İthalat azalınca dış ticaret açığı martta 7 milyar 341 milyon dolara geriledi
Türkiye'nin 12. Kalkınma Planı belli oldu. Oldukça iyimser beklentilerle oluşturulan plana göre 2028 yılında enflasyon yüzde 4,7'ye düşecek, cari açık azalıp milli gelirin yüzde 2,5'ine gelecek, bu 5 yıllık dönemde yeşil ve dijital dönüşüp yapılacak.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 2024-2028 yıllarını kapsayan 12. Kalkınma Planı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunuldu. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine dağıtılan plan oldukça iyi beklentiler içeriyor.
Plana göre, küresel ticarette yeşil dönüşüm ve dijitalleşme odağında şekillenen koşullar dikkate alınarak değer zincirlerindeki konumun daha ileri seviyelere taşınması yoluyla katma değeri yüksek ihracat potansiyeli artırılacak.
Enerji ve imalat sanayisinde ithalat bağımlılığı düşük seviyelere indirilecek. Turizmin yanı sıra yazılım gibi alanlarda hizmet gelirlerinin çeşitlendirilerek üst seviyelere çıkarılması yoluyla cari işlemler dengesinde sürdürülebilir bir iyileşme sağlanacak.
2028’de ihracatın 375,4 milyar dolar, ithalatın 481,4 milyar dolar olacağı öngörülürken, cari işlemler dengesinin 2,8 milyar dolar açık vereceği tahmin edildi.
Turizm gelirlerinin 82,8 milyar dolara yükselmesi; uluslararası doğrudan yatırım girişinin ise 27 milyar dolar olması bekleniyor.
Plana göre para politikası araçları enflasyon oranını düşürme amacıyla güçlü bir şekilde kullanılmaya devam edilecek. Maliye ve gelirler politikaları, para politikasıyla koordineli olarak yürütülmesi hedefleniyor.
2023’te enflasyonun yüzde 65 olacağı tahmin edilirken, 2028’de yüzde 4,7’ye düşeceği öngörüldü. Para politikası kararları, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları başta olmak üzere enflasyonu etkileyen tüm unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak oluşturulacak.
Konut kira ve satışlarındaki fiyat artışlarının enflasyon üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesine yönelik konut arzını artırıcı ve konuta erişimi kolaylaştırıcı uygulamalar hayata geçirilecek.
Kira ve konut fiyatlarındaki gelişmeler de göz önünde bulundurarak, salgın döneminde daralan konut arzı hızla artırılacak. Depremin oluşturduğu konut stokundaki kayıpların telafisine yönelik yeni sosyal konut projeleri geliştirilecek. Dar gelirli vatandaşların konuta erişimi kolaylaştırılacak. Kamunun uygun koşullarda sağladığı konut kredileri ilk kez konut edinimini destekleyecek; dar ve orta gelirli vatandaşlar için belirli standartlarda ve uygun fiyat aralığında olacak şekilde yeni başlayan projelere yönlendirilecek. Konut ve işyeri kiraları ile ikinci el araçların satışına ilişkin idari kayıt eksikliklerinin giderilmesi sağlanacak.
İstanbul Finans Merkezi’nin uluslararası finans sistemine entegrasyonu güçlendirilecek. Finans sektöründe ortak dijital altyapı kullanımı ve çeşitli operasyonların ortaklaştırılması yoluyla maliyetlerin azaltılması sağlanacak. Bankaların ve banka dışı finansal kuruluşların ihtiyaç duydukları altyapılara eşit şartlarda ulaşmaları için gerekli önlemler alınacak.
İstanbul Finans Merkezinin finansal piyasaların derinleşmesine daha etkin bir biçimde katkı vermesi sağlanması planlanırken, Merkezin uluslararası finans sistemine entegrasyonu da güçlendirilecek.
Ayrıca, İstanbul Finans Merkezi kapsamında yenilikçi, kapsayıcı ve dinamik bir katılım finans ekosisteminin oluşturulmasına yönelik katılım esaslı faaliyet gösteren fintek kuruluşları desteklenecek.
Borsada işlem gören şirketlerin piyasa değerinin gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranının plan sonunda yüzde 70’e çıkması hedeflenirken, katılım bankalarının toplam varlıklarının GSYH’ye oranının da yüzde 15’e yükseleceği tahmin edildi.
Plan döneminde kamu maliyesinin güçlü ve sürdürülebilir yönü devam ettirilecek. Bütçe açığının GSYH’ye oranının plan dönemi sonunda yüzde 2 olması öngörülüyor.
Afet sonrası iyileştirmeye ve risklerin azaltılmasına yönelik harcamalar hariç kamu açığı, mali konsolidasyon uygulamalarıyla kontrol altında tutularak kamu mali göstergelerinde iyileşme sağlanacak. Mali disiplin, Plan döneminde makroekonomik istikrarın önemli bir çıpası olmaya devam edecek.
Kalkınma Planı’nın “Adalet Hizmetleri” ile ilgili bölümünde; yeni Anayasa’nın yanı sıra “Yeni bir ‘Yargı Reformu Stratejisi’ ve ‘İnsan Hakları Eylem Planı” hazırlanması hedeflendi. On Birinci Kalkınma Planı’nda da yer alan “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile yapıcı iş birliği sürdürülecektir” hedefi, yeni planda da yerini korudu. Ancak “Alınan kararlarda söz sahibi olmak üzere aktif rol üstlenilecektir” politikası yeni planda yer almadı. Planda, “Adalet Hizmetleri” alanında hedeflenen politika ve tedbirler şöyle sıralandı:
“Çağın gereklerine uygun, daha özgürlükçü, kapsayıcı ve demokratik bir Anayasa hazırlanacaktır. Anayasada güvence altına alınan temel hak ve özgürlükler güçlendirilecektir. Katılımcı bir hazırlık süreciyle yeni bir ‘Yargı Reformu Stratejisi’ ve ‘İnsan Hakları Eylem Planı’ hazırlanacaktır. İfade özgürlüğünün güçlendirilmesi amacıyla uygulamadaki eksiklerin tespitine yönelik çalışmalar yapılacaktır. Ülkemizde insan hakları alanında çalışan kurumların kurumsal kapasiteleri geliştirilecektir.
BM, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İş birliği Teşkilatı (AGİT) nezdindeki insan hakları mekanizmaları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile yapıcı iş birliği sürdürülecek.
On Birinci Kalkınma Planı’nda “BM, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İş birliği Teşkilatı nezdindeki insan hakları mekanizmaları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile yapıcı iş birliği sürdürülecek ve alınan kararlarda söz sahibi olmak üzere aktif rol üstlenilecektir” ifadeleri yer almıştı. AİHM kararları ile ilgili olarak yeni planda, “alınan kararlarda söz sahibi olmak üzere aktif rol üstlenilecektir” hedefine yer verilmedi. Öte yandan yine yeni bir “yargı reformu stratejisi” ve “insan hakları eylem planı hazırlanacak. “Adalet Hizmetleri” alanında belirlenen diğer bazı politika ve tedbirler ise şöyle:
Uluslararası insan hakları mekanizmalarının gündeminde bulunan veya gündeme getirilmesinde yarar görülen konularda kabul edilecek kararlara ortak sunucu olma yönünde faaliyetler yürütülecektir. Ayrımcılık ve nefretle mücadele güçlendirilecektir. Ayrımcılık ve nefretle mücadele alanında izleme ve denetim mekanizmaları güçlendirilecektir. Yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve şeffaflığı güçlendirilecektir.
‘Lekelenmeme hakkı daha etkin şekilde korunacak’
Hakim ve savcılara ilişkin disiplin süreci gözden geçirilecek.
Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı bakımından sorun oluşturan unsurların tespiti için durum analizi yapılacak, bu husustaki iyi uygulama örnekleri ile uluslararası standartlar incelenerek rapor hazırlanacak. Hâkim ve savcılara ilişkin disiplin süreci hukuki öngörülebilirlik, hâkimlik teminatı ve hak arama hürriyeti çerçevesinde gözden geçirilecek.
Lekelenmeme hakkının daha etkin biçimde korunması için çalışılacak. Lekelenmeme hakkının daha etkin korunması için Cumhuriyet savcılarının takdir yetkilerinin genişletilmesine yönelik çalışma yapılacak.
Planın, “2053 yılında Türkiye” başlığı altında şunlar sıralandı:
Türkiye ekonomisinin üst gelir grubunda bir ülke olarak küresel ölçekte rekabetçiliği ve yenilikçiliği teşvik eden yapısal dönüşümleri gerçekleştirerek 2053 yılında ilk 10 ekonomi, satın alma gücü paritesine göre ise ilk 5 ekonomi arasında yer alması hedefleniyor.
En değerli 100 marka arasında en az 5 marka olacak
2053 yılında dijital dönüşümde öncü, sürdürülebilirlik kriterlerine uygun, rekabetçi ve verimli üretim yapan imalat sanayiimizin yüksek teknolojili üretim ve ihracatta OECD ortalamalarının üzerine çıkması hedefleniyor. Dönem sonunda imalat sanayiinin GSYH içindeki payının yüzde 30’u aşarak, imalat sanayii üretimi açısından dünyanın ilk 10 ülkesi arasında yer alınması, yüksek teknolojili sanayilerin imalat sanayii ihracatında yüzde 3 civarında olan payının dönem sonunda yüzde 17’ye yükseltilmesi, savunma sanayii ihracatında ise ilk 5 ülke arasında yer alan güçlü ve nitelikli üretim kapasitesine sahip bir ülke olunması amaçlanıyor. Yüksek katma değerli üretim yapısının sağlanmasının yanı sıra markalaşmanın desteklenerek dünyanın en değerli 100 markası arasında en az 5 markaya sahip olunması hedefleniyor.
İnsani Gelişme Endeksi sıralamasında ülkemizin 2053 yılında ilk 20 ülke arasına girmesi hedefleniyor. Önümüzdeki otuz yıllık dönemde, yoksulluğun tamamen ortadan kalkması, gelişmiş ülke refahının yurt sathına adil ve dengeli bir biçimde yayılarak Gini katsayısının 0,30 seviyesine gerilemesi bekleniyor.
2028’de dijital TL geliyor
Planda “2028 yılında fiziksel parayla birlikte kullanıma sunulacak olan dijital Türk lirası tüm ekonomik, sosyal ve toplumsal boyutlarıyla geliştirilerek tedavüldeki tek para haline gelecek, finans sektörü, 2053’e giden süreçte teknoloji ihraç eder konumda olacaktır” ifadeleri de yer alıyor.