Yargıtay Başkanı seçiminin 32. turunda da sonuç çıkmadı
Seçimden sonra kredi kartlarına sınırlama ile iğneden ipliğe zam beklentisi Ramazan alışverişiyle birleşince 8 Mart haftasında kartla yapılan işlem adedi 324 milyonu aşarak yılbaşı alışverişinin yoğunlaştığı aralık ayının son haftasını solladı.
Türkiye, yakında yüzde 70’in de üzerine çıkması beklenen enflasyonu düşürmeye çalışıyor. Bunun için de temelde sokaktaki vatandaştan tüketimini kısması, daha az harcaması isteniyor, bu arada TL’nin gelecekte değerleneceği anlatılıp vatandaşın ve şirketlerin döviz almasının önüne geçilmeye çalışılıyor.
Bu iki hedefi birden gerçekleştirmek için de Merkez Bankası kendi uyguladığı politika faizini yükseltti, şimdilik yüzde 45’e kadar getirdi. Bu faiz, Merkez Bankası’nın bankalara borç verirken uyguladığı faiz. Ama faizin anlamlı olabilmesi için bankaların Merkez Bankası’ndan borç almaya ihtiyaç duyması gerekiyor. Bu ihtiyaç o kadar da yüksek değil, piyasada hala TL bolluğu var. Bu bolluğu azaltmak için Merkez Bankası ‘parasal sıkılaştırma’ önlemleri almaya devam ediyor ama bunların yeterliği kuşkulu.
Çünkü 10Haber’de dün haberi vardı, vatandaşlar ve şirketler sadece geçen hafta 5,7 milyar dolar değerinde döviz aldılar ve banka hesaplarına yatırdılar. Bu yüzden TL haftalardır hızla değer kaybediyor.
Dolara yaşanan bu hücumda, seçim sonrasında yüklü bir devalüasyon olacağına, yani TL’nin değerinin ansızın çok düşeceğine dair bir beklenti büyük rol oynuyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bu beklentiyi kırmak için neredeyse her gün demeç veriyor. TL’nin değer kaybı ve Merkez Bankası rezervlerinden dolar satılması enflasyonla mücadeleyi zorlaştırıyor.
Vatandaşın seçim sonrasına ilişkin bir başka beklentisi daha var, enflasyonla mücadeleyi zorlaştıran. Bu da seçimden sonra vatandaşın kullandığı kredi kartlarına çeşitli kısıtlamalar uygulanacağı yönündeki beklenti. Çok sayıda banka genel müdürünün de konuştuğu bu beklentiyle ilgili söylenen, kredi kartına taksitle satış imkanının ortadan kaldırılacağı ve limitlere sınırlama getirileceği.
Kredi kartlarına seçimden sonra sınırlama ve iğneden ipliğe zam beklentisi Ramazan alışverişiyle birleşince, kartla alışveriş adedi 8 Mart haftasında yeni bir rekor kırdı. Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 8 Mart haftasında banka ve kredi kartı işlem adedi 324 milyonu aşarak yılbaşı alışverişi rekorunun üzerine çıktı. En son 29 Aralık 2023 haftasında 320 milyonun üzerinde işlem adedi gerçekleşmişti. Bu tüketim çılgınlığı da enflasyonla mücadeleyi zorlaştıran, bir başka anlamda da vatandaşın enflasyonun düşeceğine inanmadığını gösteren önemli bir olay.
Verilere göre en yoğun işlem yapılan segment 111 milyon adetle market ve alışveriş merkezleri oldu. Harcama tutarlarında da 8 Mart haftasında 251,9 milyar TL ile yüksek seviyenin devam ettiği gözlendi. Bir önceki hafta kartlı harcamalarda 262,6 milyar TL ile rekor kaydedilmişti.
Merkez Bankası Başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, X hesabından yaptığı paylaşımda ABD’de kredi kartı faizlerinin enflasyonun 7 katı olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’de ise kredi kartlarına enflasyonla aynı düzeyde faiz uygulandığını aktardı. Prof. Dr. Kara, grafikli paylaşımında şöyle dedi:
Kredi kartı faizi ABD’de enflasyonun 7 katıyken, bizde neredeyse enflasyonla aynı seviyede.
Yıllardır bir yandan yüksek enflasyonla vatandaşın peşin alım gücü düşürülürken diğer yandan kredi kartı faizinin düşük tutulması ciddi bir sorun biriktirdi. Çözümü kolay olmayacak. pic.twitter.com/ToBhdLQdrX— Hakan Kara (@ali_hakan_kara) March 13, 2024
Kredi kartlarıyla alışverişin sınırlandırılması konusundaki çalışmalar devam ederken, henüz resmi bir düzenlemenin olmamasına rağmen bazı bankalar sınırlamaları hayata geçirmeye başladı. Bazı bankalar kredi kartı nakit avansta taksit sayısını 8’den 3’e indirirken bazılarının da nakit avansı kart limitinin yüzde 25’iyle sınırlandırdıkları belirtiliyor. Bununla birlikte bazı bankaların alışverişlerde kurumların yaptıkları taksite “ek taksit” uygulamasına da son verdikleri öğrenildi.
Bazı bankaların seçim sonrasında gelebilecek limit sınırlamalarına karşın önceden yaptıkları limit artışı uygulamasını sürdürmemeleri konusunda sözlü olarak uyarıldığı da söyleniyor. Limit artışlarının maaş beyanları ile sınırlı olmasının gerektiği hatırlatılırken, buna uymayan bankalara üstü kapalı uyarı gittiği de belirtiliyor.