İstanbul’un saray ve müzeleri bayramda ziyaretçilerini bekliyor
İş insanı Ali Haydar Üstay’ın 27 yıl önce açtığı ‘Durusu Park Müzesi’ kaçak olduğu ve nesli tükenen dondurulmuş hayvan ölüleri bulundurduğu için polis tarafından basıldı. Av merakıyla bilinen Üstay Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) kurucusu çıktı.
İş insanı Ali Haydar Üstay’ın 1997 yılında kurduğu ‘Üstay Durusu Park Yaban Hayatı Müzesi’ne ve evine dün İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri adeta ‘baskın’ düzenledi. Oysa basılan müze 27 yıldır açıktı ve dün sabah sanki kaçakçılık ürünüymüş gibi ‘ele geçirildiği’ açıklanan 405 tahnit edilmiş (doldurulmuş) hayvan ölüsü yıllardır sergileniyordu.
Başta Afrika olmak üzere dünyanın dört bir yanında avlandığını öteden beri neredeyse ‘gururla’ duyuran Ali Üstay için polis sanki ortaya büyük bir gerçeği çıkartmış gibi davranıyor ve örneğin açıklamasında ‘Avladığı hayvanları Türkiye’ye özel uçakla soktuğunu’ ve ‘kaçak müze kurduğunu’ duyuruyor ama İstanbul’da da Anadolunun pek çok kentinde de, av meraklısı kimi zenginlerin vurdukları hayvanları daha sonra içlerini doldurtup evlerinde, iş yerlerinde sergiledikleri, duvarlara astıkları vs yaygın biçimde bilinen bir şey.
Avcı hikayeleri de pek meşhurdur, Ali Üstay hakkında da avcı hikayeleri var. Örneğin onun Türkiye’deki son Anadolu kaplanını da Hakkari’de vurup öldürdüğü, derisini de sergilediği söylenir.
Üstay çeşitli röportajlarında uzun zamandan beri avlandığını, yakınlarına bunları göstermek için de 1997’de bu müzeyi kurduğunu anlatıyor. Yani aslında bu müze ve içindekiler hiçbir zaman gizli saklı olmadı. YouTube’da müzeyi tanıtan çok sayıda video var. Videolarda müzeyi tanıtan kişiler isteyen herkesin burayı ücretsiz ziyaret edebileceğini anlatıyor. İnternette kısa bir arama yapıldığında müzeye okul gezileri düzenlendiği görülüyor. Üstay ise gözaltına alındıktan sonra kendisini “yakınlarım gezsin diye açtım” diye savundu.
Halbuki müze ne Üstay’ın söylediği gibi yakınları gezsin diye açılmış, ne de servis edilen operasyon haberindeki gibi gizli saklı bir müze. Bununla ilgili detaylı haberi buradan okuyabilirsiniz.
Kaçak olduğu için basıldığı söylenen müzenin bir benzeri de İstanbul Pendik’de var. Fakat bir farkla: ‘Doğa Bilim Müzesi’ Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın onayıyla müze olarak faaliyet gösteriyor. Hatta 2011 yılındaki açılışına dönemin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker de katılmış. Bu müzenin kurucusu emekli veteriner Ahmet Hamza geçen yıl hayatını kaybetti. Müzeyi babası gibi tahnitçi olan oğlu Hüseyin Hamza hizmette tutuyor. 10Haber’e konuşan Hüseyin Hamza “Orası bir müze değil aslında. Kişisel bir koleksiyon. Orası 27 yıldır var, ben de 15 yıl önce ziyaret etmiştim. Bugüne kadar neredeymiş polis. Herkes biliyor orayı” dedi.
Hamza, konunun nesli tükenmekte olan hayvanlar üstünden tartışılması için de “Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme’(CITES) belgesiyle o hayvanlar sergilenebiliyor. Bir takım prosedürleri var tabii ki. Avlayamıyorsunuz. Ölmesini bekliyorsunuz. Sonra prosedürleri de tamamlayıp tahnit yapılabiliyor. Dünyada da Türkiye’de de bunlar izne ve belgeye bağlı. Bizim müzedekiler daha çok hayvanat bahçesinde ölen hayvanlardan oluşuyor” diye konuştu.
Hamza avlanması yasak hayvanların Türkiye’de de dünyada da her yıl ilan edildiğini, hangi hayvanların avlanılabileceğinin açıklandığını belirtti.
Türkiye’nin neredeyse her yerinde bu tip koleksiyoncuların olduğunu söyleyen Hamza “Saint Joseph Lisesi’nde Doğa Bilimleri Merkezi’nde 100’den fazla tahnit edilmiş hayvan var. Orası da müze değil aslında. Yüzlerce koleksiyoner var böyle. Belgeleri falan da yok yani. Gidip vurup tahnit ediyorlar. Türkiye’de dört tane tahnitçi var. Bunlar yapıyor bu işleri” dedi.
Hamza’nın anlattıklarının yanı sıra olayda dikkat çekici bir çelişki daha var. O da av merakıyla bilinen, hatta bununla ilgili müze kurup bir de kitap yazan Ali Haydar Üstay WWF’nin (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Türkiye şubesinin kurucularından biri.
WWF’nin 2020 yılı faaliyet raporunun girişinde yer alan ‘Mütevelli Heyeti’ başlığının altındaki ‘Kurucu Gerçek Kişiler’ arasında Ali Haydar Üstay’ın adı da var.