Bir masalı yaşatan şehir: Colmar

Gezi 9 Aralık 2023
Bu haber 1 yıl önce yayınlandı

“Alsace şehirlerinin en Alsace’lısı”, Fransa’nın göz bebeği Colmar, yılın bu dönemi bir harikalar diyarına dönüşüyor. Çocukluğunuzun masal kitaplarının sayfalarını çevirmeye hazırsanız Colmar’ın sizi baştan çıkaracağına emin olabilisiniz.

Şehir 1100 ışıkla aydınlatılıyor

Güzeller güzeli Fransa’nın kuzey-doğusunda, Almanya ve İsviçre’nin yakınında, Strazburg ve Mulhouse arasında yer alıyor Colmar. Strazburg’a trenle 30 dakika mesafede. Alsace Şarap Yolu üzerindeki Colmar, ‘Alsace Şarap Başkenti’ olarak haklı bir üne sahip ama nefis şaraplarının ötesinde onu Noel zamanının en harika duraklarından biri yapan masalsı atmosferiyle yılın bu dönemi kelimenin tam anlamıyla bir harikalar diyarına dönüşüyor. Bunun bir nedeni de şehrin her yerine dağılmış ve bilgisayar tarafından kontrol edilen 1100 ışık noktası. Yıl boyunca farklı yoğunluk ve renkte aydınlatma yapılıyor.

Her renk bir temayı vurguluyor

Şehrin mirasını geliştirmek için hazırlanan özel aydınlatma projesi Colmar Belediyesi, Turizm Ofisi ve ışık mimarları tarafından hayata geçirilmiş. Havaya ve gökyüzüne karşılık gelen mavi renk çatıları, yeşil renk nehir kıyılarını, binaların ve ağaçların sudaki yansımalarını vurguluyor. Beyaz, kilise kulelerine yansıyor. Altın rengi ise Alsace’ın dünyasını temsil ediyor.

Orta Çağ’a yolculuk: Eski Şehir

9’uncu yüzyıldan günümüze kadar uzanan Colmar’da eski şehirdeki yaya yolu, yarı ahşap evler ve kanallarla kaplı Arnavut kaldırımlı sokaklar ışıl ışıl parlıyor. Evler ışık şovlarıyla göz kamaştırıyor. Üstlerine şirin ayıcıklar ve Noel süsleri asılıyor. Buram buram Orta Çağ havasını hissedeceğiniz eski kentin içinde ve çevresinde yer alan Place des Dominicains, Place Jeanne d’Arc, Place de l’Ancienne Douane Meydanı, Petite Venise (Küçük Venedik) ve Place de la Cathedrale hem yerli halkın hem de dünyanın dört bir yanından gelen turistlerin hayranlıkla dolaştığı yerler.

Pitoresk mahalle: Petite Venise

Lauch Nehri kıyısındaki Petite Venise (Küçük Venedik) bölgesi Koifhus’un arkasından başlıyor, balıkçılar bölgesinden (Quai de la Poissoniere) geçerek Turenne ve Saint-Pierre köprülerine kadar uzanıyor. Bu pitoresk mahalle büyüleyici ve son derece romantik. Adını, içinden geçen küçük kanallar ve teknelerle İtalya’nın Venedik kentine benzemesinden dolayı alan Petite Venise’de tekne gezileri yapabilir, şanslıysanız ve yer bulabilirseniz harika restoranlarda oturabilir ve herkes gibi Saint-Pierre Köprüsü’nün üzerinde bol bol fotoğraf çektirebilirsiniz. Kalkışlar, Caveau Saint-Pierre restoranının yanındaki Pont Saint-Pierre’in (Saint-Pierre Köprüsü) alt kısmından yapılıyor.

Balıkçılar Bölgesi

1706’da çıkan büyük bir yangın bu bölgedeki 40’tan fazla evi yok etmiş ama 1978-1981 yılları arasında birçok yarı ahşap evin orijinal durumuna getirilmesine yardımcı olan yenileme çalışmaları yapılmış. Eski binalar büyük bir titizlikle restore edilmiş.

Tabakhane Bölgesi

Değirmenlerin kanalıyla sınırlanmış Tabakhane bölgesi batıda Rue des Tanneurs, doğuda Petite Rue de Tanneurs ile çevrili. Her iki cadde de Colmar’ın diğer ünlü bölgesi olan Balıkçılar Bölgesi’ne (Quai de la Poissonnerie) çıkıyor. Bölge bir zamanlar burada çalışan ve aileleriyle birlikte yaşayan tabakçıların kullandığı, çoğu 17. ve 18. yüzyıllardan kalma, yüksek ahşap çerçeveli evler ve yarı ahşap evlerden oluşuyor. Bu evlerin üzerinde derileri kurutmak için kullanılan çatı katları bulunuyor.

Colmar’ın en güzel caddesi: Rue des Marchands

Tarihi 13’üncü yüzyıla kadar uzanan Rue des Marchands (Tüccarlar Caddesi) Colmar’ın en güzel caddesi. Colmar kartpostallarından biri olarak niteleyebileceğiniz, eski şehirdeki bu cadde rengarenk yarı ahşap evler, onu bir cazibe merkezi haline getiren yerel ürünler ve hediyelik eşya dükkanları ve kafelerle dolu. Şehir turları genelde bu caddeden başlıyor. Bir kanalın ikiye böldüğü Rue de la Montagne-Verte, Rue Merciere, Rue des Boulangers ve Rue des Serruriers sokakları da çok güzel.

Gotik sanatın harika örneklerini izleyin

13’üncü yüzyıldan kalma bir Dominik manastırının içine kurulan ve 1852 yılında açılan Unterlinden Müzesi, Fransa’nın en prestijli müzelerinden. Orta Çağ’ın sonundan ve Rönesans’tan kalma önemli Rheinland heykel koleksiyonunu veya Matthias Grünewald’ın ünlü ‘Isenheim Altarpiece’ eserini ağırlıyor. Alsaslı ressam ve gravürcü Martin Schongauer’in ünlü ‘Gül Çalısının Meryem Ana’sı’ tablosuna ev sahipliği yapan Dominik Kilisesi, Aziz Martin Kilisesi ve Saint Martin Collegiate Kilisesi ise Gotik sanatın harika örnekleri arasında.

Colmar’ın en ünlü evi: Maison Pfister

Rönesans mimarisi eski şehrin her yerinde hissediliyor. Maison Pfister (Pfister Evi) günümüze ulaşan en güzel burjuva evlerinden biri. 1537 yılında inşa edilmiş, Colmar’ın en ünlü evi. Adını, onu restore eden ve 1841-1892’ye yılları arasında burada yaşayan Pfister Ailesi’nden alan evin dış cephesi, İncil’den sahneleri ve alegorik figürleri tasvir eden karmaşık ahşap oymalar ve duvar resimleriyle süslü. Pfister Evi’nin en çarpıcı özelliklerinden biri, zırhlı bir şövalye ve iğ tutan bir tanrıça da dahil olmak üzere çeşitli figürlerin heykelleriyle süslenmiş süslü çatısı. Çatı, tüm Avrupa’daki Rönesans çatı mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor.

‘Kafalar Evi’ artık şık bir otel

1609 yılında tüccar Anton Burger adına Rönesans tarzında inşa edilen La Maison des Tetes (Kafalar Evi ya da Başkanlar Evi) Colmar’ın en eski ahşap evlerinden biri. Bina, adını cumbalı penceresini ve pencerelerin dikmelerini süsleyen 106 kafaya ve grotesk maskeye borçlu. Artık 5 yıldızlı şık bir otel olan La Maison des Tetes, tarihi brasserie’si ve Michelin yıldızlı gurme restoranıyla tarihi ve kültürel mirasa hayat veriyor. Binanın kavisli çatısında, Auguste Bartholdi’nin eseri olan 1902 tarihli ‘Cooper’ (bakırcı) heykeli var.

Bu evler asırlara meydan okuyor

Orta Çağ’da Colmar’ın mimari ihtişamına tanıklık eden pek çok evle karşılaşacaksınız. Sırlı çinilerle kaplı, eski gümrük binası olan Koifhus’un tarihi 1433’e kadar uzanıyor. Bugün çeşitli gösterilere ve etkinliklere ev sahipliği yapıyor. 16 numarada bulunan Maison Adolph Colmar’ın en eski evi. 14’üncü yüzyılda inşa edilen bu ev, adını Adolph Ailesi’nden alıyor. Evin 14’üncü yüzyıldan kalma resimli pencereleri, dini sanatın kent mimarisi üzerindeki etkisini gösteriyor. Maison Zum Schwan (Maison Schongauer) da Colmar’ın en eski evlerinden. Cumbalı penceresi ve oymalı üst eşikleri ile öne çıkan ev, Colmarlı 15’inci yüzyıl sanatçısı Martin Schongauer’in atölyesine ev sahipliği yapmış. 1473 tarihli ‘Gül Çalısının Meryem Ana’sı’ tablosuyla ünlü ki Dominik Klilisesi’nde görebilirsiniz.

Bartholdi’nin şehrini keşfedin

Bir diğer önemli mekan Bartholdi Müzesi. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ünlü Özgürlük Anıtı’nı yapan, 19’uncu yüzyılın önemli heykeltraşlarından Frederic Auguste Bartholdi Colmar’da doğduğu için buranın ayrı bir önemi var. Müzenin geniş koleksiyonu heykeller, büstler, eskizler, orijinal modeller, çizimler ve resimlerden oluşuyor. Colmar sokaklarında dolaşırken Özgürlük Anıtı’nın 12 metre yüksekliğindeki kopyası da dahil Bartholdi’ye ait pek çok heykel ve anıt göreceksiniz. Musee du Jouet (Oyuncak Müzesi) ise 19’uncu yüzyıldan günümüze kadar uzanan koleksiyonuyla çok ilginç.

Midenizi şenlendirecek lezzetler

Kaçırmamanız gereken lezzetlere gelince; yörenin beyaz şarabı Reisling nefis. 1780 yılında Strazburg’da icat edilen kaz ciğeri (Ganslewer) beyaz şarapta marine edilmiş üç çeşit et ve patatesten oluşan et yahnisi Baeckaoffe, şarapta pişen tavuk Le Coq Au Riesling , lahana turşusu (Sürkrüt), ince hamuruyla pizzayı andıran Tarte Flambee, ezilmiş patates ve lahana turşusunun üzerine konan jambonla servis edilen Choucroute Alsaciene, domuz pastırması ve Münster peyniri eklenmiş patates püresi Tartiflette, Pain d’épices (zencefilli ekmek) ve tabii ki Munster peyniri Colmar’ın en ünlü lezzetleri arasında başı çekiyor. Atıştırmalık, kahvaltı, kahve molası ya da tatlı krizleri için pek çok pastane ve kafe var. Marche Couvert de Colmar ise 1865’te kurulan bir kapalı pazar. Nefis peynirler ve etlerin yanı sıra sebze ve meyve bulabileceğiniz bir pazar.

Nasıl gidilir?

Biz Strazburg’da kaldığımız sırada direkt Colmar’a giden trenle geldik ama İsviçre’nin Basel, Fransa’nın Mulhouse ve Almanya’nın Freiburg kentleri tarafından ortaklaşa kullanılan uluslararası havalimanı EuroAirport Basel-Mulhouse-Freiburg’a indikten sonra Basel ana tren garı SBB’den kalkan trenle ya da aynı havalimanının Mullhouse kapısından çıkarak otobüsle önce St Louis’e, ardından trenle Colmar’a gidebilirsiniz. Tarihi 1905’e kadar uzanan Colmar Garı’nda (Gare de Colmar) indikten sonra 15-20 dakika yürüyerek eski şehire ulaşıyorsunuz. Yürüyüşün tadını çıkarın, çünkü her köşesi bir fotoğraf karesine girmeyi hak ediyor.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.