Şimşek enflasyonun düşeceğinden umutlu: Güçlü bir dezenflasyonun eşiğindeyiz
Türkiye'nin henüz küresel dezenflasyon rüzgarına kapılmadığını söyleyen Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek "Bir yıllık geçiş dönemindeyiz, üç yıl boyunca enflasyonu düşürmeye devam edeceğiz. TL hâlâ biraz zayıf ancak volatilite ortadan kalktı' dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Türkiye’nin henüz küresel dezenflasyon (enflasyon oranının düşmesi) rüzgarına kapılmadığını belirterek “Portföy tercihleri liranın lehine olacak ve reel kur lehimize dönerek dezenflasyon sürecine destek verecek. Türk Lirası hâlâ biraz zayıf ancak volatilite ortadan kalktı” dedi.
Uluslararası Arap Bankacılık Zirvesi’nde konuşan Şimşek “Şimdi bir yıllık geçiş dönemindeyiz ve dezenflasyon süreci artık başlamış durumda. Önümüzdeki 3 yıl boyunca enflasyonu düşürmeye devam edeceğiz” dedi. “Küresel dezenflasyon başladı. Önümüzdeki dönemde küresel finansal koşullar biraz daha esnek olacak. Emtia fiyatları istikrarlı şekilde devam ediyor. ABD ve Çin arasındaki rekabet, ticarette bölünmelere neden oluyor. Piyasalar jeopolitik gerilimlere bir şekilde kulaklarını kapatmış durumda” diyen Şimşek Türkiye’nin ekonomi politikalarındaki önceliklerine ilişkin şunları söyledi:
“Türkiye’nin politika önceliklerine bakacak olursak, fiyat istikrarını devam ettirmek, kamu maliyesi pozisyonumuzu güçlendirmek, cari açığı daraltmak ve yapısal dönüşümü hızlandırmak. Bunun için bazı politikalarımız var. Enflasyon yüksek ama düşecek, bunun için bir dezenflasyon programı geliştirdik. Şimdi bir yıllık geçiş dönemindeyiz ve dezenflasyon süreci başlamış durumda. Tabii ki uzun bir süreç. Önümüzdeki 3 yıl boyunca enflasyonu düşürmeye devam edeceğiz.”
Şimşek para politikasının istikrarlı şekilde uygulanmaya devam ettiğini, geçen yıl deprem nedeniyle büyük bütçe açığı verilmesine karşın, deprem haricinde bütçe açığının aynı büyüklükte olmadığını aktardı. Bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) oranını yüzde 3’ün altına düşüreceklerini ifade eden Şimşek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kamu borcunun GSYİH’ye oranı geçen sene yüzde 29,5’ti, bunu biraz daha düşük tutmaya devam edeceğiz ki sanayide dönüşüme ve yeşil dönüşüme kaynak ayırabilelim. Bu sene cari açığın GSYİH’ye oranının yaklaşık yüzde 2,5 olmasını bekliyoruz, bu da rezerv birikiminin tetikleyicisi olacak. Asıl vermek istediğim mesaj; programımız çalışıyor. Program sağlam politikalar ve yapısal reformların birleşimi sayesinde çalışıyor. Ortaya çıkan bu ortamla birlikte portföy tercihleri Türk varlıklarının lehine olacak, reel kurda istikrar olacak ve dezenflasyon süreci güçlenecek. Büyümeyi sürdürülebilir hale getirmeye çalışıyoruz, daha dengeli bir büyüme sağlamaya çalışıyoruz. Piyasalar da bunu fark etti, son 1 senede Türkiye’nin risk primi 439 baz puan düştü, risk algısı ile ilgili çok güçlü bir iyileşme var.”
Şimşek büyüme kompozisyonunun ilerlemeye devam ettiğini, net ihracatın buna büyük katkı sağladığını ve cari açığın daraldığını belirterek “Yıllıklandırılmış açık 57 milyar dolardan mart ayında 30 milyar dolara düştü, düşmeye de devam edecek. Portföy akımlarında Türkiye pozitif anlamda ayrışıyor. Kur korumalı mevduattan (KKM) çıkışlar olmaya başladı, TL mevduatta artış var, güven artıyor” dedi.
Mehmet Şimşek kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik beklentilerinin olumlu olduğunu belirterek, Türkiye’ye neden yatırım yapılması gerektiğine ilişkin bilgi verdi. Türkiye’nin yapısal problemlerini çözmeye başladığını vurgulayan Şimşek yapısal olarak Türkiye’nin gerçekten büyük, çalışma çağındaki nüfus, güçlü iç pazar ve büyüme dinamikleri sayesinde cazip bir pazar olarak öne çıktığını söyledi.
Şimşek Orta Vadeli Program’ın (OVP) en önemli sac ayaklarından birinin yapısal dönüşüm olduğunu, refahın sağlamlaştırılması için üretkenliği artırmak gerektiğini sözlerine ekledi. Konuşmasının ardından bir gazetecinin “Bugün basında ‘Uzun vadede doları dalgalanmaya bırakacağız’ ifadeniz yer aldı. Bu konuda ne söylemek istersiniz” sorusuna Şimşek “Zaten bırakıyoruz, orada sorun yok” karşılığını verdi.
Türkiye’deki yatırım fırsatlarına değinen Şimşek Arap dünyası ekonomisiyle Türk ekonomisi arasında işbirliği kurulabilecek alanlar hakkında değerlendirmelerde bulundu. İki bölge arasındaki fırsatlara işaret eden, aradaki siyasi ilişkilerin de çok iyi seviyede olduğunu belirten Şimşek, Arap dünyası ve Türkiye’nin birbirini tamamladığı çok sayıda alan bulunduğunu dile getirdi. Şimşek sözlerini şöyle sürdürdü.
“İki bölge arasındaki tamamlayıcılığı kullanarak yatırım ve ticaret açısından fayda sağlayacak projelere odaklanabiliriz. Türkiye ile Arap dünyası arasında serbest ticaret anlaşmaları imzalayarak mevcut potansiyeli çok daha ileri seviyeye taşıyabiliriz. Turizm, inşaat ve savunma sanayisi alanında ortaklıklar geliştirebiliriz. Türkiye ve Arap dünyasının turizm sezonu tam örtüşmüyor, burada iki tarafın birbirini tamamladığını görüyoruz. Aynı zamanda üçüncü ülkelerde yapacağımız ortak projeler ya da işbirliği çalışmaları da büyük bir potansiyeline sahip. Afrika, Orta Asya ya da ve dünyanın herhangi bir yerinde iki bölgenin şirketleri ortak projelere girişebilir ve ortak değerler yaratabilir.”
Şimşek serbest ticaret anlaşmalarından neden korkulmaması gerektiğini aktarabilmek adına Harvard Üniversitesi’nde yapılan çalışmanın sonuçlarını paylaşarak Türkiye’nin AB ile arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasını kullanarak imalat sanayisini nasıl geliştirdiğini ve genişlettiğini anlattı. Şimşek “Dolayısıyla Arap dünyası da serbest ticaret anlaşmaları imzalamaktan korkmamalı ve getirdiği fırsatlardan yararlanmalı” dedi. Turizm alanında Türkiye’nin Arap dünyasına yardımcı olabileceğini vurgulayan Şimşek bu alanda Türkiye’nin çok başarılı olduğunu belirtti.
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek Türkiye’nin inşaat sektöründeki gücünden bahsederek Türk müteahhitlerin proje hacmi ve küresel inşaat liginde faaliyet gösteren müteahhit sayısı bakımından Çin’den sonra geldiğini vurguladı. Son 50 yılda Türk müteahhitlerin 136 ülkede yarım trilyon dolarlık proje gerçekleştirdiğini belirten Şimşek “Bu alanda birlikte çalışabiliriz. Sadece kendi bölgemizde değil, aynı zamanda üçüncü ülkelerde de ortak inşaat projelerine girişebiliriz. Umuyoruz ki çatışmalar sona erecek ve çatışmalar sona erdikten sonra Ukrayna’da ve diğer ülkelerde yeniden yapılanma ihtiyacı ortaya çıkacak. Neden bu ihtiyacı birlikte karşılamayalım” diye konuştu. Başta savunma sanayisi olmak üzere belli sektörlerde Türkiye’nin kendini çok geliştirdiğine dikkati çeken Şimşek barış ve refah içinde bir bölge için bu alanda da yatırımların yapılmaya devam edeceğini söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek dün ayrıca Türkiye Katılım Bankaları Birliği’nin (TKBB) 23. Olağan Genel Kurulu’nda da konuştu.
ABD’li yatırım bankalarının ardı ardına carry trade tavsiyesi vermeleri hakkında “Ekonomi programımız sırtını carry trade’e dayamıyor” diyen Şimşek “Müdahale etmeseydik vatandaşlar tarafından 40 milyar dolar altın ithal edilecekti. Altın sistemdeyse faydalı değilse atıl bir kaynak olarak karşımıza çıkıyor” açıklaması yaptı.
Şimşek’in açıklamalarından satır başları şöyle:
-(Enflasyon eleştirilerine) Geçen yılı biz geçiş dönemi olarak öngördük. Dezenflasyon için koşulların oluşturulması lazımdı.
-2024’ün ikinci yarısına bakalım. Deprem etkisi geride kalacak. Türkiye’ye şu anda sermaye akışı çok güçlü. Müdahil olmazsak lira değerlenecek. Liranın değer kaybı anlamında bir süreçle karşı karşıya değiliz.
-KDV ya da diğer vergileri artırma planımız yok. Vergi muafiyet ve istisnalarının gözden geçirilmesi çalışması tamamlandı gibi, bir iki hafta içinde kamuoyu ile paylaşmayı planlıyoruz.
-Aylık olarak şu anda aylık enflasyon yüzde 3 civarına oturdu. Yüzde 3 civarı aylık enflasyon bizim hedefle tutarlı. Ocak, şubat ayında bir miktar sapma olsa da bunun telafi edilebileceğini düşünüyoruz.
-Altınla ilgili uygulamaya koyduğumuz kota ve tedbirler geçici ama ara dönemde gerekirse bu kotayı, ilave tedbirleri tereddütsüz ortaya koyacağız.
-Gelir dağılımındaki bozulmayı tersine çevirmek için fiyat istikrarını sağlamamız lazım.
-Bütçe açığını geçen senenin altına çekmek istiyoruz. Bunun için her türlü tedbiri alacağız.
-Türkiye’nin risk primi (CDS) 1 yıl içinde 200 baz puanın altına düşebilir.
-KKM’den ciddi çıkış var, piyasayı bozmadan bu çıkışı devam ettireceğiz.
-Finans sektörü zor bir yıl geçiriyor. Özsermaye kârlılığı enflasyonun altında onun da farkındayım ama bu geçiş döneminde herkesin fedakarlık yapması lazım.
-Bizim bir kur hedefimiz yok.