Borsa günü kayıpla bitirdi, güvenli liman altında düşüş hızlanıyor
Çin Yuanı'nın uluslararası ödeme sistemi SWIFT aracılığıyla yapılan ticari anlaşmalardaki payı eylül ayında ilk kez yüzde 5.8’lik rekor artışla euroyu geçerek küresel ticarette doların ardından ikinci en büyük para birimi haline geldi.
ABD Doları’ndan bağımsızlaşmaya çalışan ülkelerin uluslararası para sistemini yükselen piyasaları da içerecek biçimde yeniden şekillendirmesi, Çin Yuanı’nın küresel ticaretteki payını artırıyor.
Çin ulusal para biriminin uluslararası ödeme sistemi SWIFT aracılığıyla yapılan ticari anlaşmalardaki payı eylül ayında ilk kez yüzde 5.8’lik seviyeye geldi ve euroyu geride bıraktı. Böylece Yuan, küresel ticarette doların ardından ikinci en en çok kullanılan para birimi haline geldi.
Çin Yuanı ticaret ödemelerinde euroyu solladı ama ABD dolarının rakipsiz konumu da devam ediyor; çünkü dünya ticaretinin yüzde 84,15’inde dolar kullanılıyor.
Yunanın ticarette kullanımının armasında rol oynayan başlıca iki önemli faktör var. Bunlardan birincisi Çin’in ticaret ortaklarını kendi para birimiyle ticarete teşvik etmesi, ikincisi ise Rusya. Ukrayna savaşından beri mali ambargolar altında olan Rusya, ticaretinin önemli bölümünü Yunan ile yapar oldu.
2018’den beri güç kaybeden ABD Doları’nın ödemelerdeki payı geçen yılın aralık ayından bu yana sürekli olarak yüzde 85’in altında seyrediyor.
SWIFT aracılığıyla yapılan ticari anlaşmalardaki en popüler para birimleri arasında ilk 5’te euronun ardından yüzde 1.4 ile Japon Yeni ve yüzde 0.56 ile Suudi Riyali yer alıyor.
Birkaç yıl öncesine kadar uluslararası ödemelerde en temel transfer sistemi olarak kabul edilen SWIFT, dünyadaki neredeyse tüm bankacılık işlemlerinde kullanılırken, Batılı ülkelerin ilk kez Rusya’yı bu sistemden çıkarmakla tehdit ettiği 2014 yılından itibaren küresel ticaretin sürdürülebilirliği amacıyla alternatiflerin yaratıldığı gözlemleniyor.
Rusya SPFS adıyla kendi mali mesajlaşma sistemini kurarken, Çin Halk Cumhuriyeti SWIFT’e alternatif olan Çin uluslararası ödeme sistemini (CIPS) sunuyor.
Hindistan’ın da kendi SWIFT’ini oluşturduğu son dönemde, BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) ülkelerinin de ABD’nin olası yaptırımlarına karşı aralarındaki ticaretin işleyişini güvenceye almak adına müşterek para transfer sistemi üzerinde çalıştığı biliniyor.
Dünyanın tüm ülkelerinin bankacılık sektörü tarafından bilgi aktarımı ve para transferleri için kullanılan uluslararası SWIFT sisteminden çıkarılma riski nedeniyle Rusya, 2014’te SPFS’yi (mali mesajlaşma sistemi) geliştirmeye başlamış, Aralık 2017’de ise piyasalara sunmuştu.
SWIFT’in alternatifi olarak bilinen Rusya’nın ulusal finansal mesajlaşma sistemi, finansal işlemlerle ilgili elektronik mesajların iletilmesi için alternatif bir kanal görevi görürken, hem ülke içinde hem de yurtdışında finansal mesajların kesintisiz iletimini garanti edebiliyor.
Sistemin SWIFT formatında veri iletebildiğini açıklayan Rusya Merkez Bankası, ancak SPFS’nin SWIFT kanallarına bağlı olmadan çalıştığını aktardı.
Rusya’da 2017’de tam olarak çalışmaya başlayan SPFS herhangi bir para birimindeki işlemlerle ilgili mesajları iletebilirken, başlangıçta yalnızca yerli Rus kullanıcıları için tasarlanmış ancak Nisan 2021’e kadar 20’den fazla Belarus bankasıyla birlikte Ermenistan ve Kırgızistan bankalarının da bağlanmasıyla uluslararası nitelik kazanmıştı.
SWIFT (Dünya Bankalararası Finansal Telekomünikasyon Birliği), sınır ötesi ödemeleri hızlandıran ve uluslararası ticareti kolaylaştıran güvenli bir mesajlaşma sistemi olarak bilinirken, 200’den fazla ülkede 11 binden fazla finans kurumu tarafından kullanılıyor.
SWIFT, bankaların WhatsApp’ı olarak da nitelendirilirken, 2020’de 140 trilyon dolarlık sınır ötesi havalelerin yüzde 90’ından fazlası SWIFT üzerinden yapılmıştı. Bu, küresel gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 152’sine denk geliyor.