Seçim ekonomisinin bedeli yarım trilyona yaklaştı
DEÜ yaptığı çalışmalarla Bornova Havzası'nda daha önce kayda geçmemiş faylar olduğunu tespit etti. Bu fayların tehlike durumu henüz bilinmiyor, ancak yaşanacak bir depremdeki etkileri araştırılıyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Ege Denizi’nde İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremden sonra TÜBİTAK’ın yaptığı çağrıya kulak verdi ve araştırmalara başladı. Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve DAUM Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer çalışma sonucunda İzmir Fayı’nın ve Bornova Fayı’nın havza içindeki bazı parçalarıyla ilgili veriler elde edildiğini anlattı. Havzanın röntgenin çekildiğinde daha önce kayıt altına alınmamış yeni faylar bulunduğunu söyledi.
Tuzla Fayı ya da diğer adıyla Orhanlı Fay Zonu’ndaki yapısal süreksizliğin havza içinde, altında bazı kolları olabilirdi ve bu çalışmadan önce havza derininde neler olduğu bilinmiyordu. Havza röntgeni çekildi ve daha önce belirlenmemiş faylar bulundu. Bu fayların doğrudan tehlikeli olduğu ya da deprem üreteceği anlamına gelen bir bulgu değil. Meydana gelebilecek bir depremde bu fayların ne etki yaratacağını belirlemek için yeni sayısal veri gerekiyor.
Sisam Depremi’nin Bornova Havzası’nda etkili olması hakkında da bilgi veren Doç. Dr. Ökmen Sümer “Havzanın geometrisi kıyı kesimlerine doğru derinleşiyor. Burada havza dolgusunda farklı türde çökeltiler var. Bunlardan özellikle depremde farklı davranış gösteren bölümler kıyı kesimlerinde ve sığ derinliklerde bulunuyor. Kıyıya doğru gerek havza dolgusu kalınlığının artması gerekse kötü zemin özellikleri deprem dalgalarının daha etkili olmasını sağlamış. Bu nedenle havzanın daha çok batı bölgeleri etkilenmiş. Ön sonuçlar bunu söyleyebilir” diyor.