Turkcell’de sular durulmuyor; birçok genel müdür yardımcılığı tasfiye edildi
Türkiye'de internet dünyanın pek çok yerinden daha yavaş. Bunun sebebi fiber altyapının eksikliğiydi. Eksiği gidermek için 4 şirketin iş birliği yapması yıllardır konuşuluyor ama bir türlü gerçekleşmiyordu. Şimdi nihayet düğmeye basıldı.
Türkiye’de internet hızından şikayet etmeyen yok gibi. Bu, hem karasal internette böyle hem mobil. Bu yavaşlığın başlıca sorumlusu ise, Türkiye’nin fiber optik kablo alt yapısının yetersizliği.
Bu yetersizlik nedeniyle çoğumuz evlerimizde bakır kablolardan gelen düşük hızlı internetle boğuşuyoruz, cep telefonlarımızda hala 4,5G yazıyor. Oysa dünya mobil internette çoktan 5G şebekelerini tamamladı, evlerde ise 128 Mps’nin altında hız yok gibi bir şey.
Türkiye’de fiber optik altyapının en büyük bölümü Türk Telekom’a ait. Bu şirket, genel olarak dev bir omurgaya sahip olmasına rağmen kendi yatırım bütçesinin sınırları nedeniyle bu şebekeyi genişletmekte yeterince hızlı olamıyor, şebeke ana arterleri kapsasa bile kılcal damarlara, örneğin sokak aralarına giremiyor.
Bunun sebep olduğu en büyük sonuç ise, sık aralıklarla baz istasyonları kurmayı zorunlu kılan 5G’nin bir türlü devreye girememesi, mobil internet hızının düşük kalması. Tabii bir başka sonuç, evleri veya ofisleri ana caddelerde olmayanların fiber internete erişememesi.
Altyapıdaki bu yetersizliğe ve kapasitedeki yavaş artışa çare olarak Türkiye uzun yıllardır bu alanda çalışan dört şirketin (Türk Telekom, KabloNet, Turkcell ve Vodafone) işbirliği yapması, bir ortaklık modeli geliştirip fiber altyapı yatırımlarına girişmesiydi. Ama en az 10 yıldır konuşulan bu konu bir türlü sonuca bağlanamamıştı.
Şimdi gelen bir haber, Vodafone hariç aslında hepsi Türkiye Varlık Fonu veya doğrudan kamu bünyesinde olan bu şirketlerin arasında nihayet bir anlaşma olduğunu, hükümetin biraz da bilek bükerek fiber altyapıların birleştirilmesi ve yatırımların ortaklaşa yapılması konusunda bir anlaşmaya varılmasını sağladığı yönünde.
Reuters’a konuşan üst düzey yetkilinin verdiği bilgiye göre; çalışma henüz erken aşamada ve sonuçlanmadı ancak ilerleme kaydedildi. Aynı yetkili “Fiber altyapının birleştirilmesi konusunda bir düşüncemiz var, biz de bu konuda bir çalışma yürütüyoruz. Yaptığımız çalışma erken aşamalarında ve henüz sonuçlanmış değil ancak bizim konu üzerinde çalışmamız devam ediyor. Ortak altyapının kurulmasıyla fiber ağımızın daha da güçlendirilmesini hedefliyoruz” dedi.
Yetkili fiber altyapının birleştirilmesinin nasıl bir yapıyla sağlanacağını veya hangi seçenekler üzerinde durulduğunu belirtmedi. Telekom şirketleri ise fiber optik şebekelerin yeterince yaygın olmadığı ve yatırımların artırılmasına yönelik çağrılara ise şebekeyi yaygınlaştırmak için gereken izin ve inşaat süreçlerinin karmaşık ve uzun olduğunu, ayrıca sermaye yoğun bir faaliyet olduğu için daha hızlı ilerlemediğini ifade ettikleri açıklamalar yapmışlardı.
TELKODER verilerine göre yılın ikinci yarısı itibarıyla yaklaşık 577 km uzunluğundaki ulusal fiber optik şebekenin 449 kilometresi, yani yüzde 78’i Türk Telekom’a ait. Aralarında Turkcell, Turksat ve Vodafone gibi telekom şirketlerinin de bulunduğu diğer işletmecilerin de kendilerine ait fiber altyapıları bulunuyor.
Buna karşılık küçük ölçekliler başta olmak üzere pekçok telekom şirketi altyapı yatırımlarının bu faaliyet için özel olarak kurulmuş bir şirket tarafından yürütülmesi gerektiğini, telekom şirketlerinin de bu altyapı üzerinden sadece hizmet satışı yapması gerektiğini uzun süredir dile getiriyor.
Son olarak Vodafone tarafından Temmuz ayında yayımlanan bir raporda Türkiye’nin sabit genişbant şebekesinin rakip ülkeleri yakalaması için sabit altyapı ile perakende satış faaliyetlerinin birbirinden ayrılması, sabit altyapıyı yatırım ve işletmesini “ortak altyapı şirketinin” yürütmesi gerektiği ifade edilmişti. Raporda Türk Telekom’un 2026 yılında dolacak lisans süresinin altyapının telekom şirketlerinden ayrılması için en uygun dönemi oluşturduğu ifade edilmişti.
Türk Telekom CEO’su Ümit Önal ise eylül ayında şirketin tüm şebeke yatırımlarını imtiyazı sonunda devlete iade edecek şekilde yaptığını ifade ederek ortak altyapı şirketi önerisini “ticari kaygı” barındıran bir öneri olarak nitelemişti.
Türkiye her ne kadar şebekesi genişliyor olsa da 100 kişi başına düşen sabit genişbant abonesi alanında OECD ortalamasının altında performans gösteriyor. OECD verilerine göre 2023 itibariyle Türkiye’de 100 kişi başına 23 genişbant abonesi bulunurken OECD ortalaması 36 kişi seviyesinde. Ayrıca 100 Mbps’den daha hızlı bağlantıya sahip abone sayısı da OECD ortalamasının oldukça gerisinde. Alım gücüne bağlı olsa da, fiber şebeke genişledikçe abone oranının daha da artacağı düşünülüyor.