Disleksik öğrenciyi törende rencide eden öğretmene soruşturma
Okullarda yaygınlaşan ama muhalefetin tepkisinin odağındaki ÇEDES projesi kapsamında alışılmadık görüntüler ortaya çıkıyor. Eğitimciler zaten halihazırda öğretmenlerin olduğunu vurguluyor ve çocuk psikolojisine işaret ediyor.
“Çevreme duyarlıyım, değerlerime sahip çıkıyorum” projesinin kısa adı olan ÇEDES uygulaması Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın ortaklığında gerçekleştiriliyor. Proje kapsamında din görevlileri öğrencilere ‘değerler eğitimi’ veriyor ve aynı zamanda ‘değerler kulübü’ de kuruluyor. Yönetmeliğe göre bu noktada da gönüllülük esas alınıyor. Eğitim sendikaları ise bunun laik eğitimi hedef aldığını belirterek tepkili.
Bu proje sürekli protesto edilse de bazı okullara imam giriyor eğitim veriyor, proje yayılıyor. En son Kars Merkez İmam Hatip Ortaokulu’nda ÇEDES projesi kapsamında “sabır” konusunu işlemek için okulda maket mezar kuruldu ve annesi kaybeden bir öğrenci maket mezar başında ağıt yaktı. Ayrıntılı haberimize bu linke tıklayarak ulaşabilirsiniz. BBC Türkçe’ye konuşan eğitimciler, pedagojik formasyonu bulunmayan din görevlilerinin çocuklara yetkinlikleri dışında “değerler eğitimi” vermesini eleştiriyor.
Eğitim uzmanı Salim Ünsal, maket mezar mizanseninde çocuklara travma yaşatıldığını belirtiyor ve “Okulun ağıt yakmayı öğretmekle ne işi olur?” diye soruyor. Bunların çocuk psikolojisinde derin etkiler yaratabileceğini söyleyen Ünsal “Bu eğitimler uzman eşliğinde takip edilmezse, çok daha yüksek bir travma yaşayabilirler” diyor.
Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu, öğretmenler dışında kimsenin okullarda din ya da değerler eğitimi veremeyeceğini anlatıyor ve “MEB ortaya bir müfredat koymuş, bunun uygulayıcısı olarak öğretmenleri belirlemiş. Öğretmen dışında bir kişinin müdahalesi çok yanlış. Çünkü bunlar pedagojik formasyonu olmayan, çocuklara nasıl yaklaşmaları gerektiğini bilmeyen kişiler” diyor. Kuruoğlu bu açıdan ÇEDES projesinin 1924 yılındaki Tevhid-i Tedrisat Kanunu’na aykırı olduğunu söylüyor. Nitekim kanunda, tüm okulların devlete bağlı olacağı ve eğitimin yalnızca devlet eliyle yapılacağı belirtiliyor.
“Bu ülkede binlerce din kültürü öğretmeni, öğrencilere din eğitimi vermektedir. Değerler eğitimi ise her branştaki öğretmenimiz tarafından verilmektedir. Bunlar dışındaki her kurum ve kuruluş okullarımızdan elini çekmelidir” diyen Kuruoğlu, ne amaçla geldikleri belli olmayan kişilerin çocuklarda zihniyet bunalımına neden olacağını ifade ediyor.
Değerler eğitiminin hali hazırda öğretmenler tarafından verildiğini söyleyen Kuruoğlu, ÇEDES projesinin öğretmenlerin yetkinliğini sorguladığını söylüyor:
“2018 yılında uygulamaya koyulan yeni öğretim programına göre eğitim 10 kök değer üzerine inşa edildi. Bunun altında da birçok alt değer var. Biz bu değerleri, yıllar içerisinde yavaş yavaş eğitim vererek kazandırmaya çalışıyoruz. Ancak ÇEDES projesi, değerler eğitimini öğretmenlerin veremediğini ima etmektir. O zaman MEB çıksın desin ki ‘bizim 1 milyon 100 bin öğretmenimiz var, bunlar bu işi beceremiyorlar.'”
2024-2025 eğitim öğretim yılı biyoloji dersi müfredatı ise “yaratılış teorisi”ni merkez aldı. Biyoloji Dersi Öğretim Programı açıklamasında, “Biyolojik olaylar; bir plan ve program gereği olarak ortaya çıkar, kainat ve içindeki canlı cansız tüm varlıklarda görülen mükemmel dengeye ve düzene işaret eder” dendi. Ünsal ise gerek biyoloji dersi müfredatında yapılan değişikliğin gerek bilim dışı etkinliklerin toplum psikolojisinde derin yaralar açacağını söylüyor:
“Dünyada kabul edilmiş teori ve kavramlar üzerinden eğitim yapmalıyız. Ancak bugün biyoloji müfredatında bir bakıyorsunuz; evrimi tamamen çıkarmışlar, yaratıcı dogma üzerinden bir açıklamaya gitme gereği duymuşlar. Bunların son derece planlı ve sakil uygulamalar olduğunu, ancak toplumun psikolojisinde derin yaralar açacak uygulamalar olduğunu düşünüyorum.”
‘Karaman’daki skandal çorap söküğünü başlatacak olan ipliktir’