Avrupa’nın görkemli mirasları: Şatolar ve kaleler

Gezi 14 Ekim 2023
Bu haber 7 ay önce yayınlandı

Her biri peri masalından fırlamış gibi. Önünüzde gurur ve azametle uzanıyorlar. Onlar hem mimari duruşları hem de tarihsel kimlikleriyle seyahat tutkunlarının gözdeleri arasında. Bu hafta sonu Avrupa’nın en ünlü şatolarına ve kalelerine doğru bir yolculuğa çıkacağız.

Windsor Kalesi (Birleşik Krallık)

İngiltere denince hiç şüphesiz ilk akla gelen yapılardan biri.
Buckingham Sarayı ve Edinburgh’taki Holyrood Sarayı ile beraber Britanya monarşisinin resmi ana rezidanslarından. Kraliçe II. Elizabeth’in hafta sonlarını geçirdiği kalede devasa Waterloo Odası’nı, muhteşem Kızıl Çizim Odası’nı ve etkileyici Büyük Merdiven’i mutlaka görün. Kraliçe II. Elizabeth’in tören odaları son derece lüks. En dikkat çekici olanı gerçek altın ve avizelerle süslenmiş Büyük Resepsiyon Odası. Rembrandt, Rubens, Canaletto ve Gainsborough gibi sanatçıların eserlerinin de bulunduğu Windsor Kalesi’ndeki Kraliçe Mary’nin oyuncak bebek evi, dünya üzerindeki en ünlü oyuncak bebek evi olarak anılıyor.

Chambord Şatosu (Fransa)

Bir yandan bir Orta çağ şatosu, diğer yandan İtalyan Rönesansı’nın en güzel örneklerinden biri. 1519 yılında Kral I. François tarafından inşa edilen bu görkemli şato, Loire Vadisi’ndeki şatoların en büyüğü ve şüphesiz en görkemlisi. Suyla çevrili bu şato, 440 odası, 282 şöminesi ve 84 merdiveniyle gerçekten devasa bir yapı. Kralın merdivenlerde hizmetkarlarla karşılaşmaması için tasarlanan çift sarmal merdivenler şatoya ayrı bir güzellik katıyor. Şato aslında bir av köşkü olarak tasarlanmış ve Kral I. François, kaleyi yalnızca avlanma sezonunda kullanmış ve 72 gün kalmış. ‘Güneş Kral’ lakaplı XIV. Louis, kaleyi gösterişli partileri için kullanmış ve kale yine onun döneminde Moliere’in ‘Kibarlık Budalası’ oyununun ilk temsiline ev sahipliği yapmış. İkinci Dünya Savaşı sırasında ise Louvre Müzesi koleksiyonunun bir kısmı buraya taşınmış.

Neuschwanstein Şatosu (Almanya)

Disneyland, Disneyland Paris ve Hong Kong Disneyland’daki Uyuyan Güzel Şatosu’na ilham veren bir şatoyla karşı karşıyayız, dolayısıyla en çok fotoğrafı çekilen şatolardan biri. Bavyera eyaletine bağlı Füssen yakınlarındaki bu görkemli şato, sarp bir tepeye kurulmuş. Bavyera Kralı II. Ludwig tarafından 19’uncu yüzyılda yaptırılmış. Romanesk mimariye sahip olan şato, saray ressamı olan Christian Jank tarafından tasarlanmış ve mimar Eduard Riedel tarafından 1886 yılında tamamlanmış. 24 yılda tamamlanan 6 katlı şato, Würzburg ile Füssen’i birbirlerine bağlayan Romantik Yol’un en popüler duraklarından biri. İki katlı Taht Odası’na mutlaka uğrayın!

Hohenschwangau Kalesi (Almanya)

Dünyanın en güzel şatolarına ev sahipliği yapan Almanya’nın Bavyera eyaletine bağlı Füssen kasabasındaki kale, Neuschwanstein Şatosu kadar popüler olmasa da onun kadar güzel kız kardeşi olarak anılıyor. Schwangau Köyü’ne bakan küçük bir tepenin üstünde duran kalenin tarihi 12’inci yüzyıla kadar uzanıyor. Kalenin tasarımı ve duvar süslemelerinin çuğu İtalyan mimar ve ressam Domenico Quaglio’ya ait. Kuğu Şövalyesi Salonu, oryantalist süslemelerle dekore edilen Doğu Salonu, Kahramanlar ve Şövalyeler Salonu ve Kraliçe Mary’nin yazı odası mutlaka görülecekler listenizde olsun.

Schewerin Kalesi (Almanya)

Fransa’nın ünlü Loire Vadisi’ndeki Chambord Şatosu’ndan esinlenen ve suyla çevrili olan kale, Fransız Rönesans saray mimarisinden izler taşıyor. Schwerin Kalesi, Almanya’nın Mecklenburg-Vorpommern eyaletinin başkenti Schwerin şehrinde bulunuyor ve Schwerin Gölü’ndeki bir adada yer alıyor. Balo salonları dahil görkemli kumaşlarla kaplı 653 odası var. Yunan ve Roma tanrı ve tanrıçalarını heykellerinin süslediği bahçelerinin güzelliği ise ömre bedel.

Edinburgh Kalesi (İskoçya)

İskoçya’nın en ünlü simge yapılarından biri olan Edinburgh Kalesi, şehrin siluetine hakim yemyeşil bir tepenin üzerinde yer alıyor. Kale, 11’inci yüzyıldan kalan binalarıyla çalkantılı bir tarihe sahip. Kalenin tam kalbinde, Taç Meydanı’nda yer alan Büyük Salon’da bugün Edinburgh Kalesi’nin askeri geçmişine işaret eden silahlar ve zırhlar sergileniyor. Taç Odası’nda sergilenen İskoçya Onurları Britanya’nın en eski Kraliyet mücevherleri. Ulusal Savaş Müzesi’ndeki büyük koleksiyon ise yüzyıllar boyunca İskoç kuvvetleri tarafından kullanılan birçok eşyayı barındırıyor.

Culzean Kalesi (İskoçya)

Benzerleri gibi bir uçurumun tepesine yapılan Culzean Kalesi, Country Park’ın içinde yer alıyor. Cassilis’in 10’uncu kontu tarafından 1777 ile 1792 yılları arasında kademeli olarak inşa edilmiş. Kale birçok dizi ve filmde de mekan olarak kullanıldı. Bunlardan 1973 yapımı ‘The Wicker Man’ filmi, ‘İskoçya Kaleleri’ belgeseli ile BBC’nin 2020 yılında çekilen ‘Antiques Roadshow’ programı en ünlüleri arasında.

Bran Kalesi (Romanya)

‘Kont Drakula’nun Şatosu’ olarak da bilinen Romanya’nın bu efsanevi kalesi, Romanya Kraliçesi Marie’nin eski konutu ve İrlandalı yazar Bram Stoker’ın 1897 tarihli romanı ‘Drakula’nın ilham kaynağı. Söylentiler ilhamın esin kaynağının asıl ismi III Vlad olan, ‘Kazıklı Voyvoda’ lakaplı tarihin kanlı liderlerinden biri olduğu yönünde. 1431-1476 yılları arasında Eflak Prensi olan III Vlad, gaddarlığıyla ünlü. Orta çağ’dan bugüne uzanan ve Osmanlı akınlarına karşı koyabilmek için yapılan kale, Braşov şehrinde, Transilvanya ile Eflak arasındaki sınır boyunca bir tepenin üzerinde yükseliyor.

Hohenwerfen Kalesi (Avusturya)

Bir Orta çağ mimarisi olan Hohenwerfen Kalesi, tüm Avusturya’nın en çarpıcı yerlerinden. 11’inci yüzyıldan günümüze uzanan kale, Avusturya pazar kasabası Werfen’e bakan 623 metrelik bir uçurumun üzerinde duruyor, Berchtesgaden Alpleri ve Tennen Dağları ile çevrili, dolayısıyla hayli nefes kesici. Hohenwerfen Kalesi, aynı zamanda 11’inci yüzyılda Salzburg Başpiskoposları tarafından inşa edilen Hohensalzburg Kalesi’nin de kız kardeşi olarak anılıyor. Geniş silah koleksiyonu, şahin avcılığı müzesi ile Şahinle Avcılık Merkezi görülmesi gereken yerler arasında. Şahinle Avcılık Merkezi, kartallar, şahinler, şahinler ve akbabalar dahil çeşitli yırtıcı kuşların kullanıldığı günlük uçuş gösterileri sunuyor.

Alcazar De Segovia (İspanya)

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yar alan kale, adını tarihi Segovia kentinden alıyor. 12’inci yüzyıldan kalan bu Orta çağ yapısı, İspanya’nın en ünlü kalesi. Başlangıçta bir Arap kalesi olarak inşa edilmiş, tarih boyunca kraliyet ailesine, mahkumlara ve askerlere ev sahipliği yapmış. Parlamento binası, topçu okulu ve askeri akademi olarak kullanılmış. Alcazar De Segovia aynı zamanda İspanya Kraliçesi I. Isabella’nın, Kristof Kolomb’un Doğu Hint Adaları’na olan yolculuğuna sponsor olmasından 18 yıl önce, 1474’te taç giydiği kale. Süslü tavanları, mavi-beyaz çinileri ve oymalı kemerleriyle Hıristiyan ve Mağribi mimarisinin renkli bir karışımı olarak göz dolduruyor.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.