Fransız kırsalında huzur ve dinginlik günleri: Fransa’nın en güzel köyleri

Zengin bir kültürel miras, huzurlu manzaralar, nefis bir doğa ve gastronomi tutkunlarını memnun edecek lezzetler… ‘Fransa’nın En Güzel Köyleri’ olarak sınıflandırılan ve daha uzun kalmadığınıza pişman olacağınız köylerle tanışmaya hazır mısınız?

Kırsal yaşamın güzelliğini iliklerinde hissetmek

Güzelliklere şükran duymak ve onları koruyup yüceltmek söz konusu olduğunda Fransa’nın gerçekten hatırı sayılır bir prestiji var öyle ki güzelliğiyle ünlü bazı köyleri için özel bir dernek kurmuşlar. Fransa’nın En Güzel Köyleri (Les Plus Beaux Villages de France), zengin bir kültürel mirasa sahip köylerin turistik çekiciliğini teşvik etmek amacıyla 1982 yılında kurulmuş bağımsız bir dernek. Özellikle turistik stratejiler tarafından biraz ihmal edilen köyleri hedefine alan ve Uluslararası Dünyanın En Güzel Köyleri Derneği’ne bağlı olan bu dernek, belirli kriterler arıyor doğal olarak. İlk üç seçim kriteri, köyün kırsal yapısı -ki 2000’den az nüfusa sahip olması gerekiyor-, en az iki ulusal miras alanının varlığı ve oylama şeklinde gelişen yerel destek. Her köyün derneğe yıllık ücret ödemesi ve belediye başkanının derneğin ‘Kalite Sözleşmesi’ni imzalaması gerekiyor. En fazla sayıda üye köye sahip olan bölgeler Dordogne, Aveyron, Vaucluse ve Lot. Derneğin temel ilkelerinden biri de tarihin ve kültürel mirasın korunması ve çevre dostu turizm.

Montresor

Ortasından geçen Indrois Nehri, bu cennetten bir köşeymiş gibi duran köye masalsı bir görünüm veriyor. Beyaz tüflü ve yarı ahşap evleriyle çok ünlü. 1000 yılı aşkın bir geçmişe sahip olan Montresor Şatosu’nda sanat eserleri sergileniyor. Romantik parkı ise şatonun 19’ncu yüzyıl atmosferini tamamlıyor. Balcons de l’Indrois gezinti yolu, köyün en güzel manzaralarını sunuyor. Bahçıvan Köprüsü ve çamaşırhaneler en çok ilgi çeken yerler arasında.

Mittelbergheim

Fransa’nın kuzeydoğusundaki Alsace bölgesinin Bas-Rhin ilinde bulunan bu komün, 17’nci yüzyıldan beri bir bağcılık köyü. Köydeki üzüm bağları en kaliteli Alsace şaraplarından Grand Cru’yu üretiyor. Burada hakim unsur kesinlikle şarap. Şarap üreticileri sizi cömert ve samimi bir karşılamayla bir şarap tadımı için davet ediyor. Strasburg’a 30 km uzaklıktaki bu ünlü gastronomi merkezi, Crax tepesinin eteklerindeki yamaçlarda yer alıyor. En ünlü bağı Zotzenberg. 17’nci ve 19’uncu yüzyıllardan kalma kiliseleri ise köyün şaheserleri.

Conques

Güney Fransa’da, Dourdou de Conques ve Ouche nehirlerinin birleştiği noktada yer alan köy, bir yamaç üzerine inşa edilmiş ve klasik dar Orta Çağ sokaklarıyla ünlü, dolayısıyla tarihi kent merkezine gitmek istiyorsanız yürümek zorundasınız. Lot Vadisi’nin kalbindeki bu köy birçok hazineyi gizliyor. Yarı ahşap evlerin çevresinde, 11. ve 12. yüzyıllardan kalma Sainte-Foy Manastır Kilisesi resmen görsel bir şölen sunuyor.

Yvoire

Ahşap balkonlu taş evler ve sardunyalı sokaklar… Fransa’nın Auvergne-Rhone-Alpes bölgesinin güneydoğusundaki bu Orta Çağ kasabası, Cenevre’ye 24 km uzaklıkta ve “Cenevre Gölü’nün incisi” olarak nitelendiriliyor. Orta Çağ’dan kalma binalarının yanı sıra şehir merkezindeki bir bahçe olan Jardin des Cinq Sens ile adından söz ettiriyor.

Lourmarin

En güzel Luberon köylerinden biri. Vaucluse eyaletindeki Lourmarin, Durance ve Luberon arasında, zeytin ve meyve ağaçlarının ortasında Provence kimliğinin tüm çekiciliğini veriyor. Arnavut kaldırımlı sokaklara yayılan kafe ve restoranlarıyla göz dolduruyor. Cuma sabahları kurulan Lourmarin pazarı ise Luberon’un en iyi ve en fotojenik pazarlarından biri. Lourmarin’in sokakları, çeşmelerin ve sıkışık evlerin arasından dönerek bulunuyor. Çan Kulesi ise son derece etkileyici.

Beuvron-en-Auge

Tipik bir Normandiya köyü hatta Normandiya kırsalının en cazip noktası. Evlerin çoğunun cephesi yarı ahşaptan yapılmış. Normanlar için çok değerli olan yarı ahşaplar burada düz veya çapraz, eski usulle doldurulmuş, saman, koçan veya kerpiçle karıştırılmış koçanla doldurulmuş ve sıra sıra küçük tuğlalar veya hatta kiremitlerle süslenmiş. Place Michel Vermughen’de, 16’ncı ve 17’nci yüzyıldan kalma yarı ahşap evler, 18’nci yüzyıldan kalma tuğla evlerle omuz omuza yer alıyor.

Beynac-et-Cazenac

Sarı cepheli evleri ve pitoresk görüntüsüyle en güzel Orta Çağ köylerinden biri. Dordogne Nehri’nin kıyısında, çok sayıda film ve TV yapımına sahne olan bir köy burası. ‘La Riviere Esperance’, ‘Le Dernier Duel’, ‘Joan of Arc’ ve Lasse Hallström’üno güzelim ‘Le Chocolat’sı bunlar arasında.

Menerbes

Güneydoğu Fransa’nın Provence-Alpes-Cote d’Azur bölgesindeki Vaucluse bölümünde bulunan Menerbes,
Fransız Alpleri’nin eteklerindeki Luberon dağlarındaki bir tepenin üzerinde kurulmuş. Üzüm bağlarına bakan köy, şarapları ve trüf mantarıyla ünlü. Picasso’nun da aralarında olduğu pek çok sanatçı, köydeki yaşam tarzının cazibesine kapılmış. Mimarisinin temel özelliklerini Orta Çağ ve Rönesans’tan alıyor.

Belves

Fransa’nın güneybatısında, Nauze Vadisi’nin yukarısındaki bu Orta Çağ köyü, inşa edilmiş mirasının muhteşem izlerini mucizevi bir şekilde korumuş. Mağara evleriyle gerçek bir turistik mekan ve bu evler tüm yıl boyunca düzenlenen rehberli turlar sırasında halka tanıtılıyor. 15’nci yüzyıldan kalma 23 sütunuyla köyün tam kalbindeki Place de la Halle ise mutlaka görülmesi gereken yerler arasında.

Riquewihr

16’ncı yüzyıldaki görüntüsünden neredeyse hiçbir şey kaybetmemiş bir köy var karşınızda. Tarihi mimarisini oluşturan yarı ahşap evleri ve Arnavut kaldırımlı sokaklarıyla sinemaya uyarlanan bir ünlü bir masalın film setindeymişsiniz gibi hissettiren bir yer Riquewihr. Üzüm bağları arasına gizlenmiş bu nefis köy, Riesling ve köyde üretilen diğer şaraplarıyla ünlü.

Eguisheim

Alsace’ın tarihi bölgesinde yer alan Eguisheim ve çevresindeki üzüm bağları, yüksek kaliteli şarabıyla çok ünlü. ‘Fransa’nın En Güzel Köyleri’ sıralamasında ilk 20’de bulunuyor. Üzüm bağlarının ortasındaki Eguisheim’ın olağanüstü kalitede şarap üreten iki bölgesi var: Eichberg ve Pfersigberg. Alsace Şarap Rotası’nın köyden geçmesi nedeniyle çok popüler.

Gordes

Bölgeye özgü taş evleri, Arnavut kaldırımlı sokakları, kiliseleri ve kalesiyle dik bir yamaca kurulmuş, Luberon’da bulunan bu şirin mi şirin köy, 12’inci yüzyıldan kalan ve Provence’ın en ünlü manastırlarından Senanque’a (Abbeye de Senanque) ev sahipliği yaptığı için çok ünlü. Bugün hala aktif olan manastırı rehberli turlarla gezebilirsiniz. Theatre des Terrasses ise her yaz Gordes Yaz Akşamı Festivali’ne ev sahipliği yapıyor.

Roussillon

Vaucluse dağlarının eteklerinde, dünyanın en büyük aşı boyası yataklarının üzerinde kurulan Roussillon, yeşilin her tonuyla buluşan ve kırmızıya çalan turuncu kayalıklarıyla kelimenin tam anlamıyla bir doğa harikası. Kayalıklar bu harika rengi geotit mineralinden alıyor ve bu mineraldeki pigmentler farklı tonlarla aşı boyasına dönüşüyor. Yeşil panjurlu, soluk toprak rengi binalarıyla pitoresk bir görüntü sunan köy, her noktasında deklanşöre basma isteği uyandırıyor insanda.