Cevheri Güven’e bilgi aktaran polisin biriminde Erdoğan’ın bilgileri sorgulanmış
Yargıtay’ın bozma kararının ardından 28 Şubat davası Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görüldü. Duruşmada tanık olarak dinlenen eski Devlet Bakanı Zeybek "Generallerin hükümet üzerindeki baskısı asla söz konusu değildir" dedi.
Yargıtay’ın bozma kararının ardından emekli orgeneraller Orhan Yöney ve Şükrü Sarıışık ile dönemin YÖK Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz’ün de aralarında bulunduğu 16 sanığın yeniden yargılandığı 28 Şubat davası Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme savunma delili olarak dosyaya celbi istenen Deniz Ay, Gökhan Eski ve Tamer Tatar’la ilgili belgelerin dosyaya katkısı olmayacağı gerekçesiyle talebin reddine karar verdi. Bir sonraki duruşma 9 Eylül saat 10.30’a ertelendi.
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada FETÖ üyeliği, devlet güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçlarından 17 yıl 1 ay hapis cezası alacak olan Mustafa Bilgili’nin dosyaya koyduğu ve sahte çıkan 5 numaralı CD gündeme alındı.
Mahkeme Başkanı duruşmaya 5 numaralı CD hakkındaki Adli Tıp Kurumu (ATK) raporunu okuyarak başladı. 28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın yargılandığı davanın delilleri arasında olan 5 numaralı CD ile ilgili rapor hazırlayan bilirkişiler CD’nin genel bütünlüğünün şüpheli olduğunu ortaya koymuştu.
Raporda 5 numaralı CD’de yer alan dosyaların dönüştürülmeden önceki türünün tespitinin mümkün olmadığı belirtildi. Ardından söz alan sanık avukatlarından Aykan Akkaçmaz “Tamer Tatar’a gönderildiği iddia edilen askeri belgeler FETÖ’cü savcılara veriliyor, hatta biri firari. Ayrıca Tamer Tatar bu belgelere yama yapıyor. Tamer Tatar Bank Asya hesaplarına ve yurtdışı ziyaretlerine rağmen ne hikmetse sadece 2 yıl 2 ay ceza almıştır” diye konuştu.
Avukat Mehmet Sever de savunmasında sahte olduğu ortaya çıkan belgeler için “FETÖ örgüt üyeliğinden mahkum olan ve yardımdan ceza alan ve bu dosyaya bilgi ve belge sunan kişilerin dosyaları sunulmalıdır. Bu dosyalar bu davadaki süreci etkileyecek derecede önemlidir” dedi.
Duruşmada Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Namık Kemal Zeybek de tanık olarak dinlendi. Zeybek 28 Şubat döneminde herhangi bir darbenin “söz konusu olmadığını” belirtti.
Zeybek “MGK’da kararlaştırılan 18 maddeden söz ediliyorsa Süleyman Demirel’in bana söylediğini söylüyorum, ‘8 saat boyunca başbakan hiçbir konuya itiraz etmedi hatta başını sallıyordu. MGK’da kararlaştırılan 18 maddeye aynen katılıyorum. Biz de o görüşteyiz. Devlette irtica vardır hatta 200 yıldır vardı’ dedi. Bakanlar Kurulu’nda görüşüldü ve Tansu Çiller de içinde olmak üzere hiç kimse bu 18 maddeye itiraz etmedi” diye konuştu.
Zeybek konuşmasının devamında Necmettin Erbakan liderliğindeki Refah Partisi’nin iktidara geldiği dönemde tarikat şeyhleri olduğu iddiasıyla bir takım insanların Başbakanlık konutuna çağrılıp iftar yemeği verildiğini söyledi. Basın Yayın’dan Sorumlu Devlet Bakanlığı yaptığını hatırlatan Zeybek “Gazetelerde Refah Partisi Genel Sekreteri Oğuzhan Asiltürk diyor ki ikindi namazı da tatil olsun. Dedim ki sayın başbakanım, siz artık başbakansınız, güzel işler de yapıyorsunuz. Ama artık dini siyasete alet etme işini bırakın, ne demek ikindi namazı tatil olsun. ‘Oğuzhan öyle bir şey söylemez’ dedi. Dolayısıyla toplumun gerildiği bir gerçek. Bu gerginlik MGK’ya da yansıdı ve bu kararlar çıkarıldı. Darbe zorlamayla olur, ancak benim kanaatimce asla bir darbe girişimi söz konusu değildir” dedi.
Zeybek şunları söyledi:
“İki yıl sonra Tansu Çiller Başbakan olacaktı ama Türkiye gerçekten çok gerilmişti ve bu gerginliği gidermenin bir yolu olarak da Tansu hanım Başbakan olursa bu kabaran gerginlikte halkımızın daha sakin olabileceği düşünüldü, buna Erbakan da razı oldu ama o dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel başka yönde karar verdi. Dolayısıyla Mesut Yılmaz’a verdi hükümeti kurma görevini ve buna Tansu Çiller ‘darbe’ dedi. Generallerin hükümet üzerindeki baskısı asla söz konusu değildir.
Sincan’dan tankların yürüme iddiası da bana gülünç geliyor. Sonradan öğrendik normal bir geçişmiş. O gün tankların Sincan’dan yürümesi ile dört ay sonra hükümetin düşmesinin arasında bağlantı olduğu iddiası oldukça gülünç. Ben sanıkları tanımam. Batı Çalışma Grubu sanki bir cuntaymış gibi anlatıldı. Ancak birçok bakanlıkta çalışma grupları kuruldu. O dönemin şartlarında bir darbe düşüncesi olsaydı bu yapılırdı ve kimse de önleyemezdi.”
Duruşmanın ardından ANKA’dan Esra Tokat’a konuşan Zeybek “28 Şubat’ın darbe olduğuna yönelik tüm savlar tutarsız ve temelsizdir. Böyle bir şey olmamıştır. Şimdi yargılanan generaller, subaylar o süreçte vatana büyük hizmet etmişlerdir ve gerginleşen ortamı soğukkanlı şekilde sakinleştirerek görevlerini yapmışlardır” diye belirtti.
28 Şubat soruşturması Milli Görüş hareketinin lideri Necmettin Erbakan’ın 27 Şubat 2011 tarihinde hayatını kaybetmesinin ardından başlatıldı. İddianameyi yazan isim FETÖ suçlamasıyla tutuklu eski savcı Mustafa Bilgili idi. Davanın temelinde ise meçhul bir şahsın gönderdiği sahte belgeler vardı.
28 Şubat davası ile ilgili olarak meçhul bir şahıs TSK’dan FETÖ nedeniyle ihraç edilecek olan Tamer Tatar’a bazı CD ve belgeleri kargo ile gönderdi. Belgeler daha sonra dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda Savcı Hüseyin Ayar’a iletildi, ardından FETÖ’den firari eski Başsavcıvekili Fikret Seçen’e yollandı. Seçen de dönemin özel yetkili savcısı Mustafa Bilgili’ye belgeleri gönderdi.
FETÖ üyeliği, devlet güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçlarından 17 yıl 1 ay hapis cezası alacak olan Mustafa Bilgili de belgeleri kullanarak bin 309 sayfalık iddianame hazırladı. İddianame “BÇG – 28 ŞUBAT” adını taşıyordu. Mustafa Bilgili’nin davaya dayanak gösterdiği ve iddianameye geçirdiği CD’lerin ise bilirkişi heyetinin çalışması sonrası delil niteliği taşımadığı ortaya çıktı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi eski orgeneraller Çevik Bir, Çetin Doğan, Fevzi Türkeri, Ahmet Çörekçi, İlhan Kılıç, emekli korgeneraller Çetin Saner, Yıldırım Türker, Vural Avar ve Hakkı Kılınç, emekli koramiral Aydan Erol, emekli tümgeneraller Erol Özkasnak, Cevat Temel Özkaynak, Kenan Deniz ve emekli tuğgeneral İdris Koralp hakkında “hükümeti cebren vazife görmekten men” suçundan verilen müebbet hapis cezasını onadı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da 28 Şubat davasında haklarında verilen müebbet hapis cezaları kesinleşen 14 kişi hakkında yakalama kararı çıkarttı. Çevik Bir ve Çetin Doğan’ın da aralarında olduğu sekiz kişi yakalandı. Hapis cezası kesinleşenlerin rütbeleri söküldü.
Haklarında bozma kararı verilen 16 sanık ise Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden yargılanmaya başlandı.
Bu süreçte sahte belgelerle tutuklanan emekli Korgeneral Vural Avar hapsedildiği cezaevinde 84 yaşında sağlık sorunlarından dolayı yaşamını yitirdi.