Dolara hücum rezervleri eritince Merkez Bankası seçim dinlemedi, faizi arttırmak zorunda kaldı

Piyasaların haftalardır devam eden dolar talebi Merkez Bankası'nı açmazda bıraktı. Doların fiyatının çok yükselmesini istemeyen banka çareyi faizlere sürpriz 5 puanlık artış yapmakta buldu. Ancak bu artış bile doların ateşini biraz aldı.

Ekonomi 21 Mart 2024
Bu haber 9 ay önce yayınlandı
Fatih Karahan başkanlığındaki PPK ilk toplantısında faizi yüzde 45'te sabit bırakırken bu toplantıda yüzde 50'ye çıkardı.

Enflasyonla mücadeleye seçim sebebiyle kısa bir ara vermek isteyen hükümet, piyasa duvarına çarptı. Parasal bir gevşeme başladığını düşünen piyasalar, son haftalarda hızlanan biçimde dolara talebi arttırınca ve bu talep bir türlü kesilmeyince Merkez Bankası bir açmazla karşı karşıya kaldı: Ya doların fiyatını kontrol etme çabasından vaz geçecek, yani TL’nin yüksek değer kaybına razı olup enflasyonla mücadelede büyük bir geri adım atacaktı ya da seçim dinlemeden faizleri yükseltip bunun  dolar talebini durdurmasını umacaktı.

Son iki ayda doların fiyatını dizginlemek ve piyasa talebini karşılamak için 21 milyar dolara yakın rezerv kaybeden Merkez Bankası biraz da kaçınılmaz biçimde ikinciyi seçti, daha geçen ay ‘Faiz artışına ara verdik’ demesine ve ‘Gerekirse faizi yeniden arttırırız’ şeklinde bir açık kapı bile bırakmamasına rağmen dün hem faizi 500 baz puan birden arttırıp yüzde 50’ye getirdi, hem de faizi yeniden arttırma kapısını da ardına kadar açtı.

Bu adımlar sayesinde dün doların fiyatı uzun bir aradan sonra ilk kez gevşeyip 31 liralı seviyelere kadar geriledi ama bu sabah itibarıyla dolar yeniden 32 liranın üzerine çıkmış durumda.

Doların son bir aydaki grafiği.

Doların fiyatı bir ay önce, yani 22 Şubatta 30,15 seviyesindeydi, bu sabahın erken saatlerinde ise 1 ABD doları 32,81’den işlem görüyordu. Aylık artış yüzde 4’ün üzerinde. Oysa Merkez Bankası, dolar fiyatının  enflasyondan daha yavaş artmasını sağlayarak bu yolla hem tasarrufçunun TL’ye geçmesine hem de enflasyonun düşmesine yardımcı olmaya çalışıyor. Ama seçimden sonra yüklü bir devalüasyon olacağına dair piyasada yükselen beklenti, Merkez Bankası’nın doların fiyatını baskılama stratejisini geçersiz kıldı. Şimdi politika faizindeki artışın TL’ye geçmeyi teşvik edip etmeyeceği deneniyor.

Merkez Bankası son iki ayda doların fiyatını baskı altında tutmak ve piyasanın talebini karşılamak için 21 milyar dolar rezerv sattı ve böylece rezervleri yeniden eksi 64 milyar dolar seviyesine kadar geriledi. Son birkaç günde 1,5 milyar dolar daha kaybeden Merkez Bankası’nı bu ani faiz artışına, rezervlerin eksi 80 milyar dolara kadar inme korkusu yöneltti.

İki toplantı arasında rezervden harcanan miktar: 21 milyar dolarİki toplantı arasında rezervden harcanan miktar: 21 milyar dolar

Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Fatih Karahan başkanlığındaki ikinci toplantısında sürpriz yaparak politika faizini (bir hafta vadeli repo ihale faizi) 500 baz puan artırarak yüzde 50 seviyesine çıkardı. TCMB operasyonel çerçevede değişikliğe de giderek gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 300 baz puanlık bir marjla belirlenmesine karar verdi. Dolayısıyla TCMB’nin gecelik borç alma faizi yüzde 47, 1 haftalık repo faizi yüzde 50, gecelik borç verme faizi yüzde 53 oldu. Gerekirse TCMB piyasada gecelik faizleri yüzde 53 oranında da oluşturabilecek. Bu marj daha önce -/+ 150 baz puandı.

Ekonomistlerin beklentisi bankanın faizi sabit tutması yönündeydi. Son günlerde birçok yabancı finans kuruluşu faizin 300-500 baz puan artırılması gerektiği konusunda raporlar yayınlıyordu. Merkez Bankası haziranda 650, temmuzda 250, ağustosta 750, eylül, ekim ve kasımda 500’er ve aralık ve ocakta 250 baz puan olmak üzere 8 toplantıda, toplam 3 bin 650 baz puan faiz artırmıştı. Banka şubat ayında ise faize dokunmamış, hatta faiz artışlarına ara vereceğini ilan etmişti.

Fakat Ocak ve Şubat aylarında yüksek gelen enflasyon bankaya kararını değiştirtti. Banka önce makro ihtiyati tedbirler kapsamında bankacılık alanında ardı ardına önlemler açıklayarak parasal sıkılaştırmayı arttırdı, dün de ortodoks politikalar konusunda son derece önemli sembolik bir adım atarak faizi kimsenin beklemediği ölçüde yükselterek enflasyonla mücadele konusunda ciddi olduğunu ortaya koydu.

Merkez Bankası’ndan toplantıdan sonra yapılan açıklamada şöyle dendi:

‘Şubat enflasyonu öngörülenin üzerinde gerçekleşti’

“Para Politikası Kurulu (Kurul) politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 45’ten yüzde 50 düzeyine yükseltilmesine karar vermiştir. Kurul ayrıca, operasyonel çerçevede değişikliğe giderek, Merkez Bankası gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 300 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar vermiştir.

Şubat ayında aylık enflasyonun ana eğilimi, hizmet enflasyonu öncülüğünde, öngörülenden yüksek gerçekleşmiştir. Tüketim malı ve altın ithalatı yavaşlayarak cari dengedeki iyileşmeye katkı verirken, yakın döneme ilişkin diğer göstergeler yurt içi talepte dirençli seyrin sürdüğüne işaret etmektedir. Hizmet enflasyonundaki katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyon baskılarını canlı tutmaktadır. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu ve ücret artışlarının enflasyon üzerindeki etkilerini yakından takip etmektedir.

Kurul, enflasyon görünümündeki bozulmayı dikkate alarak politika faizinin artırılmasına karar vermiştir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon 2024 yılının ikinci yarısında tesis edilecektir.

Kurul, makroihtiyati politikaları piyasa mekanizmasının işlevselliğini ve makro finansal istikrarı koruyacak nitelikte uygulamayı sürdürmektedir. Bu çerçevede, ay içinde yapılan düzenlemelerle finansal koşullar sıkılaştırılmış, para politikası aktarımı desteklenmiştir. Kredi büyümesi ve mevduat faizinde öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması desteklenmeye devam edilecektir. Likidite gelişmeleri yakından takip edilerek, gerektiğinde sterilizasyon araçlarının etkin şekilde kullanılması sürdürülecektir.

Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir.

Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır.

Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.”

Mahfi Eğilmez: Doğru yaklaşım ama yapısal reformlar olmadan etkisi sınırlı

Kararın ardından Hazine eski Müsteşarı ve Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mahfi Eğilmez şu paylaşımı yaptı:

Hakan Kara: Kararı alanları tebrik ediyorum

Merkez Bankası eski Başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara da X hesabından şu paylaşımı yaptı:

Aynı Hakan Kara Merkez Bankası kararından saatler önce faiz artışı hiç beklemiyordu ve ‘Banka faiz arttıracak olsa 20 milyar doları neden yaksın’ diyordu. Merkez Bankası, son iki ayda piyasalardan gelen talep nedeniyle 20 milyar doları aşkın rezerv kaybetti, vatandaşa ve bankalara dolar sattı.

Uğur Gürses: ‘Seçimden önce yapamaz’ algısını kırdı

Ekonomist Uğur Gürses’in paylaşımı ise şöyle:

Timothy Ash: Merkez Bankası iki mesaj verdi

Merkezi Londra’da bulunan Bluebay Varlık Yönetimi Gelişen Piyasalar Kıdemli Stratejisti Timothy Ash X hesabından yaptığı paylaşımda TCMB’nin beklentilere rağmen politika faizini 500 baz puan yükseltmesinin iki güçlü sinyal verdiğini belirterek bunları “Bağımsızız” ve “Enflasyonla mücadelede kararlıyız” diye tanımladı, “Son derece olumlu” yorumu yaptı.

Altınsaç: Son yıllarda gördüğüm en iyi politika metni

Türk Sanayicileri ve İş insanları Derneği (TÜSİAD) Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç da şu paylaşımı yaptı:

İris Cibre: Keşke 30 milyar dolar satmak zorunda kalmasaydınız

Finansal piyasalar uzmanı İris Cibre de şöyle dedi:

İki toplantı arasında rezervden harcanan miktar: 21 milyar dolarİki toplantı arasında rezervden harcanan miktar: 21 milyar dolar

Döviz mevduatlarındaki artış sürüyor; geçen hafta da bankalara 2 milyar dolar yatırıldıDöviz mevduatlarındaki artış sürüyor; geçen hafta da bankalara 2 milyar dolar yatırıldı

 

TEPAV: Merkez Bankası politika faizini 500 baz puan artırmalıTEPAV: Merkez Bankası politika faizini 500 baz puan artırmalı

Faizde artış bekleyenlerin arasına Bank of America da katıldıFaizde artış bekleyenlerin arasına Bank of America da katıldı

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.