Kuraklık Avrupa’da zeytinyağı fiyatlarını yüzde 75 artırdı
Tarım ve Orman Bakanlığı kısa bir süre önce aroma ve boya ile zeytinyağına benzetilen sıvı yağlara ruhsat vermeye başladı. Çakma zeytinyağı henüz marketlere ulaşmadı, ancak lokanta ve kafelerde tüketiciyle buluştu.
Türkiye’nin önemli ihraç ürünlerinden zeytinyağı Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kısa süre önce aldığı çok yanlış kararla sıkıntılı bir sürece doğru ilerliyor. Edinilen bilgiye göre tağşiş ve taklit ürünlerle mücadele konusunda sürekli açıklama yapan Tarım ve Orman Bakanlığı bir süre önce aroma ve boyayla zeytinyağına benzetilen sıvı yağlara ruhsat vermeye başladı. İsminde ve etiket tasarımında zeytini ve zeytinyağını çağrıştıran imgeler kullanılan bu ürünler henüz marketlerde boy göstermese de HORECA diye tabir edilen tedarik kanalıyla ucuza kaçan otel, restoran, kafe ve yemek şirketleri aracılığıyla halka yedirilmeye başlandı. Son tüketici yemeğindeki bu yağların ambalajlarını görme şansı olmadığı için ‘üstünde yazıyor, okusun almasın’ demenin de bir anlamı yok. Bu arada zeytinyağı dışında bitkisel yağ üreten bazı şirketlerin de aroma ve boya katkılı “çakma zeytinyağı” işine başladığı öğrenildi.
Bir kafenin hem ucuz hem de zeytinyağına benzediği için kullandığı ve 10Haber’in gördüğü bu ürünün teneke kutusunun üstünde “Sızma Lezzetinde Aromalı Bitkisel Yağ” ve “Salatalarda ve Her Çeşit Yemekte Salad Oil- Salata Yağı” ibareleri bulunuyor. Zeytinyağına özgü “Sızma” sözcüğünün de bulunduğu teneke kutunun üzerinde zeytinyağını çağrıştıran bir görüntü de var.
Akhisar Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Alper Alhat verilen izin nedeniyle zeytin tarımının büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu dile getirerek “Aroma ile zeytinyağına benzetilen sıvı yağlar zeytin tarımını bitirir” dedi.
Aroma ile zeytinyağına benzetilen sıvı yağların üretici ve tüketiciye zarar verdiğine dikkat çeken Alhat “Ne yazık ki eskiden beri bazı kafeler ile restoranların aroma ve boya ile zeytinyağına benzetilmiş pamuk yağı kullandığını, bunları müşterilerine zeytinyağlılar ve salatalarla sanki zeytinyağıymış gibi sunduklarını biliyorduk. Bunları bugüne kadar gizli saklı merdiven altı tabir edilen kaynaklardan temin ediyorlardı. Şimdi ise bunu yasal olarak yapabilecekleri ruhsatlara kavuşuyorlar. Bu durum zeytin tarımını bitirir” diye konuştu.
Tadı, kokusu ve görüntüsüyle zeytinyağına birebir benzeyen bu yağların laboratuvar analizi olmadan anlaşılmasının mümkün olmadığına dikkat çeken Alhat şunları söyledi:
“Ambalajlı gıdalara duyulan güvenin zaten az olduğu ülkemizde aroma ve renklendirici ile üretilen bu tip ürünlerin tüketicilerin ambalajlı zeytinyağlarından daha fazla kaçmasına yol aççcağını düşünüyoruz. Ayrıca bu tip yapay ürünlerin tarımsal üretime verdiği zararları yıllardır farklı sektörlerde görüyor ve aynı durumun zeytin tarımına da zarar vermesinden korkuyoruz. Para etmediği için ağaçtan toplanamayan limonlar dururken içinde damla limon olmayan limon soslarının kullanılması içimizi acıtıyor. Sökülen nar ağaçlarına üzülürken yediğimiz çiğ köftedeki nar aromalı ekşi soslar da öyle. Benzeri yapay ürünlerin yarattığı haksız rekabetle tarımın nasıl zarar gördüğünü örnekleriyle bildiğimizden aynı akıbeti zeytin ağaçlarının da yaşamaması için Tarım ve Orman Bakanlığımızdan yol yakınken yanlıştan dönüp verilen izinlerin iptal edilmesini talep ediyoruz.”