Gazze’ye bomba yağarken Türkiye’den İsrail’e silah satılmış
Türkiye İstatistik Kurumu, enflasyon tartışmalarına ve kurumla ilgili haberlere ilişkin açıklama yaptı. Kurum konuyla ilgili haber ve yorumların enflasyon sepetindeki ürün fiyatlarını yayınlamama kararının isabetli olduğunu gösterdiğini belirtti.
Enflasyon sepetindeki ürün fiyatlarını 2022’den bu yana yayınlamayı bırakan ve yargı kararı rağmen “sansür politikası”nda ısrar eden Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) son dönemde kamuoyuna yansıyan enflasyon tartışmalarına ve kurumla ilgili çıkan haberlere uzun bir yanıt verdi. Kurumun açıklamasında enflasyon sepetindeki ürünlerin açıklanmaması kararının doğru olduğunun altı çizilmekle birlikte bu konuda 2022 Haziran’ında başlayan sansürün ikna edici nedenlerine yer verilmedi.
TÜİK enflasyon hesabına ilişkin yazılı açıklamasında “bilimsel açıdan TÜFE’ye eleştiri getiremeyen ilgili çevrelerin 143 temel başlık içinden cımbız ile seçtikleri birkaç başlığa dair bilinçli veya bilinçsiz biçimde yanıltıcı beyanlarının devam ettiği müşahede edilmektedir” tezini ileri sürdü.
Açıklamada “Eksik ve yanıltıcı bilgiler üretilerek madde fiyatı sonuçlarına ulaşılmaya çalışılması neticesinde ortaya çıkan tartışmalar, seçilmiş homojen maddeler haricinde kalan ürünlerin fiyatlarının yayımlanmaması kararının ne denli isabetli bir karar olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur” ifadeleri de yer aldı.
Açıklamadan öne çıkan noktalar ve TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya’nın temmuz ayındaki basın toplantısında dile getirdiği ve kamuoyunda tepki uyandıran “Yüzde 75 enflasyon ile yüzde 45 enflasyon fark yoktur” sözleriyle ilgili görüşler şöyle:
“08.07.2024 tarihinde düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyunun Tüketici Fiyat Endeksi hesaplamaları konusunda bilgilendirilmesi amaçlanmıştır. Ancak, toplantı sırasında sorulan bir soruya verilen yanıtın bağlamından koparılarak haberlere yansıtıldığı görülmüştür. Toplantıda sorulan ‘Fiyatlar ne zaman ucuzlayacak’ sorusuna verilen kapsamlı yanıt içerisinde geçen ‘yüzde 45 ile yüzde 75 enflasyon arasında can yakıcılığı açısından pek bir fark bulunmamaktadır’ ifadesi yüzde 45 oranında bir enflasyonun da halk için oldukça yüksek ve zorlayıcı olduğunu vurgulama amacı taşımaktadır. Bu oranlar arasında önemli bir fark olduğu muhakkaktır, ancak her iki oran da yaşam maliyeti üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratmaktadır. Burada anlatılmak istenen ‘fiyatların ucuzlaması için enflasyonun negatife dönmesi, tabii ki bundan önce tek haneli seviyelere düşmesi gerektiği’dir.
TÜFE sepetinde 2024 yılı itibariyle 12 ana harcama grubu altında 43 harcama grubu yer almaktadır. Bu harcama grupları altında ise 90 alt harcama grubu bulunmaktadır. Alt harcama gruplarının altında yer alan 143 temel başlıkta ise 406 madde ve bu maddeler altında 913 adet madde çeşidi bulunmaktadır.
Bu kapsamda TÜFE sepetindeki değişim oranları her ay 12 ana harcama grubu, 43 harcama grubu, 90 alt harcama grubu ve 143 temel başlık düzeyinde yayımlanmaktadır. Avrupa İstatistik Ofisi (EUROSTAT) tarafından yayımlanması beklenen en detaylı düzey ise temel başlık düzeyidir. Kurumumuz tarafından temel başlık düzeyinde endeks değişimleri uluslararası beklentilere en uygun biçimde kamuoyu ile paylaşılmaktadır.
Bu bağlamda TÜİK dünyadaki en şeffaf resmi istatistik kurumlarından biridir. Bir köşe yazarı tarafından, Kurumumuzca en son Nisan 2022’de yayımlanmış olan bazı madde fiyatları, yine kurumumuz tarafından hali hazırda yayımlanmakta olan temel başlık seviyesinde fiyat endeksleri ile genişletilerek günümüze ilişkin ortalama fiyat hesaplamalarının yapıldığı iddia edilmektedir.
Bahsi geçen yanıltıcı sonuçların bazı çevreler tarafından manipülasyon aracı olarak kabul görmesi neticesinde, bilimsel açıdan TÜFE’ye eleştiri getiremeyen ilgili çevrelerin 143 temel başlık içinden cımbız ile seçtikleri birkaç başlığa dair bilinçli veya bilinçsiz biçimde yanıltıcı beyanlarının devam ettiği müşahede edilmektedir.
Bunun yanı sıra, ilgili köşe yazarı tarafından yapılan hesaplama özellikle bir temel başlık altında birden fazla maddenin ve madde çeşidinin bulunduğu durumlarda tamamen hatalı çıkarımlara neden olmaktadır. Örneğin ‘06212-Doktor muayene ücreti’ temel başlığı için de bu durum geçerlidir. Bu temel başlık ‘Muayene katılım payı (Devlet, Uzman Dr.)’, ‘Doktor muayene ücreti (Özel, Uzman Dr.)’, ‘İlaç katılım payı’ ve ‘Doktor muayene ücreti (Muayenehane, Uzman Dr.)’ gibi bireylerin bütçelerinde farklı harcama paylarına sahip madde çeşitlerinden oluşmaktadır. Devlet hastanesi muayene katılım ve ilaç katkı payları, doktor muayene ücreti (özel hastane) ve doktor muayene ücreti (muayenehane) gibi diğer ürün çeşitlerine oranla daha yüksek harcama paylarına sahiptir.
Öte yandan, ilgili temel başlık düzeyinde hesaplanan fiyat ve değişim oranı matematiksel olarak yalnızca uzman doktor muayene ücretindeki değişimi ifade etmemektedir. Dolayısıyla, ilgili köşe yazarının, devlet ve özel sektör tarafından sunulan ilgili sağlık hizmetlerinin tamamı aynı fiyat düzeyinde değişim göstermişçesine toplulaştırılarak hesapladığı ve sözde TÜİK’e ait madde fiyatları gibi açıkladığı rakamlar hatalı yaklaşımlar barındırmaktadır.
Bu tür manipülasyonlara mahal verilmemesi adına dünyanın önde gelen ülkelerinin hiçbirinde madde düzeyinde tüm fiyatlar hesaplanmamakta ve yayımlanmamaktadır.
İlgili köşe yazarı tarafından eksik ve yanıltıcı bilgiler üretilerek madde fiyatı sonuçlarına ulaşılmaya çalışılması neticesinde ortaya çıkan tartışmalar, Türkiye İstatistik Kurumu’nun, Avrupa Birliği’ne üye ve aday ülkeler, EFTA ülkeleri, ABD ve Kanada’da olduğu gibi seçilmiş homojen maddeler haricinde kalan ürünlerin fiyatlarının yayımlanmaması kararının ne denli isabetli bir karar olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.”