı.Güne yükselişle başlayan BİST 100 endeksi faiz kararı sonrası da tırmanışını sürdürerek yüzde 1,87 artışla 9.956,44 puana ulaştı. Sektörel bazda bakıldığında en yüksek artış bankacılık endeksinde yaşandı. Endekste günlük prim yüzde 3’e ulaştı. Sınai endeksi de yüzde 1,5 prim yaptı. Türkiye’nin risk primi ise 256 baz puan seviyesinde bulunuyor.
Önümüzdeki dönemde enflasyondaki düşüşe paralel olarak faiz indirimi yapılacağı beklentisiyle bazı bankalar uzun vadeli konut kredisi ve mevduat faizlerinde indirime gitmeye başladı. Bankacılar gelecek dönem faizlerdeki düşüş beklentisiyle bazı bankaların indirimi hem fonlama hem de bazı kredi faizlerine yansıttığını belirtti. Ziraat Bankası aylık konut kredisi faiz oranını 5-10 yıl vade için yüzde 3,09’dan yüzde 2,79’a çekti. Bazı özel bankalarda ise bir yıl ve daha uzun vadeli mevduat faiz oranları yüzde 30-35 aralığına kadar geriledi. Ayrıca uzun vadeli bireysel kredilerde de bazı bankalarda indirimler görülmeye başladı.
“Sürdürülebilir büyüme için yapısal dönüşümleri gerçekleştirmek kritik. OVP’nin en önemli önceliği enflasyon; bu seneyi yüzde 41.5 ile bitireceğimizi düşünüyoruz. Enflasyon hedeflerimizin gerçekçi olduğuna ve bunları tutturabileceğimize inanıyoruz. Bütçe açığı ve dezenflasyon için gelecek sene çok kritik. Türkiye’de dezenflasyon süreci ile refahı kalıcı olarak artırmak istiyoruz. Enflasyonla büyüme arasında kısa dönemde etkileşim var ama orta ve uzun vadede enflasyonun tek haneye inmesi Türkiye’nin büyümesini hızlandıracak.
Bu sene bütçe açığı geçen seneye göre daha düşük olacak. Buradaki gayemiz MB’nin enflasyonu düşürmesine yardımcı olmak. Swap hariç net rezervlerinizdeki artış oldukça dramatik, son bir yılda 78 milyar dolar artış oldu. Bu rezerv artışının nedeni güven. Biz bu ekonomik programı başaracağız; önümüzde iki yıllık süreç var. Krediler üzerinden aşırı ısınma söz konusuydu, şimdi orada bir durulma oluyor. Türkiye artık dış finansmana daha ucuza ve daha uzun vadeli erişebiliyor, amacımız da bu. Bu geçiş döneminde sıkıntılar olacak ama bunları normal görmek lazım. Bu ay enflasyon 40’lı rakamlara inecek. Önümüzdeki günlerde Yüce Meclisimizin desteği ile reformları hızlandıracağız.”