Bu güzellikler nefes kesiyor: Doğanın harikalar diyarı

İlginç, göz kamaştırıcı ve kesinlikle sıra dışı… Bu doğa harikaları, alışılmışın dışında güzelliklere meraklı gezginler için rengarenk bir şekerci dükkanı çekiciliğinde.

Kırmızı Plaj (Panjin / Çin)

Gerçekten tuhaf görünen bu plaj, ağustostan ekime kadar parlak kırmızı renge bürünen suaeda salsa adlı bir deniz yosunu türüyle kaplı. Parlak kırmızıya dönüşmeden önce ilkbaharda yeşil, kış yaklaşırken ölmeden önce mora dönen yosunların benzersiz kimyasal reaksiyonu, toprağın hem çok tuzlu hem de çok alkali olduğu kıyıya yakın sulak alanın konumundan kaynaklanıyor. Çin’deki Panjin’in 30 kilometre güneybatısındaki bu gelgit sulak alanları, göçmen kuşlar için önemli bir doğa rezervi aynı zamanda. Yalnızca küçük bir bölümü halka açık olan plajı denize uzanan ahşap bir yürüyüş yoluyla keşfedebilirsiniz.

Hillier Gölü (Avustralya)

Batı Avustralya’nın Recherche Takımadaları’nda yer alan Middle Island adasında bulunan bu tuz gölü, pembe rengiyle ünlü. İngiliz kaşif Matthew Flinders tarafından 1802 yılında keşfedilen göl, ormanlarla çevrili. Hillier Gölü’nün pembe renginin kaynağı kesin olarak kanıtlanmamış olmasına rağmen, çeşitli mikroorganizmalarının barındırdığı bir pigmentten kaynaklandığı düşünülüyor.

Mermer Mağaraları (Patagonya / Şili)

Şili’deki Lago General Carrera’nın (General Carrera Gölü) güney kıyısında yer alan Patagonya Mermer Mağaraları, mağara, katedral ve şapel olmak üzere üç farklı yapıdan oluşuyor. Tekneyle gezebileceğiniz Mermer Mağaraları,
6000 yıldan fazla süren erozyonla oluşmuş. Şili, bu geniş gölü Arjantin ile paylaşıyor. Rengi zümrüt yeşilinden maviye kadar değişiyor ve And Dağları’ndan buzul suyu taşıyan güçlü nehirler tarafından besleniyor.

Karanlık Çitler (Kuzey İrlanda)

‘Taht Oyunları’ (Games of Thrones) dizisinde de Kral Yolu olarak kullanılan Karanlık Çitler (Dark Hedges), Kuzey İrlanda’nın Antrim Kontluğu’nda, Armoy ve Stranocum arasındaki Bregagh Yolu boyunca uzanan, 18’nci yüzyılda dikilen ama bir kısmı zamana yenik düşen kayın ağaçlarından oluşan bir cadde. Kayınlar, Gracehill House arazisine geniş bir giriş sağlamak için 1775 civarında dikilmiş ve yaklaşık 250 yaşındalar. Ağaçların ilginç bir tünel oluşturduğu Karanlık Çitler, Kuzey İrlanda’nın en turistik cazibe merkezlerinden biri.

Gökkuşağı Dağları (Danxia / Çin)

Sarı, turuncu, kırmızı, yeşil, mor… UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Danxia bölgesinde yer alan Zhangye Danxia Jeoparkı’nda bulunan bu jeolojik oluşumlar renkli kumtaşı ve mineral katmanlarından oluşuyor ve gerçekten fırçayla boyanmış gibi görünüyor. Fiziksel, kimyasal ve biyolojik aşınma süreçleri farklı minerallerden oluşan kumtaşı katmanlarının açığa çıkmasına yol açmış. Dağların farklı renklerde görünmesinin en büyük nedeni ise kayaçları oluşturan minerallerin yapısındaki demir. Yolunuz buraya düştüğünde Gökkuşağı Dağları’na uzanan Binggou Danxia Arazisi’ni görmeyi ihmal etmeyin.

Sokotra Adası (Yemen)

Yemen tarafından kontrol edilmesine rağmen coğrafi olarak Afrika’nın bir parçası olan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Sokotra Adası, çok sayıda endemik türe ev sahipliği yapıyor ve ejderha ağacı Dracaena cinnabari de bunlardan biri. Ejderha ağacı veya ejderha kanı ağacı, ürettiği kırmızı özsuyun kan benzeri renginden dolayı bu ismi almış. Yaprakları sadece en genç dalların ucunda bulunan ağaç, aynı zamanda Yemen’in ulusal ağacı olarak kabul ediliyor.

Antilop Kanyonu (Arizona / ABD)

Dünyada en çok fotoğrafı çekilen kanyonlardan biri ve gerçek bir doğa şaheseri. Dikey ve sarmal şekillerde hızla akan suların oyarak meydana getirdiği Antilop Kanyonu, Alt Kanyon ve Üst Kanyon olarak ikiye ayrılıyor. Güneşin en tepede olduğu zaman kayaların rengi turuncu, pembe ve kırmızıya dönüşüyor. Alt Kanyon daha fazla ışıklı düz bir araziye sahip ama muhteşem bir manzara için Üst Kanyon’a çıkmalısınız. Kanyon bireysel olarak gezilemiyor, bu nedenle pek çok turdan birini satın almalısınız.

Salar de Uyuni (Bolivya)

Masmavi bir gökyüzü ve bembeyaz bir zemin. Çorak bir arazi ama olağanüstü bir manzara. Salar de Uyuni, dünya üzerindeki ekstrem yerlerin şampiyonu olabilir rahatlıkla. Sadece dünyanın en büyük tuz düzlüğü değil, aynı zamanda dünyadaki en düz yer. Bu bölge temiz sularla kaplandığında dünyanın en büyük aynasına dönüşüyor.

Waitomo Ateşböceği Mağaraları (Yeni Zelanda)

Waitomo Ateşböceği Mağaraları küçük larvaların neden olduğu görüntüsüyle gerçekten büyüleyici. Tekneyle çıkacağınız turda içinden hafif bir nehir akan bir tünele iniyorsunuz ve bir tekneye binmeniz için yardım ediliyor. Çok, çok sessiz olmanız ve flaşlı fotoğraf çekmemeniz söyleniyor. Sonra ışıklar sönüyor. Tekne kenardan uzaklaşıp karanlığa doğru sürükleniyor. Üstünüzde ve altınızdaki suda mükemmel bir şekilde yansıyan binlerce mavi yıldız var. Bu mavi ışıkların her biri sadece Yeni Zelanda’da bulunan bir tür ateş böceği. Waitomo Mağaraları, Yeni Zelanda’nın en iyi turistik yerleri arasında başı çekiyor.

Gizli Plaj (Marieta Adaları / Meksika)

Playa del Amor olarak da bilinen Gizli Plaj, Pasifik Okyanus’nun mavi sularının aktığı geniş, kumlu bir mağara. Marieta Adaları, sualtı volkan patlamaları sonucu oluşan ıssız adalar grubu. Dışarıdan hiçbir teknenin giremediği Gizli Plaj’a yalnızca Pasifik Okyanusu’na ait uzun bir su tüneli aracılığıyla erişilebiliyor.

Kedi Adası (Tashirojima / Japonya)

Japonya’nın doğu kıyısından kısa bir feribot yolculuğu mesafesinde olan Tashirojima, çok sayıda kedi sakini ile ünlü. Kedileri beslemenin zenginlik ve iyi şans getireceğine dair yerel inanç sonucu gelişen büyük sokak kedisi popülasyonu nedeniyle ‘Kedi Adası’ olarak bilinir hale gelmiş. Kedi popülasyonu artık adadaki insan popülasyonundan daha fazla. Kedi popülasyonunun çok olması nedeniyle adada evcil köpek yok doğal olarak. Kediler önceleri balıkçı teknelerinde kemirgenlerle mücadele etmek için getirilmiş, ancak adada kalmış ve büyük sayılarda üremiş. Adanın kedi sakinleri Japonya’nın dört bir yanından gelen bağışlarla besleniyor.