15 ilde uyuşturucu operasyonu: 199 gözaltı
Merkez Bankası hükümete enflasyon konusunda açık mektup gönderdi. Mektupta "Bu metin, enflasyonun hedeften sapmasının nedenleri ile hedefe ulaşmak için alınan ve alınması gereken önlemleri açıklamaktadır" denildi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) hükümet adına Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e “açık mektup” gönderdi. TCMB’nin internet sitesinde yer alan ve TCMB Başkanı Fatih Karahan, Başkan Yardımcıları Cevdet Akçay ve Hatice Karahan imzasıyla Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e gönderilen mektup için “Merkez Bankası Kanunu’nun 42. maddesi kapsamında hesap verme sorumluluğunun yerine getirilmesi amacıyla hükümete gönderilen açık mektup” denildi. Mektupta, asgari ücretin yılda bir kez güncellenmesi, yönetilen/yönlendirilen fiyatlar ile ücret ve vergi ayarlamalarında Orta Vadeli Program’da (OVP) sunulan enflasyon tahminlerinin gözetilmesinin de önem taşıdığı belirtildi. Açık mektupta hizmet enflasyonundaki katılığın, enflasyon beklentilerinin, jeopolitik risklerin ve gıda fiyatlarının enflasyon üzerindeki riskleri canlı tuttuğu belirtildi.
TCMB’nin temel amacı ve önceliği fiyat istikrarını sağlamak olduğu belirtilen mektupta “Para politikası bu amaç doğrultusunda oluşturulacak. Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı politika faiz oranı olmayı sürdürecek, kredi büyümesi ve mevduat faizinde öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda ise parasal aktarım mekanizmasını destekleyecek politika adımları atılmaya devam edilecektir” ifadeleri yer aldı.
2023 yılı enflasyonunun hedef etrafında konulan belirsizlik aralığının belirgin şekilde üzerinde gerçekleştiği kaydedilen mektupta, şu görüşlere yer verildi:
“Bu metin, enflasyonun hedeften sapmasının nedenleri ile hedefe ulaşmak için alınan ve alınması gereken önlemleri açıklamaktadır. Bu belgeyle birlikte, 2023’te enflasyon üzerinde etkili olan unsurlara dair analiz ve değerlendirmeleri de içeren 2024’ün ilk Enflasyon Raporu ile kısa ve orta vadede enflasyon hedefine ulaşmak için uygulanacak para politikasını daha detaylı olarak açıklayan 2024 Yılı Para Politikası metni ekte bilgilerinize sunulmaktadır. 2022 sonunda yüzde 64,3 olan yıllık tüketici enflasyonu, 2023’ün ilk yarısında baz etkilerine ek olarak döviz kurundaki yatay seyir, düşen yabancı para cinsi ithalat fiyatları ve enerji sübvansiyonlarının etkisiyle gerilemiştir. Böylece Haziran’da yıllık enflasyon yüzde 38,2 olarak gerçekleşmiştir.
Diğer taraftan parasal koşulların etkisiyle kredi büyümesinde gözlenen yüksek oranlı artışlar, ücret güncellemeleri ve hane halkına yapılan transferler yılın ilk yarısında enflasyon üzerinde talep yönlü unsurların etkisini belirgin hale getirmiştir. Söz konusu gelişmeler, enflasyondan korunma saiki ile cari açığın altın ve tüketim malı ithalatı kanalıyla yükselmesine neden olmuş ve finansal piyasalarda belirsizliği artırmıştır. Ayrıca, şubatta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin, konut piyasası başta olmak üzere mal, hizmet ve iş gücü piyasalarında oluşturduğu arz-talep dengesizlikleri ile yeniden inşa faaliyetlerinin kamu maliyesi üzerindeki kısa ve orta vadeli etkileri enflasyon üzerindeki baskıları artırmıştır. Bu gelişmeler, fiyatlama davranışlarını olumsuz etkileyerek yılın ilk yarısında gerileyen enflasyonun ikinci yarıda artmasına zemin oluşturmuştur.”
Mektupta, 2023 Haziran ayında Para Politikası Kurulu’nun (PPK) dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için güçlü bir parasal sıkılaştırma sürecinin başlatılmasına karar verdiği belirtildi. Bu çerçevede haziran-aralık döneminde politika faizinin toplamda 34 puan artırılarak yüzde 8,5 düzeyinden yüzde 42,5’e yükseltildiği hatırlatılan mektupta, şunlar kaydedildi:
“Parasal sıkılaştırmayla eş anlı olarak, makro ihtiyati çerçevede, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleşmeye gidilmiştir. Parasal sıkılaştırma ayrıca, seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma adımları ile desteklenmiştir. 2023’ün üçüncü çeyreğinde, yurt içi talepte süregelen güçlü seyrin birikimli etkileri, vergi ayarlamaları, döviz kuru gelişmeleri, ücret artışları, hizmet enflasyonundaki katılık ve ham petrol fiyatlarındaki ani yükseliş enflasyon dinamiklerinde etkili olmuştur. Ayrıca tüm bu gelişmelerin kısa bir süre zarfında aynı anda gerçekleşmesinin fiyatlama davranışlarında oluşturduğu ilave bozulma sebebiyle de enflasyon yükselmiştir. Bu gelişmeler çerçevesinde enflasyon, haziran-eylül ayları arasında 23,3 puan artarak yüzde 61,5 seviyesine ulaşmıştır. Bu artışın 4,7 puanı, vergi dahil kur etkisi hariç olmak üzere, akaryakıt fiyatlarındaki gelişmelerden, 3,8 puanı döviz kurundaki yükselişten, 2,8 puanı akaryakıt haricindeki vergi artışlarından kaynaklanmıştır. Ücret artışı ve talebin halen oldukça güçlü olduğu bu dönemde, şokların bir arada gerçekleşmesinin fiyatlama davranışında oluşturduğu ilave bozulmanın ise enflasyon üzerinde 10 puan artırıcı yönde etkisi olmuştur. Bunların dışındaki faktörlerin etkisi ise toplamda 2 puan ile sınırlı kalmıştır.”
Parasal sıkılaştırmanın ilk etkilerinin finansal koşullar üzerinde gözlendiği, kısmen talep koşullarına da yansımaya başladığı belirtilen mektupta, “Yılın ikinci yarısında, dış finansman koşullarının belirgin şekilde iyileştiği, rezervlerin istikrarlı artış kaydettiği, talep koşullarının cari işlemler açığına yansıyacak şekilde güç kaybetmeye başladığı, Türk Lirası mevduat payının yükseldiği, Türk Lirası varlıklara yurt içi ve yurt dışı talebin güçlenerek arttığı gözlenmiştir. Tüm bu gelişmeler para politikasının etkinliğine katkıda bulunmuştur” ifadelerine yer verildi.